ANASAYFA
TV PROGRAMLARI
PROGRAMLAR
YAYIN AKIŞI
CANLI YAYIN
24 RADYO
REKLAM
İLETİŞİM VE KÜNYE

Viral enfeksiyonlar Alzheimer riskini 31 kat artırıyor

Ayşegül Gedik - | Son Güncelleme Tarihi:
Viral enfeksiyonlar Alzheimer riskini 31 kat artırıyor

Yarım milyondan fazla tıbbi kayıt üzerinde yapılan kapsamlı bir araştırma, ensefalit ve zatürre gibi şiddetli viral enfeksiyonların Alzheimer ve Parkinson gibi nörodejeneratif hastalıkların gelişme riskini belirgin şekilde yükselttiğini ortaya koymaktadır.

Kapat

HABERİN DEVAMI

2023 yılında yayımlanan ve yaklaşık 500 bin tıbbi kayıt incelenerek hazırlanan geniş kapsamlı bir araştırma, ciddi viral enfeksiyonlar ile beyin hastalıkları arasında önemli bağlantılar tespit etmiştir. Araştırmacılar, bu çalışmada viral enfeksiyonlar ile nörodejeneratif durumlar arasında toplam 22 farklı ilişki bulmuşlardır. Bu bulgular, enfeksiyöz hastalıkların uzun vadede sinir sistemine nasıl zarar verebileceğini gösteren önemli kanıtlar sunmaktadır.

Viral ensefalit ve Alzheimer arasındaki çarpıcı bağlantı

Araştırmanın en dikkat çekici bulgusu, viral ensefalit adı verilen beyin iltihabı türü ile Alzheimer hastalığı arasındaki ilişkidir. Viral ensefalit tedavisi gören hastaların Alzheimer hastalığı geliştirme olasılığı, genel popülasyona kıyasla 31 kat daha yüksek bulunmuştur. Bu istatistik, her 406 viral ensefalit vakasından yaklaşık 24'ünün Alzheimer hastalığına ilerlediğini göstermektedir; bu da yüzde 6'lık bir orana karşılık gelmektedir. Bu bulgu, beyin enfeksiyonlarının nörodejeneratif hastalıkların gelişiminde ne kadar kritik bir rol oynayabileceğini açıkça ortaya koymaktadır.

Araştırmacılar, viral enfeksiyonların beyin üzerindeki etkisinin bazı durumlarda 15 yıla kadar devam edebileceğini belirtmiştir. Bu uzun süreli etki, enfeksiyonun akut döneminden çok sonra bile nörodejeneratif hastalıkların ortaya çıkabileceğini göstermektedir. Önemli bir nokta ise, virüslere maruz kalmanın koruyucu bir etki gösterdiği hiçbir örneğin bulunmamasıdır; tüm bulgular enfeksiyonların olumsuz etkilerini işaret etmektedir.

Grip, zatürre ve diğer enfeksiyonlar nörodejeneratif hastalık riskini artırıyor

Araştırmanın kapsamı sadece viral ensefalit ile sınırlı değildir. Gribi kaptıktan sonra zatürre nedeniyle hastaneye yatırılan kişilerin Alzheimer hastalığı, demans, Parkinson hastalığı ve amiyotrofik lateral skleroz (ALS) gibi ciddi nörodejeneratif hastalıklara yakalanma riski belirgin şekilde artmıştır. Bu bulgular, solunum yolu enfeksiyonlarının bile sinir sistemine uzun vadeli hasar verebileceğini göstermektedir.

Bağırsak enfeksiyonları ve menenjit de araştırmada incelenen diğer önemli enfeksiyonlardır. Her iki enfeksiyonun da genellikle viral kaynaklı olması, virüslerin vücudun farklı bölgelerinde nörodejeneratif hastalıkları tetikleyebileceğini göstermektedir. Ayrıca zona hastalığına neden olan varisella-zoster virüsü de birkaç nörodejeneratif hastalığın gelişiminde rol oynamıştır. Bu çeşitli enfeksiyonlar arasında ortak paydanın bulunması, viral enfeksiyonların beyin sağlığı üzerindeki genel tehdidini vurgulamaktadır.

Virüslerin kan-beyin bariyerini geçme yeteneği

Araştırmacılar, beyin hastalıklarında rol oynayan virüslerin yaklaşık yüzde 80'inin 'nörotropik' olarak sınıflandırıldığını belirtmiştir. Nörotropik virüsler, kan-beyin bariyerini aşabilme ve doğrudan sinir sistemine ulaşabilme yeteneğine sahiptir. Bu özellik, bu virüslerin neden bu kadar etkili bir şekilde nörodejeneratif hastalıklara yol açabildiğini açıklamaktadır. Kan-beyin bariyerini geçebilen virüsler, beyin dokusunda doğrudan enfeksiyona ve iltihaplanmaya neden olabilir, bu da uzun vadeli sinir hasarına yol açabilir.

Bu mekanizma, enfeksiyonun akut döneminden çok sonra bile hastalık belirtilerinin ortaya çıkabileceğini açıklamaya yardımcı olmaktadır. Virüsler beyin dokusunda kalıcı hasar oluşturabilir veya kronik iltihaplanmayı tetikleyebilir, bu da yıllar sonra nörodejeneratif hastalıkların gelişmesine katkıda bulunabilir.

Aşılamanın nörodejeneratif hastalık riskini azaltma potansiyeli

Araştırmacılar, mevcut aşıların bu virüslerin bazıları için kullanılabilir olduğunu vurgulamıştır. Grip, zona (varisella-zoster) ve zatürre aşıları, bu araştırmada tespit edilen viral enfeksiyonların başında gelmektedir. Aşılar tüm hastalık vakalarını tamamen önleyemese de, hastaneye yatış oranlarını önemli ölçüde azalttığı bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Bu bulgular, düzenli aşılamanın nörodejeneratif hastalık geliştirme riskinin bir kısmını azaltabileceğini güçlü bir şekilde desteklemektedir.

Araştırmacılar, bu kanıtların aşılamanın sadece akut enfeksiyonları değil, aynı zamanda uzun vadeli nörolojik komplikasyonları da önleyebileceğini gösterdiğini belirtmiştir. Bu perspektif, aşılamanın halk sağlığı açısından önemini yeniden tanımlamaktadır ve enfeksiyöz hastalıkların önlenmesinin beyin sağlığını korumada ne kadar kritik olduğunu ortaya koymaktadır.

Epstein-Barr virüsü ve multipl skleroz bağlantısı

Araştırmanın bulguları, daha önceki çalışmalarla da tutarlılık göstermektedir. 2022 yılında 10 milyondan fazla insan üzerinde yapılan bir başka araştırma, Epstein-Barr virüsünü multipl skleroz riskinde 32 kat artışla ilişkilendirmiştir. Bu bulgu, viral enfeksiyonlar ve nörodejeneratif hastalıklar arasındaki bağlantının sadece bu araştırmaya özgü olmadığını, aksine birden fazla bağımsız çalışmada ortaya çıkan bir patern olduğunu göstermektedir. Farklı virüsler ve farklı nörodejeneratif hastalıklar arasında benzer ilişkilerin bulunması, bu alanın ne kadar önemli olduğunu vurgulamaktadır.

Araştırmanın metodolojisi ve veri analizi yaklaşımı

Araştırmanın başında, bilim insanları yıllardır tek tek bireysel nörodejeneratif bozukluklar ile belirli virüsler arasındaki bağlantıları aramışlardır. Ancak bu geleneksel yaklaşım, tüm olası ilişkileri sistematik bir şekilde ortaya koymakta sınırlı kalmıştır. Araştırmanın kıdemli yazarı Michael Nalls, Ulusal Yaşlanma Enstitüsü'nde nörogenetikçi olarak çalışmaktadır ve bu çalışmada farklı, daha veri bilimi odaklı bir yaklaşım denemeye karar verdiklerini belirtmiştir.

Araştırmacılar, tıbbi kayıtları kullanarak tüm olası bağlantıları tek seferde sistematik bir şekilde arayabilmiştir. İlk olarak, altı farklı nörodejeneratif hastalık türüne sahip yaklaşık 35 bin Finlandiyalının tıbbi kayıtlarını analiz etmiş ve bunu beyin hastalığı olmayan 310 bin kontrol grubuna karşı karşılaştırmışlardır. Bu ilk analiz, viral maruz kalma ile nörodejeneratif hastalıklar arasında 45 bağlantı ortaya çıkarmıştır.

Bulguları doğrulamak için, araştırmacılar İngiltere Biyobankası'ndan 100 bin tıbbi kaydın sonraki analizini gerçekleştirmiştir. Bu ikinci analiz, ilk bulguları daraltarak 22 bağlantı tespit etmiştir. Bu metodolojik yaklaşım, bulguların güvenilirliğini ve tekrarlanabilirliğini artırmıştır. Geriye dönük gözlemsel bir çalışma olmasına rağmen, bu araştırma Parkinson ve Alzheimer hastalığında virüslerin rolüne işaret eden geniş araştırma yığınına önemli bir katkı sağlamaktadır.

Nörodejeneratif hastalıklar ve viral enfeksiyonların önlenebilir risk faktörleri olması

Nörodejeneratif bozukluklar, çok az etkili tedavinin bulunduğu ve birçok bilinmeyen risk faktörünün yer aldığı karmaşık bir hastalıklar koleksiyonudur. Ortak yazar Andrew Singleton, bir nörogenetikçi ve Alzheimer araştırmacısı olup Alzheimer ve İlgili Demanslar Merkezi'nin direktörüdür. Singleton, bu araştırmanın sonuçlarının sinir sistemindeki viral enfeksiyonların ve ilgili iltihabın bu tür bozukluklar için yaygın ve muhtemelen önlenebilir risk faktörleri olabileceği fikrini desteklediğini belirtmiştir.

Bu bulgu, nörodejeneratif hastalıkların önlenmesi konusunda yeni bir perspektif sunmaktadır. Eğer viral enfeksiyonlar gerçekten bu hastalıkların gelişiminde önemli bir rol oynuyorsa, enfeksiyöz hastalıkların önlenmesi ve kontrolü, beyin sağlığını korumada temel bir strateji haline gelmektedir. Aşılamanın, antiviral tedavilerin ve enfeksiyöz hastalıkların erken teşhisinin nörodejeneratif hastalık riskini azaltmada ne kadar önemli olabileceği, bu araştırmanın en önemli çıkarımlarından biridir.

Sonuç olarak, bu kapsamlı araştırma, viral enfeksiyonlar ile nörodejeneratif hastalıklar arasında güçlü bağlantılar ortaya koymaktadır. Bulgular, enfeksiyöz hastalıkların sadece akut dönemde değil, uzun vadede de sinir sistemine ciddi hasar verebileceğini göstermektedir. Bu bilgiler, halk sağlığı politikaları ve bireysel sağlık kararları açısından önemli çıkarımlar sunmaktadır. Aşılamanın ve enfeksiyöz hastalıkların önlenmesinin, beyin sağlığını korumada ne kadar kritik olduğu, bu araştırmanın en değerli mesajıdır.


Etiketler:
viral enfeksiyonlar Alzheimer hastalığı nörodejeneratif hastalıklar tıbbi araştırma beyin sağlığı