ANASAYFA
TV PROGRAMLARI
PROGRAMLAR
YAYIN AKIŞI
CANLI YAYIN
24 RADYO
REKLAM
İLETİŞİM VE KÜNYE

Besin takviyelerinin gizli tehlikesi! Karaciğer hasarı riski artıyor

Oğuz Polatbilek - | Son Güncelleme Tarihi:
Besin takviyelerinin gizli tehlikesi! Karaciğer hasarı riski artıyor

Bilimsel araştırmalar, sıklıkla enerji ve bağışıklık güçlendirici olarak pazarlanan bazı besin takviyelerinin ciddi karaciğer hasarı riskini artırdığını ortaya koymaktadır. JAMA Network dergisinde yayınlanan çalışmaya göre, zerdeçal, yeşil çay özü ve kırmızı pirinç mayası içeren ürünler kalıcı karaciğer zararına yol açabilmektedir.

Kapat

HABERİN DEVAMI

Besin takviyelerinin sağlığın korunmasında önemli rol oynadığı yaygın olarak kabul edilse de, bazı ürünlerin ciddi sağlık tehlikeleri taşıyabileceği giderek daha net biçimde ortaya çıkmaktadır. Uluslararası bilimsel platformlarda yayınlanan son araştırmalar, belirli besin takviyelerinin karaciğer üzerinde kalıcı hasarlar meydana getirebileceğini göstermektedir. Özellikle enerji artırıcı ve bağışıklık sistemini güçlendirici olarak tanıtılan bu ürünler, hem Yunanistan'da hem de dünya genelinde yaygın olarak kullanılmaktadır.

Araştırmanın ortaya koyduğu tehlikeli takviyeler

JAMA Network adlı prestijli bilimsel dergide yer alan çalışma, karaciğer hasarı riskini artıran üç ana besin takviyesini tanımlamıştır. Bunlar arasında zerdeçal içeren ürünler, yeşil çay özü takviyesi ve kırmızı pirinç mayası (red yeast rice) bulunmaktadır. Bu ürünler özellikle artrit rahatsızlığından muzdarip kişiler, kronik yorgunluk ve sıcak basmaları yaşayan kadınlar tarafından sıkça tercih edilmektedir. Ayrıca kilo kaybı hedefleriyle de birçok kişi tarafından düzenli olarak tüketilmektedir. Araştırmacılar laboratuvar ortamında gerçekleştirdikleri analizler sonucunda, bu ürünleri üreten bazı markaların formülasyonlarında karaciğerde kalıcı hasarlara neden olabilecek bileşenler bulunduğunu tespit etmiştir.

Etiket yanlışlıkları ve gizli bileşenler

Çalışmanın başkanı ve Michigan Üniversitesi'nde gastroenteroloji uzmanı olan Dr. Alisa Likhitsup, kimyasal analiz sonuçlarının endüstrideki ciddi sorunları gözler önüne serdiğini belirtmiştir. Birçok besin takviyesi ürününün etiketlerinde hata ve eksiklikler bulunmakta, karaciğer sorunlarına ve hatta karaciğer yetmezliğine neden olduğu bilimsel olarak kanıtlanmış bazı bileşenler ürün paketlemesinde belirtilmemektedir. Bu durum tüketicilerin bilinçsiz bir şekilde potansiyel tehlike altında olduğunu göstermektedir. Uzman, takviye ve ilaç kullanımı sonrasında karaciğerde meydana gelen hasarların son yıllarda önemli ölçüde arttığını vurgulamıştır. Güncel veriler, ilaçlar ve besin takviyelerinin karaciğer hasarlarının yaklaşık beşte birinden sorumlu olduğunu göstermektedir.

Karaciğer nakli istatistikleri alarm veriyor

Araştırma bulgularının ciddiyeti, karaciğer nakli istatistikleri incelendiğinde daha da belirgin hale gelmektedir. Besin takviyesi alımıyla ilişkili hasarlar nedeniyle Amerika Birleşik Devletleri'nde gerçekleştirilen karaciğer nakli operasyonları 1994 ile 2009 yılları arasında yüzde yetmiş oranında artmıştır. Bu dramatik artış, besin takviyelerinin karaciğer sağlığı üzerindeki olumsuz etkisinin ne kadar yaygın olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Söz konusu çalışma, popüler besin takviyelerinin karaciğer sorunlarıyla bağlantısını keşfeden ilk bilimsel araştırma olmasa da, bu tür komplikasyonların genel olarak nadir görüldüğü düşünülmektedir. Ancak artan istatistikler, bu riskin göz ardı edilemeyecek kadar önemli hale geldiğini göstermektedir.

Düzenleyici çerçevenin yetersizliği

Besin takviyelerinin güvenliği konusundaki endişelerin bir diğer kaynağı, bu ürünleri denetleyen yasal ve idari mekanizmaların zayıflığıdır. Yunanistan'da besin takviyelerinin onay sürecinden geçmediği, yani önceden değerlendirme ve lisanslamadan geçmediği bilinmektedir. Bunun yerine, bu ürünler bildirim rejimine ve bastırıcı denetime tabi tutulmaktadır. Bu durum, yetkili organlar tarafından besin takviyelerini yöneten düzenleyici çerçevenin, reçeteli ilaçlar için geçerli olan katı standartlardan açıkça daha az sıkı olduğu anlamına gelmektedir. Sonuç olarak, piyasaya sürülen birçok ürün, yeterli güvenlik ve etkinlik testinden geçmeden tüketicilere ulaşabilmektedir. Bu eksiklik, özellikle besin takviyesi pazarının hızlı büyümesi göz önüne alındığında, ciddi bir halk sağlığı sorunu teşkil etmektedir.

Tüketicilerin alması gereken önlemler

Herhangi bir besin takviyesi almayı düşünen kişilerin ilk adımı, mutlaka kendi doktorlarına danışmak olmalıdır. Sağlık profesyonelleri, hastanın kan testlerine ve takip ettiği ilaç tedavisine dayanarak, bireysel ihtiyaçlara uygun ve kişiselleştirilmiş takviye önerileri sunabilmektedir. Bu yaklaşım, potansiyel yan etkileri ve ilaç etkileşimlerini önceden tespit etmeye yardımcı olmaktadır. Özellikle karaciğer hastalığı öyküsü olan, kronik hastalıklar için ilaç kullanan veya yaşlı bireyler, besin takviyesi kullanmadan önce tıbbi danışma almalıdırlar. Ayrıca, tüketiciler ürün etiketlerini dikkatle incelemeli, bilinmeyen veya şüpheli bileşenleri içeren ürünlerden kaçınmalıdırlar. Sağlık kurumlarına bildirilen yan etkileri takip etmek ve güvenilir kaynaklar aracılığıyla bilgi edinmek de önemli bir koruma mekanizmasıdır.

Sonuç olarak, besin takviyelerinin sağlık açısından faydalı olabileceği doğru olmakla birlikte, bazı ürünlerin ciddi karaciğer hasarı riski taşıdığı bilimsel araştırmalarla kanıtlanmıştır. Tüketiciler, bu ürünleri kullanmadan önce mutlaka tıbbi danışma almalı, ürün seçiminde dikkatli olmalı ve düzenli olarak sağlık kontrollerinden geçmelidir. Sağlık otoriteleri ise besin takviyelerinin denetim ve onay süreçlerini daha katı hale getirerek, halk sağlığını koruma sorumluluğunu yerine getirmelidir.


Etiketler:
besin takviyesi karaciğer hasarı sağlık riski zerdeçal yeşil çay özü