ANASAYFA
TV PROGRAMLARI
PROGRAMLAR
YAYIN AKIŞI
CANLI YAYIN
24 RADYO
REKLAM
İLETİŞİM VE KÜNYE

Antidepresan bırakmak isteyenler için kritik uyarı! hangi yöntem daha güvenli?

Onur Bal - | Son Güncelleme Tarihi:
Antidepresan bırakmak isteyenler için kritik uyarı! hangi yöntem daha güvenli?

The Lancet dergisinde yayımlanan kapsamlı bir araştırma, antidepresanların bırakılması sürecinde en etkili yöntemin ne olduğunu gözler önüne serdi. Araştırma, psikolojik destekle birlikte kademeli ilaç azaltmanın, depresyonun nüksetmesini önlemede önemli rol oynadığını ortaya koydu.

Kapat

HABERİN DEVAMI

The Lancet dergisinde yayımlanan yeni bir bilimsel çalışma, antidepresan tedavisini sonlandırmak isteyenler için en güvenli ve etkili yöntemi ortaya koydu. Araştırmaya göre, depresyon tedavisinde kullanılan antidepresanların bırakılması sırasında izlenecek yol, hastaların yeniden depresyona girme riskini önemli ölçüde etkiliyor. Özellikle psikolojik destekle birlikte kademeli doz azaltımının, depresyonun tekrarlamasını önlemede oldukça başarılı olduğu vurgulanıyor. Bu bulgular, depresyon tedavisi gören ve ilaçlarını bırakmayı düşünen birçok kişi için yol gösterici nitelikte.

Antidepresan bırakma sürecinde hangi yöntem daha etkili?

Antidepresan tedavisini başarıyla tamamlayan yetişkinler için, ilacın birden kesilmesi ya da hızlıca azaltılması yerine, dozun yavaş yavaş düşürülmesi ve bu süreçte psikolojik destek alınması, depresyonun nüksetme riskini azaltıyor. The Lancet Psychiatry dergisinde yayımlanan ve 76 randomize kontrollü çalışmayı kapsayan bu kapsamlı meta-analiz, antidepresan bırakma stratejileri üzerine bugüne kadar yapılmış en geniş araştırmalardan biri olma özelliği taşıyor. Araştırmada, toplam 17.379 yetişkinin verileri incelendi; katılımcıların büyük çoğunluğu kadınlardan oluşurken, ortalama yaş 45 olarak belirlendi. Katılımcılar, depresyon ya da anksiyete bozuklukları nedeniyle antidepresan kullanıyor ve ortalama 10-11 ay boyunca takip ediliyordu. Araştırmanın anahtar kelimesi olan "antidepresan", çalışmanın merkezinde yer alıyor ve tüm bulgular bu ilaçların bırakılma süreçlerine odaklanıyor.

Çalışmada, antidepresan bırakma yöntemleri arasında; ilacın aniden kesilmesi, hızlı azaltma (dört hafta veya daha kısa sürede dozun azaltılması), kademeli azaltma (dört haftadan uzun sürede dozun azaltılması), düşük dozda devam etme ve standart dozda devam etme gibi farklı stratejiler karşılaştırıldı. Sonuçlar, psikolojik destekle birlikte kademeli azaltmanın, bir yıl içinde depresyonun yeniden ortaya çıkmasını önlemede, ilacı standart dozda kullanmaya devam etmek kadar etkili olduğunu gösterdi. Özellikle, antidepresanların aniden bırakılması veya hızlıca azaltılması en az etkili yöntemler olarak öne çıktı. Araştırmacılar, psikolojik destekle kademeli azaltmanın, her beş kişiden birinin yeniden depresyona girmesini önleyebileceğini belirtti.

Psikolojik destek ve bireyselleştirilmiş yaklaşımın önemi

Çalışmanın yazarları, elde edilen bulguların antidepresanların gereksiz olduğu ya da psikoterapinin tek başına yeterli olduğu anlamına gelmediğini özellikle vurguluyor. Tam tersine, her hastanın durumuna özel bir yol izlenmesi gerektiği, antidepresan bırakma sürecinin mutlaka kademeli ve bireyselleştirilmiş bir şekilde planlanması gerektiği ifade ediliyor. Bu süreçte yapılandırılmış psikolojik destek almak, hem ilaç bırakma sürecinin güvenliğini artırıyor hem de depresyonun tekrarlama olasılığını azaltıyor. Araştırmanın baş yazarı, Verona Üniversitesi'nden Profesör Giovanni Ostuzzi, depresyonun çoğunlukla tekrarlayan bir hastalık olduğuna dikkat çekiyor ve uzun süreli tedavi gerekliliğinin altını çiziyor. Klinik kılavuzlar, ilk depresyon atağı sonrası altı ila dokuz ay, tekrarlayan ataklarda ise iki yıla kadar antidepresan kullanımını öneriyor. Ancak, pratikte hastaların çoğu bu sürelerden çok daha uzun süre ilaç kullanıyor ve bu da gereksiz yan etkilere ya da ilaç bağımlılığına yol açabiliyor.

Çalışmada ayrıca, antidepresan bırakma stratejileri arasındaki yan etkiler ve bırakma oranları arasında anlamlı bir fark bulunmadığı belirtildi. Ancak, yoksunluk belirtileri ve yaşam kalitesi üzerindeki etkiler konusunda veri eksikliği olduğu, bu nedenle bu konularda daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulduğu ifade edildi. Özellikle anksiyete bozuklukları için elde edilen verilerin daha zayıf olduğu ve bu alanda daha fazla klinik çalışmaya ihtiyaç duyulduğu vurgulandı. Araştırmacılar, antidepresan bırakmayı düşünen herkesin mutlaka doktorlarıyla görüşerek kendilerine en uygun stratejiyi belirlemeleri gerektiğini belirtiyor.

Antidepresan bırakmanın küresel etkileri ve klinik uygulamalara yansımaları

Bu geniş kapsamlı meta-analiz, antidepresan bırakma stratejileriyle ilgili bugüne kadar yapılmış en titiz çalışmalardan biri olarak öne çıkıyor. Araştırma, depresyon tedavisinde antidepresanların bırakılması sürecinin, sadece bireysel değil, aynı zamanda küresel sağlık politikaları açısından da önemli sonuçlar doğurabileceğini gösteriyor. Özellikle, antidepresanların gereğinden uzun süre kullanılması ve aşırı reçete edilmesiyle ilgili endişeler, bu tür bilimsel bulguların klinik kılavuzlara yansıtılmasını daha da önemli kılıyor. Araştırmanın ortak yazarlarından Dr. Debora Zaccoletti, güvenli alternatif tedavi yöntemlerinin, özellikle psikolojik destek, bilişsel-davranışçı terapi ve mindfulness temelli yaklaşımların umut verici olduğunu belirtiyor. Ancak, bu tür psikoterapötik yaklaşımların yaygınlaştırılması için önemli sağlık kaynaklarına ihtiyaç duyulduğu, bu nedenle daha kısa süreli, maliyet etkin ve uzaktan uygulanabilir müdahalelerin geliştirilmesi gerektiği ifade ediliyor.

Çalışmanın sonuçları, depresyon tedavisi gören ve kendini iyi hisseden hastaların, antidepresan bırakma sürecinde kademeli azaltma ve psikolojik destekle bireyselleştirilmiş bir yol izlemelerinin önemini ortaya koyuyor. Ayrıca, bu bulguların klinik kılavuzların güncellenmesi ve tedavi gözden geçirmelerinin teşvik edilmesi açısından da kritik olduğu belirtiliyor. Analizin en dikkat çekici bulgularından biri, psikolojik desteğin tüm farmakolojik stratejilerde daha iyi sonuçlar doğurduğu yönünde. Bu durum, psikoterapinin depresyon tedavisindeki rolünü bir kez daha gündeme getiriyor.

Antidepresan bırakmada dikkat edilmesi gerekenler

Uzmanlar, antidepresan bırakma sürecinin mutlaka bir sağlık profesyoneli gözetiminde yürütülmesi gerektiğini vurguluyor. Özellikle, ilacın aniden kesilmesinin ya da hızlıca dozun azaltılmasının, depresyonun tekrar etme riskini artırdığına dikkat çekiliyor. Kademeli azaltma ve psikolojik destek, hem ilaç bırakma sürecinin daha güvenli geçmesini sağlıyor hem de hastanın yaşam kalitesini koruyor. Araştırmada, antidepresanların bırakılması sırasında ortaya çıkabilecek yoksunluk belirtileri ve diğer klinik olarak önemli faktörler hakkında daha fazla bilgiye ihtiyaç olduğu belirtiliyor. Bu nedenle, antidepresan bırakmayı düşünen kişilerin, mutlaka doktorlarıyla birlikte kendilerine en uygun stratejiyi belirlemeleri öneriliyor.

Sonuç olarak, The Lancet dergisinde yayımlanan bu kapsamlı araştırma, antidepresan bırakma sürecinde kademeli azaltma ve psikolojik desteğin önemini bir kez daha gözler önüne seriyor. Araştırmanın bulguları, depresyon tedavisinde antidepresanların bırakılması sürecinin, kişiye özel ve yapılandırılmış bir şekilde planlanmasının gerekliliğini ortaya koyuyor. Bu yaklaşım, hem depresyonun nüksetme riskini azaltıyor hem de hastaların yaşam kalitesini artırıyor. Klinik uygulamalarda bu bulguların dikkate alınması, depresyon tedavisinde daha etkili ve güvenli sonuçlar elde edilmesini sağlayabilir.


Etiketler:
antidepresan depresyon psikolojik destek ilaç bırakma the lancet