ANASAYFA
TV PROGRAMLARI
PROGRAMLAR
YAYIN AKIŞI
CANLI YAYIN
24 RADYO
REKLAM
İLETİŞİM VE KÜNYE

Osmanlı'dan günümüze kedilerin İstanbul hikayesi

Büşra Mutlu - | Son Güncelleme Tarihi:
Osmanlı'dan günümüze kedilerin İstanbul hikayesi

İstanbul'da yaşayan tahmini çeyrek milyon başıboş kedi, şehrin tarihine ve dokusuna öyle derinden işlenmiş durumda ki, burada insan ve hayvan arasında yüzyıllar boyunca gelişen bir saygı ve paylaşım kültürü oluşmuştur. Osmanlı döneminden günümüze kadar uzanan bu ilişki, dünyada başka yerlerde tanık olmadığı yerel bir bağlılığın kanıtıdır.

Kapat

HABERİN DEVAMI

İstanbul'un sokaklarında, camilerinde, metro istasyonlarında ve kafelerinde her gün hassas bir denge kurulur. On beş milyondan fazla insanın yaşadığı, Boğaz'ın iki yanında Avrupa ve Asya'yı birbirine bağlayan Türkiye'nin en büyük şehrinde, insan ve hayvan bir arada yaşamlarını sürdürüyor. Şehrin nüfusunun yanı sıra, burada yaşayan tahmini çeyrek milyon başıboş kedi de vardır. Bu kediler, şehrin dokusuna ve tarihine işlenmiş durumda, her köşede satılan halılar kadar her yerde bulunuyorlar. İstanbul, aşk ve yaşamla durmaksızın mırıldanan, kedilerle paylaşılan bir şehirdir.

Kedilerin İstanbul'daki konumu: Ne evcil, ne başıboş

İstanbul'daki kedilerin durumunu tanımlamak, geleneksel kategorilere sığmayan bir gerçeklikle karşı karşıya olmak anlamına gelir. Fotoğrafçı ve City Cats of Istanbul kitabının yazarı Marcel Heijnen, bu durumu açıkça ifade eder: kediler ne tamamen evcil hayvan ne de tamamen başıboş, fakat bu terimlerin bir melezi olarak yaşamlarını sürdürüyor. Önemli olan nokta, kedilerin belirli insanlara ait olmadığı, ancak kendi mahallelerindeki topluluk tarafından bakıldığıdır. Bu sistem, kedilerin güvenli ve beslenmiş bir şekilde yaşamlarını devam ettirmelerini sağlarken, aynı zamanda şehrin sakinlerine de bir sorumluluk ve bağlılık duygusu veriyor. Böyle bir yapı, modern şehir yaşamında oldukça nadir ve dikkat çekici bir örnektir.

Kurumsal destek ve toplumsal sorumluluk

İstanbul'daki kedilere gösterilen ilgi, yalnızca bireysel sevgi ve ilgiden öte, kurumsal ve sistemli bir destek yapısıyla desteklenmektedir. Cat Museum Istanbul'un kurucu ortağı Fatih Dağlı, bu desteğin kapsamını açıklamaktadır. Her belediyenin kendi bölgesindeki sokak hayvanlarına yardım eden, sokak kedileri için ücretsiz kısırlaştırma hizmeti sunan bir veteriner departmanı bulunmaktadır. Bunun yanı sıra, özel hayvan klinikleri de sokak kedileri için indirimli hizmetler sunmaktadır. Sakinler genellikle veteriner faturalarını ödemek için para toplamakta, böylece kedilerin sağlık ihtiyaçlarının karşılanmasını sağlamaktadırlar. Bu tür bir toplumsal dayanışma, kedilerin yaşam kalitesini önemli ölçüde artırmakta ve şehrin insanlarının hayvan refahına ne kadar önem verdiğini göstermektedir.

Osmanlı döneminden günümüze uzanan tarih

İstanbul'daki kedilere gösterilen bu bağlılık, hiç de yeni bir fenomen değildir. Heijnen, bu ilişkinin kökenlerini Osmanlı dönemine kadar takip etmektedir. Başıboş kedilere olan sevgi ve saygı, İstanbul'un Osmanlı yönetimi altında olduğu zamanlara kadar uzanmaktadır. Bu dönemde, yerel vakıflar başıboş hayvanların bakıldığından emin olmakla görevlendirilmiş, böylece hayvanların refahı toplumsal bir sorumluluk haline gelmiştir. Başıboşlara olan bu sevgi, zamanla mancacı adında bir iş yaratılmasına neden olmuştur. Mancacılar, yani kedi bakıcıları, şehrin kedilerinin beslendiğinden emin olmakla görevlendirilmiş, tam zamanlı bir mesleğe dönüşen bu görev, sakinlerin de mancacılardan yiyecek satın alma ve kedileri kendileri besleme seçeneği sunmuştur. Bu sistem, yüzyıllar boyunca kedilerin şehirde yaşamlarını sürdürmelerini sağlamıştır.

Antik dönemden gelen kedi geleneği

İstanbul'daki kedi kültürünün kökleri, Osmanlı döneminden daha da geriye, antik çağlara kadar uzanmaktadır. Cat Museum Istanbul'un kurucu ortağı Fatih Dağlı, bu ilişkiyi daha da geriye götürmektedir. Fenikelilerden beri, deniz tüccarlarının kemirgenlerden korunmak için gemilerde kedi bulundurması çok yaygın bir uygulamadır. Roma ve Osmanlı dönemlerinde ipek ve baharat tüccar gemileri yoğun İstanbul limanlarına gelirken, sayısız kedinin de bu gemilerle birlikte şehre geldiği bilinmektedir. Bu ticari yollar, kedilerin İstanbul'a yerleşmesinin temel nedenlerinden biri olmuştur. Böylece, kediler sadece şehrin bir parçası değil, şehrin ticari ve kültürel tarihinin ayrılmaz bir bileşeni haline gelmiştir.

Günümüzde kedilerin şehirle ilişkisi

Bugün, İstanbul'un insan sakinleri hala mutlulukla mekanlarını, içeride ve dışarıda, yer üstünde ve altında, kedi şehirleriyle paylaşmaktadırlar. Bu paylaşım o kadar yaygın ve kabul görmüş durumda ki, 'Catstanbul' takma adı, dünya çapında kedi meraklıları tarafından yaygın olarak kullanılmaktadır. Birçok turist, İstanbul'u ziyaret etmek için yolculuk yaparken, kedileri görmek ve onlarla etkileşimde bulunmak da amaçlarından biri olmaktadır. Şehrin kedileri, artık turizm açısından da önemli bir çekicilik noktası haline gelmiştir. Bu durum, kedilerin İstanbul'un kimliğinin ne kadar önemli bir parçası olduğunu göstermektedir.

Kedilerin sunduğu huzur ve sakinlik

İstanbul'un sokak kedileri, gürültülü ve hareketli bir metropolde yaşayan insanlara beklenmedik bir huzur ve sakinlik sunmaktadırlar. Galata Kulesi'ni görmek için yokuş yukarı yürüdükten sonra nefesini tutmak için oturan bir ziyaretçi, tahta bir bankı bir kediyle paylaşabilir. Boğazın 360 derecelik manzarasına hayran kalan biri, bir iskelenin duvarına sokulmuş bir kediyle birlikte bu anı yaşayabilir. İstanbul'un kedileri, bazen kaotik hissettirilebilecek bir yerde çok ihtiyaç duyulan bir huzur hissi sağlamaktadırlar. Sayısız kedinin, sınır ya da dil engeli tanımayan dostça bir davet olan, isteyerek durup karşılayıcı kucaklarını okşayanlara aynı tür ilgiyi sunduğu gözlemlenmektedir. Sokakta hayatta kalmaya çalışan kediler bile dahil herkes, böyle bir nezaketi hak etmektedir.

Bir İstanbul kedisi kestirme için kucağınızı seçtiğinde, kebap eti, safran, ızgara mısır ve taze uskumru kokuları etrafınızda dönerken, şehir duyulara daha yumuşak, daha hoş bir saldırı haline gelmektedir. Bu deneyim, İstanbul'un kedilerle olan ilişkisinin ne kadar derin ve anlamlı olduğunu ortaya koymaktadır. Kediler, şehrin sadece bir parçası değil, şehrin ruhunun bir yansıması haline gelmiştir. Yüzyıllar boyunca gelişen bu bağ, İstanbul'u diğer şehirlerden ayıran, eşsiz bir özellik olarak kalmaya devam etmektedir.


Etiketler:
İstanbul kedileri sokak hayvanları kedi kültürü Osmanlı tarihi şehir yaşamı