ANASAYFA
TV PROGRAMLARI
PROGRAMLAR
YAYIN AKIŞI
CANLI YAYIN
24 RADYO
REKLAM
İLETİŞİM VE KÜNYE

Kuzey Atlantik akıntısı çöküşün eşiğinde, Avrupa'ya buz çağı tehdidi

Ali Kemal Cora - | Son Güncelleme Tarihi:
Kuzey Atlantik akıntısı çöküşün eşiğinde, Avrupa'ya buz çağı tehdidi

Bilim insanları, Kuzey Atlantik'teki geniş okyanus dolaşım sisteminin tehlikeli bir istikrarsızlık dönemine girdiğini ve Avrupa'yı yeni bir buz çağına sürükleyebileceğini uyarıyor. Deniz midyelerinin büyüme halkalarından elde edilen veriler, son 150 yılda bu kritik sistemde iki önemli çöküş belirtisi tespit etmiş.

Kapat

HABERİN DEVAMI

Okyanus derinliklerinden gelen uyarı sinyalleri

Kuzey Atlantik'te meydana gelen anormal değişimler, araştırmacıları gezegenin iklim sisteminin yavaş fakat tehlikeli bir dönüşüme tanık olabileceği konusunda endişelendirecek duruma getirmiştir. Science Advances dergisinde yayınlanan güncel bir araştırmaya göre, Avrupa ve Kuzey Amerika'nın doğu kıyıları boyunca sıcaklıkları dengelemekte önemli rol oynayan geniş bir okyanus suları dolaşım sistemi, ciddi bir gerileme göstermektedir. Bu sistem, Kuzey Atlantik Subpolar Gyre olarak bilinmekte ve tropiklerden kuzeye doğru ısı taşıyarak sessiz ancak hayati bir işlev yerine getirmektedir. Çoğu insan tarafından fark edilmese de, bu doğal mekanizmanın işleyişi durduğunda, Londra veya New York gibi büyük şehirlerdeki kış koşulları, çok daha kuzey bölgelerindeki iklim özelliklerine benzeyen dramatik değişikliklere uğrayabilir.

Araştırma ekibinin bulguları oldukça ilginç bir kaynaktan gelmektedir. Uydu verileri veya hava istasyonlarından değil, deniz tabanının derinliklerinde yer alan deniz yumuşakçalarının büyüme halkalarından elde edilen bilgiler, bu uyarı işaretlerini ortaya çıkarmıştır. Okyanus quahog'u ve köpek midyesi gibi uzun ömürlü deniz canlıları, kabuklarında ağaç halkalarına benzer şekilde yıllık bantlar oluşturmakta ve bu bantlar çevredeki okyanusun kimyasal özelliklerini kaydedip saklamaktadır.

Exeter Üniversitesi'nden bilim insanları, bu bantlı katmanları detaylı biçimde inceleyerek yüzlerce yıllık okyanus koşullarını yeniden oluşturabilmiştir. Elde ettikleri sonuçlar endişe verici niteliktedir: son 150 yılda Kuzey Atlantik akıntı sisteminde iki belirgin istikrarsızlık dönemi kaydedilmiştir. İlk dönem 1920'lerden önceki zamanda meydana gelmiş, ikinci dönem ise yirminci yüzyılın ortalarında başlamış ve o günden bu yana devam etmektedir. Araştırmanın başında yer alan Dr. Beatriz Arellano Nava, elde edilen verilerin Kuzey Atlantik'in istikrar kaybettiğine dair bağımsız kanıt sunduğunu belirtmiş ve sistemin şu anda kritik bir eşiği aşma yolunda olabileceğini ifade etmiştir.

Tarihsel felaketler ve gelecekteki tehditler

Avrupa'nın iklim tarihi, benzer bir senaryonun ne kadar yıkıcı olabileceğini göstermektedir. 1300'lerin başlarında, kıta Küçük Buz Çağı olarak adlandırılan yüzyıllar süren bir soğukluk dönemine girmiştir. Ortalama sıcaklıklar sadece birkaç santigrat derece düşmüş olsa da, bu düşüş sonuçları açısından çok ciddi olmuştur. Donmuş nehirler, başarısız ürün hasatları ve sert kışlar yaşamın normal parçası haline gelmiştir. Yeni araştırma, özellikle Kuzey Atlantik akıntı sistemi bozulmaya devam ederse, benzer bir soğuma döngüsünün tekrar geri dönebileceğini göstermektedir.

Ancak bugünün senaryosu o tarihi dönemi tam olarak tekrarlayamayacaktır. Günümüzün atmosferi daha sıcak ve daha kaotik bir yapıya sahiptir. Buna rağmen, yoğunlaşmış soğuk dalgaları, yağış düzenlerinde meydana gelen kaymalar ve Amerika Birleşik Devletleri kıyısı boyunca yükselen deniz seviyeleri riski gerçek ve somut bir tehdittir. Tam bir çöküş olmasa dahi, Kuzey Atlantik akıntı sistemindeki önemli bir yavaşlama, kuzey yarımküre boyunca iklimi tamamen yeniden şekillendirebilir ve yaşam koşullarını derinden etkileyebilir.

Küresel taşıyıcı bant sistemi ve çöküş mekanizması

Kuzey Atlantik Subpolar Gyre, aslında daha büyük bir mekanizmanın sadece bir bileşenidir. Atlantik Meridyonel Devrilme Dolaşımı, kısaca AMOC olarak bilinen bu küresel sistem, genellikle dev bir taşıyıcı banda benzetilmektedir. Bu sistem, sıcak suyu ekvatordan kuzeye doğru çekmekte, burada soğutmakta, batmakta ve sonrasında yüzeyin derinliklerinde güneye geri dönmektedir. Bu hassas denge mekanizması, iklim sisteminin temel taşlarından biridir ve dünya çapında hava koşullarını belirlemektedir.

Ancak bu hassas denge şu anda ciddi baskı altındadır. Grönland ve Arktik bölgelerinden eriyen buz, bölgeyi tatlı suyla doldurmakta ve yoğunluk odaklı batma sürecini bozup aksatmaktadır. Daha az tuz içeriği daha hafif su anlamına gelmekte ve daha hafif su, akıntının hareket etmeye devam etmekte zorlanması anlamına gelmektedir. Bu durum, Kuzey Atlantik akıntı sisteminin işleyişini tehdit etmektedir.

Dr. Beatriz Arellano Nava, böyle bir kaymanın muhtemelen kuzeye doğru ısı akışını azaltacağını açıklamış ve bunun sonucunda daha sık aşırı hava olayları, Avrupa'da daha güçlü mevsimsel karşıtlıklar ve küresel yağış düzenlerinde önemli kaymalar meydana geleceğini belirtmiştir. Kısacası, hiçbir bölge bu değişimden dokunulmamış kalamamaktadır. Kuzey Atlantik akıntı sisteminin zayıflaması, tüm dünyada gıda üretiminden enerji kaynaklarına kadar pek çok alanı etkileyebilir.

Gerçeklik ve Hollywood arasındaki fark

Okyanuslar bir gecede donmayacak ve Hollywood felaket filmlerinin sunduğu dramatik senaryolar tamamen gerçekleşmeyecektir. Ancak bu akıntı sistemi tökezlemeye devam ederse, daha geniş AMOC'u zayıflatabilir ve bozulmuş tarım mevsimlerinden daha güçlü fırtınalara, öngörülemeyen hava aşırılıklarına ve ekonomik kayıplara kadar dünya çapında dalga etkileri gönderebilir. Kuzey Atlantik akıntı sisteminin yavaş yavaş durması, insanlık için yavaş ama emin bir felakettir.

Araştırma ekibine göre, harekete geçmek için hala dar bir pencere bulunmaktadır. Kuzey Atlantik akıntı sistemi tamamen devrilmemiş olabilir, ancak istikrarsızlık belirtileri birikmeye devam etmektedir. Dr. Nava'nın vurguladığı gibi, sera gazı emisyonlarını hızla azaltmak, Atlantik Okyanusu'ndaki devrilme noktalarını önlemenin en etkili yoludur. Bu nedenle, iklim değişikliğine karşı alınan önlemler sadece çevresel değil, aynı zamanda insanlığın geleceği için de hayati önem taşımaktadır.


Etiketler:
Kuzey Atlantik iklim değişikliği okyanus akıntısı Avrupa buz çağı