Sarılmanın bilinmeyen gücü ortaya çıktı! Uzmanlar açıkladı

Günümüzde stres ve kaygı ile başa çıkmak için çeşitli yöntemler önerilse de, sarılma gibi basit bir fiziksel temasın insan üzerinde ne kadar derin bir etki yarattığı bilimsel olarak da kanıtlanıyor. Uzmanlara göre, kucaklaşma sırasında vücutta ve beyinde meydana gelen değişimler, kişinin kendini daha huzurlu ve güvende hissetmesini sağlıyor. Bu etki, hem nörobiyolojik hem de psikolojik mekanizmaların bir araya gelmesiyle oluşuyor ve "kucaklaşma etkisi" olarak adlandırılıyor.

Sarılma etkisinin nörobiyolojik temelleri

Sarılma sırasında vücutta özel sinir lifleri, özellikle C-taktik afferentler, aktif hale geliyor. Bu sinir lifleri, ciltteki termal ve dokunsal uyarıları beyin korteksinin insular lobuna iletiyor. Bu süreç, vücutta oksitosin adı verilen hormonun salgılanmasını tetikliyor. Oksitosin, mutluluk ve huzur hissiyle yakından ilişkili bir hormon olarak biliniyor. Ayrıca, oksitosin beynin amigdala bölgesini de etkileyerek, kaygı ve korku gibi yoğun duygusal tepkilerin baskılanmasına yardımcı oluyor. Böylece, sarılma etkisi sayesinde kişi kendini daha sakin ve dengede hissediyor.

Psikolojik destek ve sıcaklık hissinin önemi

Sarılma yalnızca fizyolojik bir tepki oluşturmakla kalmıyor, aynı zamanda psikolojik açıdan da önemli bir destek sunuyor. Sarılma sırasında beyin, yanında güvenilir ve destekleyici birinin varlığını algılıyor. Bu yakınlık ve güven duygusu, kişinin zor anları daha kolay atlatmasına yardımcı oluyor ve içsel gerilimi azaltıyor. Ayrıca, yapılan bilimsel araştırmalar, bir başkasının cildinin sıcaklığının iyi hissetme üzerinde belirleyici bir rol oynadığını gösteriyor. Özellikle İtalyan ve Britanyalı bilim insanlarının Cell dergisinde yayımlanan çalışmaları, sıcak dokunuşların sarılma etkisini güçlendirdiğini ortaya koyuyor. Bu bulgular, sarılmanın stresli durumlarda neden bu kadar etkili olduğuna dair önemli ipuçları sunuyor.