Beş yıllık araştırma uyku ve demans arasındaki gizli bağlantıyı ortaya koydu

California Üniversitesi araştırmacıları, beş yıl boyunca 700'den fazla yaşlı kadını izleyerek, gündüz uykululuğu ve artan kestirme sürelerinin demans gelişimi riskini iki katına çıkardığını tespit etti.
Uzun süreli bir bilimsel araştırma, yaşlı yetişkinlerde uyku düzenindeki değişikliklerin demans hastalığının ortaya çıkmasından önce belirgin işaretler olabileceğini göstermektedir. California Üniversitesi, San Francisco kampüsündeki bilim insanları tarafından yürütülen bu çalışma, ortalama yaşı 82 olan 733 kadını beş yıl süresince gözlemleyerek, uyku alışkanlıkları ile bilişsel gerileme arasındaki ilişkiyi incelemiştir. Araştırmanın sonuçları, gündüz saatlerinde artan uykululuk ve daha sık kestirme yapan kadınların, uyku düzeni değişmeyen yaşıtlarına kıyasla demans geliştirme olasılığının neredeyse iki kat daha yüksek olduğunu ortaya koymaktadır.
Demans nedir ve nasıl ortaya çıkar
Demans, insan beynini etkileyen ve hafızayı, muhakeme yeteneğini ile günlük yaşam aktivitelerini yerine getirme kapasitesini azaltan bir hastalık grubudur. Bu hastalığın en yaygın türü olan Alzheimer hastalığı, tüm demans vakalarının yüzde 70'ine kadar teşkil etmektedir. Hastalığın tipik belirtileri arasında sık sık unutkanlık, kişisel eşyaları yerini hatırlayamama, zaman ve mekân konusunda kafa karışıklığı, karar verme güçlüğü ve alışılan görevleri tamamlamakta zorluk çekmek yer almaktadır. Zamanla bu semptomlar kişinin bağımsız yaşama yeteneğini kaybetmesine neden olabilir ve genellikle kaygı bozukluğu ile sosyal ilişkilerde geri çekilme gibi duygusal sorunlar eşlik etmektedir. Demans riski yaşın ilerlemesi dışında, fiziksel hareketsizlik, aşırı kilo, işitme kaybı, sosyal izolasyon, sigara ve alkol kullanımı ile kontrol altına alınmayan diyabet gibi çeşitli faktörlerle artmaktadır.
Uyku ve demans arasındaki karmaşık ilişki
Bilim insanları, kötü uyku kalitesinin demans gelişiminde rol oynayabileceğini uzun zamandır şüphelenmiş olsa da, uyku eksikliğinin mi yoksa aşırı uykunun mı daha büyük bir risk oluşturduğu konusunda kesin bir sonuca varamamışlardır. Bu belirsizliğin temel nedeni, çoğu araştırmanın katılımcıların kendi bildirdikleri uyku verilerine dayanması ve objektif ölçümlerin eksik olmasıdır. California Üniversitesi araştırması bu sorunu çözmek amacıyla, her katılımcıya vücut hareketini izleyen ve gece uyku süresi, kestirme zamanı, uyku döngüleri ile dinlenme ve aktivite ritimlerini ölçebilen aktigraf adlı bilek cihazı takdırmıştır. Çalışmanın başında ve sonunda üç gün boyunca bu cihazlardan veri toplanmış, ayrıca katılımcılar ayrıntılı uyku günlükleri tutmuşlardır.
Beş yıllık izleme süresinin sonunda, araştırmacılar önemli bulgulara ulaşmışlardır. Katılımcıların ortalama kestirme süresi 33 dakika artmış, toplam günlük uyku süresi neredeyse 19 dakika uzamış ancak uyku verimliliği yüzde 6 oranında düşmüştür. Katılımcıların yaklaşık yüzde 44'ü düzenli uyku alışkanlıklarını korurken, yüzde 21'den biraz fazlası hem gündüz hem de gece uyku sürelerinde keskin artışlar yaşamıştır. Bu değişiklikler, uyku düzeninin yaşlanmayla birlikte nasıl değiştiğini ve bu değişikliklerin sağlık sonuçlarıyla ilişkisini anlamak açısından kritik veriler sunmaktadır.
Gündüz uykululuğu demans riskini iki katına çıkarıyor
Araştırmanın en dikkat çekici bulgusu, gündüz saatlerinde artan uykululuk ve daha sık kestirme yapan kadınların demans geliştirme riskidir. Nöropsikolojik testler ve tıbbi kayıtların incelenmesi sonucunda, katılımcıların yüzde 22'sinin hafif bilişsel bozukluk geliştirdiği ve neredeyse yüzde 13'ünün demans tanısı aldığı belirlenmiştir. Neurology dergisinde yayınlanan araştırma sonuçlarına göre, gün içinde giderek daha uykulu hisseden veya daha uzun ve daha sık kestiren kadınlar, uyku alışkanlıkları sabit kalanlardan neredeyse iki kat daha fazla demans geliştirme olasılığına sahiptir. Ayrıca düşük uyku kalitesi ve uzun uykusuzluk dönemleri de bilişsel gerileme riskinin yükselmesiyle doğrudan bağlantılı bulunmuştur. Bu bulgular, uyku düzenindeki değişikliklerin sadece rahatsızlık kaynağı olmadığını, aynı zamanda ciddi nörolojik sorunların habercisi olabileceğini göstermektedir.
Demans hastalığı küresel ölçekte ciddi bir sağlık sorunu olmaya devam etmektedir. Dünya Sağlık Örgütü'nün 2021 yılı verilerine göre, 57 milyon kişi demans hastalığından etkilenmekte ve her yıl 10 milyon yeni vaka ortaya çıkmaktadır. Demans, günümüzde ölüm nedenleri arasında yedinci sırada yer almakta ve yaşlı yetişkinler arasında engellilik ile bağımlılığa en çok katkıda bulunan faktörlerden biri olmaktadır.
Araştırma, uyku bozukluklarının demansa doğrudan neden olup olmadığını veya demansın uyku sorunlarına yol açıp açmadığını kesin olarak kanıtlayamasa da, uyku-uyanıklık düzeninin sürekli 24 saat izlenmesinin erken teşhis için basit ama etkili bir araç olabileceğini göstermektedir. Bu tür izleme yöntemleri, bilişsel gerilemenin erken belirtilerini yakalayabilir ve daha zamanında müdahale ile bakım hizmetlerinin sunulmasına olanak tanıyabilir. Demans hastalığının ilerlemesini yavaşlatmak veya önlemek için erken teşhis ve müdahalenin ne kadar önemli olduğu göz önüne alındığında, uyku alışkanlıklarının düzenli olarak izlenmesi yaşlı nüfus için hayat kurtarıcı bir strateji olabilir.
- Popüler Haberler -
Kadınlarda saç dökülmesinin temel nedenleri nelerdir?
Köpeğiniz neden öfkelenebilir? Uzmanlar bu hataları yapmamanızı tavsiye ediyor
Sahibinin mezarından ayrılmıyor! Köpeğin vefası görenleri duygulandırdı
Gizemli Noperthedron! Matematikçiler bu şeklin sırrını çözemiyor
Kayıp adam mezarlıkta ölü bulundu! Aile sinir krizi geçirdi
Bilim insanları sivrisineklerin ısırma tercihlerinin sırrını çözdü



