ANASAYFA
TV PROGRAMLARI
PROGRAMLAR
YAYIN AKIŞI
CANLI YAYIN
24 RADYO
REKLAM
İLETİŞİM VE KÜNYE

Fermi teleskopu 15 yıllık verilerle karanlık maddenin sırrını çözüyor

Ali Kemal Cora - | Son Güncelleme Tarihi:
Fermi teleskopu 15 yıllık verilerle karanlık maddenin sırrını çözüyor

Tokyo Üniversitesi'nden astronom Tomonori Totani, Fermi Gama-Işını Uzay Teleskopu'ndan elde edilen 15 yıllık verilerin yeni analizinde, Samanyolu'nu çevreleyen hale bölgesinde alışılmadık derecede yüksek enerjili gama ışınlarından oluşan bir parıltı tespit etti. Bu bulgu, evrenin en büyük gizemlerinden biri olan karanlık maddenin varlığına ilişkin şimdiye kadarki en güçlü ipucu olabilir.

Kapat

HABERİN DEVAMI

Galaksimizin etrafını saran geniş gaz ve radyasyon bölgesinde, bilim insanlarının uzun süredir aradığı bir işaret ortaya çıkmış olabilir. Fermi Gama-Işını Uzay Teleskopu tarafından toplanan andırıcı miktardaki veri, Samanyolu'nun halesinde, herhangi bir bilinen kaynağa kolayca açıklanamayan ve olağanüstü yüksek enerjili gama ışınlarından oluşan bir parıltıyı gözler önüne sermiştir. Tokyo Üniversitesi'nden araştırmacı Tomonori Totani'nin yürüttüğü çalışma, bu parıltının varsayımsal karanlık madde parçacıkları birbirleriyle çarpışıp yok olduğunda ortaya çıkan radyasyon olabileceğini ileri sürmektedir. Böyle bir bulgu, eğer doğrulanırsa, insanlığın karanlık maddeyi ilk kez doğrudan gözlemlemesi anlamına gelebilir ve bu da bilim dünyasında devasa bir atılım teşkil edecektir.

Karanlık madde nedir ve neden bu kadar önemlidir?

Evrenin yapısını anlama çabası içinde, bilim insanları çok uzun zamandır açıklanamayan bir sorunla karşı karşıyadır. Gözlemleyebildiğimiz yıldızlar, gezegenler ve galaksiler gibi maddelerin toplam kütlesi, evrenin yerçekimi davranışını açıklamak için yetersiz kalmaktadır. Bu tutarsızlık, bilim insanlarını, gözle görülemeyen ancak güçlü bir çekim etkisi yaratan bir madde türünün varlığını kabul etmeye itmiştir. Araştırmacılar, normal maddenin evrenin madde dağılımının yalnızca yaklaşık yüzde 16'sını oluşturduğunu, geri kalan yüzde 84'ünün ise kimliği bilinmeyen karanlık maddeden meydana geldiğini hesaplamışlardır. Bu inanılmaz oran, karanlık maddenin evrenin yapısında ne denli merkezi bir rol oynadığını göstermektedir. Neredeyse bir asır önce İsviçreli astronom Fritz Zwicky tarafından ilk kez ortaya atılan bu soru, günümüzde hala bilim insanlarının en meşgul ettiği konulardan biridir.

WIMP parçacıkları ve yok oluş teorisi

Karanlık maddenin ne olduğu sorusuna cevap aramak için, bilim insanları çeşitli teoriler geliştirmiştir. Bunların arasında en öne çıkanlardan biri, zayıf etkileşimli masif parçacıklar olarak adlandırılan ve kısaca WIMP olarak bilinen varsayımsal bir parçacık sınıfıdır. Mevcut teoriye göre, bu parçacıklar ve onların antiparçacıkları uzayda birbirleriyle çarpıştığında, birbirlerini yok ederler. Bu yok oluş süreci, gama-ışını fotonları da dahil olmak üzere, çeşitli parçacıklardan oluşan bir yağmur meydana getirmektedir. Eğer bu teori doğruysa, karanlık maddenin yoğun olduğu bölgelerde, bu yok oluş olaylarından kaynaklanan gama ışınlarının güçlü bir sinyali tespit edilebilir olmalıdır. Bilim insanları, özellikle karanlık madde yoğunluğunun yüksek olduğu galaktik merkez gibi bölgelerde bu sinyalleri aramaya başlamışlardır. Ancak, galaksimizin halesinde böyle bir sinyalin bulunması, araştırma alanını önemli ölçüde genişletmiş ve yeni umutlar doğurmuştur.

Fermi teleskopu ve 15 yıllık veri analizi

Tomonori Totani'nin araştırmasının temelini, Fermi Büyük Alan Teleskopu tarafından 15 yıl boyunca toplanan gözlemler oluşturmaktadır. Bu uzun süre zarfında biriktirilen veriler, karanlık madde sinyalini ortaya çıkarmak için gerekli istatistiksel gücü sağlamıştır. Galaktik hale çok soluk bir bölge olduğundan, gama-ışınları nispeten az sayıda ve birbirlerinden uzak mesafelerde dağılmıştır. Fazla bir sinyali tespit edebilecek istatistiksel analiz yapabilmek için, önemli sayıda foton verisi gerekli olmuştur. Daha geniş bir veri seti, aynı zamanda sinyal-gürültü oranını da artırarak, elde edilen verilerin güvenilirliğini yükseltmiştir. Totani, bu veriler üzerinde çalışırken, Fermi baloncukları ve nokta kaynakları gibi galaktik haledeki bilinen gama-ışını emisyon kaynaklarını da dikkate almıştır. Tüm bu bilinen kaynaklar matematiksel olarak hesaba katıldıktan sonra, kalan gama-ışını emisyonu ayrı bir harita üzerinde derlenmiştir.

Ortaya çıkan harita, oldukça dikkat çekici bir bulguyu gözler önüne sermiştir. 20 gigaelektronvoltta (yani 20 milyar elektronvolt) zirve yapan, soluk gama-ışını emisyonundan oluşan geniş, küresel ve hale benzeri bir bölge görülmüştür. Bu enerji seviyesi, WIMP parçacıklarının yok oluşundan beklenen aralık içinde yer almaktadır. Totani, bu bulguyu açıklarken, Samanyolu galaksisinin merkezine doğru hale benzeri bir yapıda uzanan bu gama ışınlarının, karanlık madde halosundan beklenen şekille yakından eşleştiğini belirtmiştir.

Galaktik merkez versus galaktik hale: neden hale önemli?

Bilim insanları, karanlık madde yok oluş sinyallerini araştırırken, geleneksel olarak galaktik merkezine odaklanmışlardır. Bunun nedeni, karanlık madde yoğunluğunun bu bölgede özellikle yüksek olduğu ve bu nedenle sinyalin daha güçlü olması gerektiği inancıdır. Gerçekten de, galaktik merkezde gama-ışını fazlalığının ipuçları bulunmuştur. Ancak, galaktik hale, karanlık madde yok oluş sinyali araştırmasında nispeten az keşfedilmiş bir bölge olmuştur. Hale bölgesindeki herhangi bir sinyal, galaktik merkezden gelen bir sinyalden çok daha soluk olacağından, ilk etapta tespit edilmesi oldukça zor hale gelmektedir. Bununla birlikte, hale, galaktik merkez boyunca dağıldığı düşünülen milisaniye pulsarları gibi gama-ışını kaynaklarıyla yoğun bir şekilde dolu değildir. Bu durum, haledeki herhangi bir potansiyel karanlık madde sinyalini daha temiz ve ayırt edilebilir hale getirmektedir. Başka bir deyişle, hale bölgesinde arka plan gürültüsü daha az olduğundan, karanlık madde sinyali daha net bir şekilde ortaya çıkabilir.

Bulguların anlamı ve gelecekteki araştırmalar

Tomonori Totani, bu araştırmanın potansiyel sonuçları hakkında oldukça iyimser ifadeler kullanmıştır. Eğer bu bulgular doğrulanırsa, bu insanlığın karanlık maddeyi ilk kez 'gördüğü' anı işaret edecektir. Ayrıca, ortaya çıkacak olan bu yeni parçacık, mevcut standart parçacık fiziği modeline dahil edilmemiş olacaktır. Bu durum, hem astronomi hem de fizikte büyük bir gelişmeyi ifade etmektedir. Ancak, bu kadar önemli bir bulguyu doğrulamak için, çok daha fazla çalışma yapılması gerekmektedir. Araştırmacılar, bulguyu doğrulamak amacıyla, verilerin bağımsız analizlerini çoğaltmaya çalışacak, diğer astrofiziksel süreçlerin aynı parıltıyı üretip üretemeyeceğini belirlemek için araştırmalar yürütecek ve benzer haleler için cüce galaksiler gibi diğer ortamları da araştıracaklardır. Tüm bu çalışmalar zaman alacak ve muhtemelen yıllar boyunca devam edecektir. Yine de, karanlık madde yok oluşu için öngörülen enerjilere ve şekle sahip bir gama-ışını fazlalığının bulunması, neredeyse bir asır önce ortaya atılan karanlık madde sorusuna bir cevaba doğru atılan ilginç ve umut verici bir adımdır.


Etiketler:
karanlık madde Fermi teleskopu gama ışını galaktik hale astronomi