ANASAYFA
TV PROGRAMLARI
PROGRAMLAR
YAYIN AKIŞI
CANLI YAYIN
24 RADYO
REKLAM
İLETİŞİM VE KÜNYE

Evrenin en gizemli patlaması! Süpernova ve kilonova aynı anda

Deniz Zeybek - | Son Güncelleme Tarihi:
Evrenin en gizemli patlaması! Süpernova ve kilonova aynı anda

Caltech liderliğindeki araştırma ekibi, bir yıldızın iki farklı biçimde arka arkaya patladığı evrende ilk görülen bir olayı tespit etmiş olabilir. 18 Ağustos 2025'te algılanan kütleçekim dalgaları, 1,3 milyar ışık yılı uzakta meydana gelen bu olağanüstü fenomenin izini araştırmacılara sundu.

Kapat

HABERİN DEVAMI

Caltech'in yönetiminde çalışan bir bilim insanları grubu, kozmik tarihte benzeri görülmemiş bir olayın kanıtlarını bulmuş olabilir. Bu olay, bir yıldızın şiddetli bir şekilde iki ayrı mekanizmayla patladığı, yani hem süpernova hem de kilonova özelliklerini taşıyan ilk süperkilonova olarak nitelendirilmektedir. Araştırma ekibinin yaptığı gözlemler, bu yılın başlarında tespit edilen kütleçekim dalgalarından başlayarak bir dizi analiz sonucunda ortaya çıkmıştır.

Kütleçekim dalgaları ve kozmik keşif

Süperkilonovayı keşfetme süreci, 18 Ağustos 2025 tarihinde LIGO-Virgo-KAGRA işbirliğinin kütleçekim dalgalarını tespit etmesiyle başlamıştır. Bu dalgalar, evrenin dokusunun bir çan gibi çınlaması anlamına gelen, uzay-zamanın içinden yayılan titreşimlerdir. Kütleçekim dalgaları genellikle iki nötron yıldızının inanılmaz enerjili birleşmelerinden kaynaklanır ve bu tür olaylar kilonova adı verilen parlak kozmik fenomenleri meydana getirir. Dalgaların tespit edilmesinin ardından, astronomi topluluğu saatler içinde gökyüzünü tarayarak kaynağı bulmaya başlamıştır. Araştırmacılar, 1,3 milyar ışık yılı uzakta, hızla solan ve ilgi çekici bir nesne keşfetmişlerdir. Bu nesne, şimdi AT2025ulz olarak bilinen ve olayın merkezinde yer alan kozmik objedir.

Süpernova ve kilonova: iki patlamanın bir araya gelmesi

AT2025ulz olayı, 2017'de keşfedilen GW170817 adlı kilonova ile birçok açıdan benzerlik göstermektedir. GW170817, bilim insanlarının ilk kez kütleçekim dalgalarının kaynağını ve kökenlerini tam olarak belirledikleri dönüm noktası niteliğinde bir atılımdı. Her iki olayda da, parlayan közler altın gibi ağır elementlerin oluşumunu göstererek kırmızı parlamıştır. Bu, enerjik bir çarpışmanın meydana geldiğinin açık bir göstergesidir. Ancak AT2025ulz'de beklenmedik bir gelişme yaşanmıştır. Kırmızı parıltısı birkaç gün sonra söndükten sonra, nesne bir kez daha parlamış, fakat bu sefer spektrumunda hidrojen göstermiştir. Hidrojen varlığı, tipik olarak bir kilonovadan ziyade bir süpernovanın karakteristik özelliğidir. Bu durum araştırmacıları şaşırtmış ve olayın doğasını tanımlamayı zorlaştırmıştır.

Peki bu olay tam olarak neydi? Bir süpernova mı, bir kilonova mı, yoksa her ikisinin bir kombinasyonu mu? Araştırmacılar, bunun her ikisi de olabileceğini öne sürmüştür. Geçmiş çalışmalar, nadir durumlarda hızla dönen enkaz disklerinden sadece bir tane yerine iki nötron yıldızı üretebilen süpernovaların var olabileceğini varsaymıştır. Eğer bu iki nötron yıldızı hemen çarpışıp birleşselerdi, bir kilonovanın kütleçekim dalgası sinyalini üretebilirlerdi. Normal koşullarda, bu tür birleşmeler açık uzayda meydana gelir ve emisyonlarının engelsiz görünümüne izin verir.

Patlayan yıldızın içinde meydana gelen nadir bir olay

Columbia Üniversitesi'nden astronom ve çalışmanın ortak yazarı Brian Metzger, bu sefer birleşmenin patlayan yıldızın içinde meydana geldiğini açıklamıştır. Bu durumda, herhangi bir kilonova sinyali, patlayan yıldızdan fırlayan çok daha büyük kütle tarafından engellenmiş olacaktır. Bu, olayın gözlemlenme şeklini ve elde edilen verileri önemli ölçüde etkilemiştir. Aynı derecede önemlisi, kilonovayı üreten iki çarpışan nesne şaşırtıcı derecede küçük bir cisim içeriyordu. LIGO'da lazer fizikçisi David Reitze, çarpışan nesnelerden en az birinin tipik bir nötron yıldızından daha az kütleye sahip olduğunu belirtmiştir. Bu kendi başına nadir bir bulgudur, çünkü bu tür henüz keşfedilmemiş yıldız-altı nötron yıldızlarının arkasındaki oluşum mekanizmaları yıldız evrimine büyük bir meydan okuma olmaya devam etmektedir.

Nötron yıldızlarının sınırları ve oluşum mekanizmaları

Nötron yıldızlarının genellikle 2,2 ile yaklaşık üç güneş kütlesi arasında olan bir boyut sınırına sahip olduğu tahmin edilir. Ancak prensipte, bu sınır 0,1 güneş kütlesine kadar düşebilir. Teorik olarak, bir süpernovadan yıldız-altı nötron yıldızları yapmanın sadece iki yolu vardır. Birinci yol, fisyon yoluyla gerçekleşir. Hızla dönen büyük kütleli bir yıldız süpernova olup bir yerine iki nötron yıldızına bölündüğünde bu durum ortaya çıkar. İkinci yol ise parçalanma adı verilen bir süreçle gerçekleşir.

Parçalanma senaryosunda, hızla dönen büyük kütleli yıldız (en az 20 güneş kütlesi) birkaç güneş kütlesi ağırlığında büyük bir dönen gaz diski oluşturmak üzere çöker. Oluştuktan sonraki saniyeler içinde, disk kendi yerçekimi altında kendileri yine saniyeler içinde düşük kütleli nötron yıldızlarına çökmeye devam eden daha küçük yığınlardan oluşan bir sürüye parçalanır. Metzger, bu süreci proto-yıldızları çevreleyen disklerde gezegenlerin nasıl oluştuğuna benzetmiştir. Her iki oluşum mekanizması da, evrenin karmaşık ve çeşitli yapısını gösteren önemli örneklerdir.

Bu hala belirsiz sonuç, Evren'in sonsuz gizemleriyle bizi sürekli şaşırtacağının ve şaşkına çevireceğinin bir hatırlatıcısıdır. Ayrıca bu tür büyüleyici fenomenlerin verilerde gizlenmiş birden fazla yoruma sahip olabileceğini vurgular. Süperkilonovayı ve benzer olayları doğrulamak için daha fazla araştırma gereklidir. Caltech'te astronom ve çalışmanın ilk yazarı Mansi Kasliwal, gelecekteki kilonova olaylarının GW170817 gibi görünmeyebileceğini ve süpernovalarla karıştırılabileceğini sonuçlandırmıştır. Bu bulgular, astronomların kozmik olayları anlama ve sınıflandırma konusundaki yaklaşımlarını yeniden değerlendirmesini gerektirebilir.


Etiketler:
süperkilonova kilonova Caltech kütleçekim dalgaları astronomi