ANASAYFA
TV PROGRAMLARI
PROGRAMLAR
YAYIN AKIŞI
CANLI YAYIN
24 RADYO
REKLAM
İLETİŞİM VE KÜNYE

Brezilya'da artan orman yangınları yerel toplulukları tehdit ediyor

Mehmet Can Çoban - | Son Güncelleme Tarihi:
Brezilya'da artan orman yangınları yerel toplulukları tehdit ediyor

Yirmi birinci yüzyılın en önemli iklim krizlerinden biri haline gelen orman yangınları, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi'nin Kayıp ve Hasar gündemine dahil edilmesi gerektiğini savunan uzmanlar, bu adımın en çok etkilenen topluluklar için önleme, iyileşme ve adaleti destekleyeceğini belirtiyor.

Kapat

HABERİN DEVAMI

Orman yangınları, günümüzün en belirgin iklim sorunlarından biri olarak küresel düzlemde giderek daha tehlikeli bir hal almaktadır. Kıtalarda yangın mevsiminin uzaması, aşırı olayların yoğunlaşması ve bu olayların ekosistemler, halk sağlığı, ekonomik yapı ve geçim kaynakları üzerindeki geniş kapsamlı etkileri, uluslararası iklim politikasında daha fazla yer alması gereken bir konuya işaret etmektedir. Özellikle Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC) altında oluşturulan Kayıp ve Hasar çerçevesinin, orman yangınlarının neden olduğu kayıpları ve hasarları kapsayıcı bir şekilde ele alması, iklim adaleti açısından kritik bir öneme sahiptir.

İnsan kaynaklı iklim değişikliğinin yangın riskini artırması

İnsan faaliyetleri tarafından tetiklenen iklim değişikliği, yükselen sıcaklıklar, uzayan kuraklık dönemleri ve daha sık yaşanan sıcak hava dalgalarına neden olmaktadır. Bu meteorolojik değişimler, arazi örtüsündeki dönüşümler ve yetersiz arazi yönetimi ile birleştiğinde, küresel ölçekte orman yangını riskini, oluşumunu, şiddetini ve tekrarlanma sıklığını önemli ölçüde artırmaktadır. Bilimsel araştırmalar, iklim değişikliğinin bu yangın dinamiklerini nasıl etkilediğini açık biçimde ortaya koymaktadır. Ancak, bu artan tehdit ve iklim değişikliğinin yangın riskini doğrudan artırdığına dair güçlü bilimsel kanıtlara rağmen, orman yangınlarının uluslararası iklim politikası tartışmalarında yeterince yer bulamaması endişe verici bir durumdur. Bu ihmal, zamanla daha ciddi sonuçlar doğurmaya başlamıştır.

İnsan kaynaklı iklim değişikliğinin şiddetlendirdiği orman yangını faaliyetinin artan etkileri, savunmasız nüfusları orantısız şekilde etkileyerek derin ekonomik ve sosyal kayıplara yol açmaktadır. Geçim kaynakları yok olurken, toplulukların yaşam kalitesi ciddi biçimde bozulmaktadır. Bu nedenle, orman yangınlarının Kayıp ve Hasar çerçevesinin temel bir bileşeni olarak tanınması ve dahil edilmesi, yalnızca bilimsel bir gereklilik değil, aynı zamanda bir iklim adaleti meselesidir. Savunmasız toplulukların, kendi sorumluluğu olmayan bir krizin sonuçlarıyla yüzleşmek zorunda kalması, küresel iklim hukuku açısından adil değildir.

Brezilya'daki yangın krizi ve iklim değişikliğinin doğrudan etkisi

Brezilya'dan gelen veriler, bu görevin ne kadar acil olduğunu açık biçimde göstermektedir. Kuzeydoğu Amazon bölgesinde, insan kaynaklı iklim değişikliği aşırı yangın koşullarının ortaya çıkma olasılığını 30 ile 70 kat arasında artırmıştır. Bu dramatik artış, iklim değişikliği olmasaydı meydana gelecek olandan yaklaşık dört kat daha fazla alanın yanmasına neden olmuştur. Pantanal bölgesinde ise durum daha da ciddidir; bu tür yangına yatkın koşullar 4 ile 5 kat daha olası hale gelmiş ve yanmış alanda yaklaşık 35 kat artışa yol açmıştır. Bu istatistikler, iklim değişikliğinin orman yangınları üzerindeki doğrudan ve ölçülebilir etkisini göstermektedir.

Eylül 2025'te Brasilia'da düzenlenen çok paydaşlı çalıştayda, yerel gönüllü ve topluluk itfaiye ekiplerinin temsilcileri, Yerli Halklar ve Yerel Toplulukların üyeleri, orman yangını ve iklim bilimcileri, politika yapıcılar ile iklim finansmanı uzmanları bir araya gelerek, orman yangını yönetişimindeki, finansman mekanizmalarındaki ve iklim riskine yönelik adalet odaklı yaklaşımlardaki kritik boşlukları belirlemişlerdir. Bu toplantılar, sorunun çok boyutlu doğasını ve çözüm için gereken koordineli çabayı ortaya koymaktadır.

Yerli Halklar ve Yerel Toplulukların karşılaştığı zorluklar

Brasilia'daki çalıştay öncesinde ve sırasında yapılan toplantılarda Yerli Halklar ve Yerel Toplulukların raporları, yangın mevsiminin zamanlamasının ve yoğunluğunun önemli ölçüde değiştiğini, kuru mevsimin uzadığını, halk sağlığı koşullarının kötüleştiğini ve gıda güvensizliğinin arttığını vurgulamıştır. Bu gözlemler, kuru mevsim kalıplarındaki değişiklikler hakkındaki bilimsel bulguları doğrulamaktadır. Yerli Halklar ve Yerel Topluluklara ait toprakların kaybı, tarihsel olarak yangın yayılmasını sınırlamaya ve peyzaj bağlantısını korumaya yardımcı olan geleneksel parca tabanlı yangın uygulamalarının azalması ile birleştiğinde, iklim krizini daha da şiddetlendirmektedir.

Bu stres faktörleri, Yerli Halklar ve Yerel Toplulukların geçim kaynaklarını, yangın uygulamaları dahil olmak üzere, bozan yoğunlaşmış orman yangını rejimlerine doğrudan bağlıdır. Böylece, nesiller boyunca aktarılan geleneksel ekolojik bilginin mirasını tehdit etmektedirler. Kümülatif anlayışlar, inançlar ve uygulamalar, yerel topluluklar tarafından çevreleriyle uzun vadeli etkileşimler yoluyla geliştirilmiştir. Bu bilgi sistemi, yerel ekosistemler, mevsimsel kalıplar ve doğal kaynakların kullanımı hakkında ayrıntılı içgörüleri kapsamaktadır ve tümü gözlem, deneyim ve kültürel gelenekler yoluyla nesiller boyunca aktarılmıştır. Yerli Halklar ve Yerel Toplulukların belirttiği önemli bir örnek, yağışı öngörmek için kullanılan doğal kalıpların ve göstergelerin artık güvenilir olmaması ve ateşin geleneksel kullanımı için en iyi zamanlamayı belirlemenin giderek zorlaşmasıdır.

Brezilya'nın yasal ve kurumsal adımları

Brezilya bağlamında, son dönemde olumlu gelişmeler kaydedilmektedir. Federal mevzuat tarihsel olarak ateşin ekolojik ve kültürel yönlerini göz ardı etme eğilimi gösterse de, Brezilya yakın zamanda Entegre Yangın Yönetimi Ulusal Politikası'nı (Kanun 14.944/2024) onaylamıştır. Bu politika, disiplinler arası bir yaklaşımla yangın yönetimini teşvik etmeyi, ulusal düzeyde orman yangınlarının zararlarını azaltmayı, ateşin ekolojik rolünü tanımayı ve geleneksel bilgi ile uygulamalara saygı göstermeyi amaçlamaktadır. Bu yasal çerçeve, sorunun çok boyutlu doğasının resmi olarak tanınmasını temsil etmektedir.

Ulusal Politika'nın onaylanmasından çok daha önce, Brezilya genelinde Yerli Halklar ve Yerel Topluluklar kendi kendilerini örgütlemişlerdir. Artan orman yangını faaliyetine yanıt olarak, yerel gönüllü ve topluluk ekipleri kurmuşlar, toplulukları arasında çevre eğitimi sağlamışlar ve iklim değişikliği bağlamını hesaba katmak için ateş kullanımlarını yönetmişlerdir. Ancak, bu çabalar kronik olarak yetersiz finanse edilmekte ve topluluk itfaiyeciliğinin resmi bir meslek olarak tanınması, ekipmana, eğitime ve uyarlanabilir kaynaklara erişim gibi kurumsal destekten yoksundur.

Finansman boşluğu ve önleme eksikliği

Çalıştaya katılanlar, orman yangını önleme ve hazırlık için finansmandaki kalıcı ve yapısal boşluğu vurgulamışlardır. Yangın söndürme, kritik orman yangını dönemlerinde aralıklı destek alırken, erken uyarı sistemleri ve topluluk tabanlı izleme ile yönetim dahil olmak üzere önleme tedbirleri genellikle ihmal edilmektedir. Önlemeye öncelik vermek, yoğun orman yangınlarının oluşumunu en aza indirmek için anahtardır. Buna karşılık, devam eden yangınların söndürülmesi hem insan hem de finansal kaynaklar açısından çok daha fazla talep edicidir ve daha pahalıya mal olmaktadır.

İklim finansmanına erişimdeki yapısal engeller, özellikle UNFCCC'nin Kayıp ve Hasar süreci aracılığıyla, azaltma ve diğer uyum projeleri için olduğundan daha da belirgindir. Sonuç olarak, ön saflardaki topluluklar anlamlı yardım olmadan etkilerle yüzleşmek zorunda bırakılmaktadır. Bu durum, iklim finansmanının adil dağılımı konusunda ciddi sorular ortaya koymaktadır.

Kayıp ve Hasar çerçevesinin genişletilmesi için beklentiler

Kayıp ve Hasara Yanıt Verme Fonu kapsamındaki ilk teklif çağrısının Kasım 2025'te Brezilya'nın Belém kentinde düzenlenecek 30. Taraflar Konferansı'nda (COP30) başlatılması beklenmektedir. Bu kritik toplantıda, orman yangınlarının itici güçlerinin ve etkilerinin Kayıp ve Hasar çerçevesinde açıkça tanınması ve uygulamaya yardımcı olmak için Santiago Ağı kapsamında hedeflenmiş rehberlik sağlanması talep edilmektedir. Yalnızca tam tanıma ile orman yangını önleme, müdahale ve uzun vadeli ekolojik ve kültürel dayanıklılık için destek sağlanabilir.

Orman yangınlarının Kayıp ve Hasar çerçevesine dahil edilmesi, sadece bir teknik değişiklik değil, iklim adaleti için bir dönüm noktası olacaktır. Bu adım, en çok etkilenen toplulukların sesinin uluslararası iklim politikasında duyulmasını sağlayacak ve onlara gerekli finansal ve teknik desteği alabilme imkanı verecektir. Küresel iklim hukuku sisteminin, orman yangınlarının neden olduğu kayıpları ve hasarları tanıması, gelecek nesiller için daha adil ve sürdürülebilir bir dünya inşa etmenin temel taşlarından biri olacaktır.


Etiketler:
orman yangınları iklim adaleti Kayıp ve Hasar Brezilya iklim değişikliği