ANASAYFA
TV PROGRAMLARI
PROGRAMLAR
YAYIN AKIŞI
CANLI YAYIN
24 RADYO
REKLAM
İLETİŞİM VE KÜNYE

Tip 5 diyabet: Bilinmeyen tehlike kapımızda mı?

Özkan Özger - | Son Güncelleme Tarihi:
Tip 5 diyabet: Bilinmeyen tehlike kapımızda mı?

Uluslararası Diyabet Federasyonu, dünya genelinde milyonlarca kişiyi etkileyen tip 5 diyabeti resmen tanıdı. Özellikle yetersiz beslenmenin yaygın olduğu bölgelerde görülen bu diyabet türü, sağlık otoritelerinin dikkatini çekiyor.

Kapat

HABERİN DEVAMI

Uluslararası Diyabet Federasyonu (IDF), uzun süredir tartışılan ve dünya genelinde milyonlarca insanı etkilediği düşünülen tip 5 diyabeti resmi olarak tanıdığını açıkladı. Bu gelişme, özellikle yetersiz beslenmenin yaygın olduğu ülkelerde yaşayanlar için önemli bir adım olarak görülüyor. Tip 5 diyabetin tanınması, hastalığın teşhisi ve tedavisi konusunda yeni bir dönemin kapılarını aralarken, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve diğer sağlık otoritelerinin de benzer adımlar atması bekleniyor.

Tip 5 diyabetin tanınma süreci ve tarihçesi

Tip 5 diyabet, tıp dünyasında uzun zamandır tartışılan bir konu olmasına rağmen, bugüne kadar resmi olarak tanınmamıştı. İlk kez 1955 yılında Jamaika'da tanımlanan bu diyabet türü, yıllar boyunca göz ardı edildi. 1980'li yıllarda Dünya Sağlık Örgütü tarafından geçici olarak kabul edilse de, tanı kriterleri üzerindeki anlaşmazlıklar ve yeterli bilimsel kanıtın bulunmaması nedeniyle 1999'da sınıflandırmadan çıkarıldı. O tarihten bu yana, tip 5 diyabetin varlığı ve nasıl teşhis edileceği konusunda bilim insanları arasında fikir birliği sağlanamadı. Ancak IDF'nin bu yıl aldığı kararla birlikte, tip 5 diyabetin uluslararası düzeyde kabul görmesi sağlanmış oldu.

Tip 5 diyabetin resmi olarak tanınması, özellikle düşük ve orta gelirli ülkelerde yaşayan ve tıbbi hizmetlere erişimi kısıtlı olan milyonlarca insan için büyük bir öneme sahip. Yapılan tahminlere göre, dünya genelinde yaklaşık 25 milyon kişi bu diyabet türünden etkileniyor olabilir. Ancak, hastalığın tanı ve tedavi süreçlerindeki belirsizlikler, gerçek hasta sayısının tespitini zorlaştırıyor. Bu nedenle, tip 5 diyabetin tanınması, hem araştırmaların artmasına hem de sağlık politikalarının bu alana yönelmesine zemin hazırlayacak.

Tip 5 diyabetin özellikleri ve farkları

Tip 5 diyabet, diğer diyabet türlerinden önemli farklılıklar gösteriyor. Tip 1, tip 2, tip 3c ve gebelik diyabetinin aksine, tip 5 diyabet obezite, yaşam tarzı, hamilelik ya da bağışıklık sistemi ile doğrudan ilişkili değil. Bu diyabet türünün temelinde, kronik yetersiz beslenme yatıyor. Daha önce yetersizlikle ilişkili diyabet mellitus (MRDM) olarak adlandırılan tip 5 diyabet, çoğu zaman diğer diyabet türleriyle karıştırılıyor ve bu nedenle yanlış tedavi uygulanabiliyor.

Tip 5 diyabetin en dikkat çekici özelliği, insülin direncinin ana neden olmaması. Bu durum, mevcut diyabet tedavilerinin tip 5 diyabetli hastalarda etkili olmamasına, hatta bazı durumlarda zararlı olmasına yol açabiliyor. Uzmanlar, hastalığın doğru şekilde teşhis edilmesinin ve uygun tedavi yöntemlerinin geliştirilmesinin hayati önem taşıdığını vurguluyor. Exeter Üniversitesi'nden diyabet araştırmacısı Craig Beall, "Bir kişinin sahip olduğu spesifik diyabet türünü bilmek, doğru tedaviyi sağlamak açısından kritik öneme sahip," diyerek konunun altını çiziyor.

Yetersiz beslenmenin diyabete etkisi ve küresel tablo

Tip 5 diyabetin ortaya çıkmasında kronik besin eksikliği belirleyici bir rol oynuyor. Son yıllarda yapılan insan ve hayvan çalışmaları, uzun süreli yetersiz beslenmenin pankreas üzerinde kalıcı etkiler bıraktığını, insülin salgılama kapasitesini azalttığını ve kan şekeri dengesini bozduğunu ortaya koydu. Özellikle Asya ve Afrika'da ciddi gıda güvensizliği yaşayan topluluklarda tip 5 diyabetin yaygın olduğu belirtiliyor. Albert Einstein Tıp Fakültesi Küresel Diyabet Enstitüsü'nden endokrinolog Meredith Hawkins, bu diyabet türünün tüberkülozdan daha yaygın ve HIV/AIDS kadar sık görüldüğünü, ancak resmi bir isminin olmamasının teşhis ve tedavi çabalarını engellediğini ifade ediyor.

Hawkins'in 2022 yılında yayımlanan çalışması, tip 5 diyabet için benzersiz bir metabolik profil ortaya koydu. Güney Hindistan'da yapılan küçük ölçekli bir denemede, tip 5 diyabetli bireylerin tip 1 diyabetliler gibi insülin eksikliği yaşadığı, ancak insülin direncinin tip 2 diyabetteki kadar belirgin olmadığı saptandı. Bu bulgular, tip 5 diyabetin tedavisinde farklı yaklaşımların gerekliliğini ortaya koyuyor. Hindistan'daki F.H. Tıp Koleji ve Hastanesi'nden doktor Rahul Garg, tip 5 diyabetin uzun süreli beslenme yetersizliğine bağlı pankreas gelişim bozukluğuyla ilişkili olduğunu vurguluyor.

Tanı, tedavi ve sağlık politikalarındaki yeni dönem

IDF'nin tip 5 diyabeti resmen tanımasıyla birlikte, hastalığın teşhisi ve tedavisi için yeni kriterler ve kılavuzlar geliştirilmesi planlanıyor. Bu kapsamda, Meredith Hawkins başkanlığında bir tip 5 diyabet çalışma grubu kuruldu. Grup, resmi tanı kriterleri oluşturmanın yanı sıra, küresel bir hasta kaydı oluşturmayı ve sağlık profesyonellerine yönelik eğitim programları hazırlamayı hedefliyor. Tip 5 diyabetin kendine özgü metabolik profili, tedavi süreçlerinde doktorların daha dikkatli olmasını gerektiriyor. Hastaların insülin ihtiyacı minimal düzeyde olabileceği gibi, bazı durumlarda insülin salgısını artırmaya yönelik alternatif tedavilere ihtiyaç duyulabiliyor.

Yanlış insülin tedavisi, özellikle gıda güvensizliğinin yaygın olduğu ve glukoz izleme sistemlerinin erişilebilir olmadığı bölgelerde hipoglisemi riskini artırabiliyor. Bu nedenle, tip 5 diyabetli hastaların tedavisinde bireyselleştirilmiş yaklaşımlar büyük önem taşıyor. Ayrıca, hastalığın resmi olarak tanınması, bu alandaki araştırmaların ve fonlamanın artmasını sağlayacak. Araştırmacılar, tip 5 diyabetli hasta sayısının artıp artmadığı konusunda farklı görüşler bildiriyor. Ancak ortak görüş, tanı ve tedavi süreçlerinin netleşmesiyle birlikte gerçek tabloya daha sağlıklı ulaşılabileceği yönünde.

Küresel sağlık eşitsizliği ve tip 5 diyabetin geleceği

Tip 5 diyabet sorunu yalnızca Asya ve Afrika ile sınırlı değil. Latin Amerika ve Karayipler'in bazı bölgelerinde de yetersiz beslenme, sağlık eşitsizliklerini ve aşırı yoksulluğu artırıyor. Çevresel, politik ve ekonomik faktörlerin birleşimi, bu bölgelerde tip 5 diyabetin görülme sıklığını artırıyor. Meredith Hawkins, bu hastalığın küresel olarak tanınmasının, uzun süredir ihmal edilen bir sağlık sorununa dikkat çektiğini ve daha fazla araştırma ile savunuculuk gerektirdiğini belirtiyor. Hawkins, "İhmal edilen bir diyabet türünün yanlış tedavisi nedeniyle genç hastaların hayatını kaybettiğine tanık olduğunuzda, bu durumun ciddiyetini daha iyi anlıyorsunuz," diyerek sorunun aciliyetine dikkat çekiyor.

Tip 5 diyabetin resmi olarak tanınması, hem sağlık profesyonelleri hem de politika yapıcılar için yeni sorumluluklar doğuruyor. Araştırmaların artması, tanı ve tedavi standartlarının oluşturulması ve hastaların doğru şekilde yönlendirilmesi, önümüzdeki dönemde tip 5 diyabetle mücadelede anahtar rol oynayacak. Ayrıca, bu gelişme, yetersiz beslenmenin önlenmesi ve küresel sağlık eşitsizliklerinin azaltılması yönünde de önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.

Sonuç olarak, Uluslararası Diyabet Federasyonu'nun tip 5 diyabeti resmi olarak tanıması, dünya genelinde milyonlarca insanın yaşamını etkileyen bu hastalığın daha iyi anlaşılması ve yönetilmesi için umut verici bir gelişme olarak öne çıkıyor. Önümüzdeki süreçte, tanı ve tedavi yöntemlerinin geliştirilmesiyle birlikte, tip 5 diyabetin küresel sağlık gündemindeki yeri daha da güçlenecek.


Etiketler:
tip 5 diyabet yetersizlikle ilişkili diyabet diyabet türleri IDF sağlık haberleri