Nurettin Topçu ve Necmettin Erbakan'ın hocası Abdülaziz Bekkine, 73. vefat yılında anıldı

Yeni Dünya Vakfı'nın Eyüpsultan'daki Genel Merkezi'nde düzenlenen “Eyüpsultan'ın Ebedi Sakinleri” programı kapsamında, yakın dönemde Türkiye'nin önde gelen isimlerinin hocası olan âlim ve mutasavvıf Abdülaziz Bekkine, vefatının 73. yılı dolayısıyla anıldı. Bekkine'nin öğrencileri arasında filozof Nurettin Topçu, eski Başbakan Necmettin Erbakan ve daha birçok önemli isim yer alıyor.
Alim ve mutasavvıf Abdülaziz Bekkine Hazretleri'nin vefatının 73. yılı dolayısıyla İstanbul'da anma programı düzenlendi.

"Eyüpsultan'ın Ebedi Sakinleri" kapsamında, yakın tarihin mümtaz din adamlarından Abdülaziz Efendi'nin Edirnekapı Sakızağacı Mezarlığı'ndaki kabrini ziyaret eden sevenleri dua etti ve Kur'an-ı Kerim okudu.
Yeni Dünya Vakfı'nın Eyüpsultan'daki Genel Merkezi'nde ziyaret sonrasında gerçekleştirilen yad programını yöneten gazeteci yazar Mehmet Nuri Yardım, Abdülaziz Bekkine gibi büyük şahsiyetlerin kolay yetişmediğini belirterek, "Bir taraftan Nurettin Topçu gibi büyük bir mütefekkiri yetiştiren bir zat. Bir taraftan da Necmettin Erbakan gibi Türk siyasetinde etkili olmuş bir zatın hocası." dedi.
Yardım, konuşmacılardan Ebubekir Erdem'in Nurettin Topçu'nun en yakın talebelerinden, Abdülaziz Bekkine'nin de Nurettin Topçu'nun hocası olduğu için onu en iyi anlatacak isimler arasında yer aldığını kaydetti.

- "ABDÜLAZİZ EFENDİ, ÇOK MÜBAREK ÇOK ÖZEL BİR ŞAHIS"
Yayıncı Ebubekir Erdem, Abdülaziz Efendi hakkında rahmetli hocası Nurettin Topçu'dan çok şey dinlediğini belirterek, "Allah ondan razı olsun. Hayatını anlamaya çalıştığım zaman, 'Bugüne kadar niye daha az anladım.' diyerek Allah için kendime kızdım. Çok mübarek, çok özel bir şahıs." ifadesini kullandı.
Kazanlı zengin bir ailenin çocuğu olan Abdülaziz Efendi'nin, İstanbul Mercan'da 1895'te dünyaya geldiğini ve küçük yaşlardan itibaren ilim tahsiliyle meşgul olduğunu aktaran Erdem, şunları kaydetti:
"Abdülaziz Efendi'nin çok özel hasletleri var ve bu babasının da dikkatini çekiyor. Küçük yaştan itibaren Kur'an-ı Kerim ve din ilimlerine alaka duyuyor. Babasının 12'si kız 16 çocuğu var. Diğerlerini çalıştırdığı halde babası, Abdülaziz Efendi'yi pek fazla işle ticaretle meşgul etmiyor, daha fazla ilimle fikirle uğraşmasını istiyor. Babası buradan Ayvalık'tan, Edremit'ten, Marmara Bölgesi'nden Zeytinyağı toplayarak Kazan'a göndererek ticaret yapıyor."
Erdem, Abdülaziz Efendi'nin ailesiyle birlikte 1908 sonrasında Kazan'a dönmek zorunda kaldığını, anne ve babasının vefatı sonrasında kardeşleriyle Bakü ve sonra Batum'a, oradan da deniz yoluyla 1921'de tekrar İstanbul'a geldiğini anlattı.
İstanbul'da babasından kalan han ve dükkanları işletmeye çalıştığını fakat bu işi uzun süre devam ettirmediğini dile getiren Erdem, Bekkine'nin hayatına ilişkin şunları söyledi:
"Çocuk yaşından itibaren yardımsever, fazla dünyevi işlere yönelmeyen bir insan. Babasından kalan hanın gelir ve kiralarını kardeşlerine bırakıyor ve tekrar ders almaya başlıyor. Beyazıt'ta ilk dersini alıyor. Bu yıllarda medresede Mehmed Zahid Kotku ile arkadaş oluyor. Birlikte Gümüşhanevi Dergahı'na gidiyorlar. Mustafa Feyzi Efendi'nin elini öpüp dizinin dibine çöküyor ve rahle-i tedrisinden geçiyor. Şeyhini takip ettikten sonra 1922'de Ramuzü'l-ehadis kitabını anlatma ve okutma icazeti alıyor. Aynı zamanda da tebliğ vazifesi yapıyor. Son derece yardımsever, dünya ile hiçbir işi olmayan çok özel bir zatı muhterem. 1934'te devlet maaş bağlayınca maaşını kendi harcamayan, fakir, fukara, düşkün, çevredeki herkese yardımla dağıtan özel bir adam. Kendi geçimini hanımıyla beraber evde ördüğü çoraplarla, eldivenlerle satarak sağlıyor."
Erdem, Abdülaziz Bekkine'nin üniversiteye giden gençleri davet ederek onlarla sohbet halkaları kurduğuna işaret ederek, "Necmettin Erbakan, Nurettin Topçu, Sabahattin Zaim'in amcası gibi isimlerin yanı sıra genç bir lise öğrencisi olan rahmetli Orhan Okay ağabeyimiz de yine o rahleye gidenler arasında. Daha çok soru-cevap şeklinde kurulan geniş halkalar sabahlara kadar sürüyor. Kapısı devamlı açık, ışığı hiç sönmeyen gelen herkesle sohbet eden ve bu hizmetine devam eden bir mübarek zat." değerlendirmesini yaptı.

- "GÜMÜŞHANEVİ TEKKESİ'NİN GÖZDESİYDİ"
Yazar Dursun Özer de Abdülaziz Efendi ve Hasib Efendi'nin dervişi Mehmet Sırrı Tüzer'den, Abdülaziz Bekkine'ye ilişkin dinlediklerini ve sohbetlerde aldığı notlardan çeşitli hatıraları paylaştı.
Gümüşhanevi Tekkesi'nde Şeyhi Mustafa Feyzi Efendi'nin talebesi olan, 6 yıl kaldığı tekkede Hasib Efendi ile de tanışan Abdülaziz Efendi'nin İstanbul'da ilim yolunda ilerlerken yaşadıklarını anlatan Özer, "Abdülaziz Efendi bir kere Gümüşhanevi Tekkesi'nin gözdesiydi, öyle boş biri değil. Müthiş bir zekası var. Abdülaziz Efendi'nin kerameti yanında zekası da müthiş." diye konuştu.
Konuşmacıların soruları cevaplamasıyla devam eden program, katılımcıların hatıra fotoğrafı çektirmesiyle sona erdi.
- Popüler Haberler -
Likya Yolu "Dünyanın En Güzel Yürüyüş Rotası" listesinde zirvede!
"Mutlak kulak" Aylin, uluslararası piyano yarışmasından birincilikle döndü
Deha, sanatsal üretimdeki 'tanrı parçacığı'dır!
Edirne'nin "tencere köftesi" coğrafi işaret yolunda
Emine Erdoğan, Ara Güler'in fotoğraflarından oluşan sergiyi ziyaret etti
Ünlü sanatçı Engin Çağlar hayatını kaybetti



