ANASAYFA
TV PROGRAMLARI
PROGRAMLAR
YAYIN AKIŞI
CANLI YAYIN
24 RADYO
REKLAM
İLETİŞİM VE KÜNYE

Derin denizde keşfedilen et yiyen sünger türü bilim insanlarını şaşırttı

Cihat Çelik - | Son Güncelleme Tarihi:
Derin denizde keşfedilen et yiyen sünger türü bilim insanlarını şaşırttı

Antarktika yakınlarındaki derin denizlerde yapılan bir araştırma sırasında, küçük avları minik kancalarla yakalayan etobur bir sünger türü keşfedildi. Nippon Vakfı–Nekton Okyanus Sayımı tarafından bulunan bu yeni yaratık, pinpon topu şeklindeki süngerler grubuna ait olup, zararsız görünüşünün altında tehlikeli bir avcı doğasını gizliyor.

Kapat

HABERİN DEVAMI

Süngerler genel olarak dünyadaki en basit ve en az tehlikeli canlılar arasında yer alsa da, son zamanlarda keşfedilen bazı türler bu geleneksel algıyı tamamen değiştirmektedir. Özellikle derin denizlerde yaşayan yeni sünger türleri, bilim insanlarının bu basit hayvanlar hakkındaki önceki düşüncelerini sorgulamaya başlamıştır. Bu yılın başlarında Antarktika bölgesinin yakınlarındaki derin sularda gerçekleştirilen bir keşif, bu değişimi açıkça ortaya koymaktadır.

Etobur sünger türünün keşfi

Nippon Vakfı–Nekton Okyanus Sayımı tarafından yürütülen araştırma kapsamında, Antarktika yakınlarındaki derin denizde toplam 30 yeni yaratık türü bulunmuştur. Bu keşifler arasında en dikkat çekici olanlarından biri, etobur bir sünger türüdür. Pinpon topu şeklindeki süngerler olarak bilinen Chondrocladia cinsine ait olan bu yeni tür, ilk bakışta oldukça zararsız görünmektedir. Çubuklar üzerine yapışmış bir dizi baloncuk gibi görünen bu yaratıklar, aslında çok daha karmaşık bir yapıya ve tehlikeli bir avlanma mekanizmasına sahiptir.

Sünger türünün görünüşü ile gerçek doğası arasındaki bu çelişki, derin deniz yaratıklarının ne kadar gizemli olduğunu göstermektedir. Zararsız bir görünümün altında, bu süngerler yanlarından yüzen küçük avları yakalamak için geliştirilmiş minik kancalarla kaplıdır. Bu kancalar, muhtemelen kabuklu hayvanları avlamak için tasarlanmış sofistike bir avlanma sistemidir. Yakın zamanda keşfedilen diğer sünger türlerinin aksine, bu yeni tür fosillerle beslenmeyi tercih etmemektedir.

Güney Okyanusu'nda yapılan araştırma

2023 yılında başlatılan Nippon Vakfı–Nekton Okyanus Sayımı, nadiren çalışılan Güney Okyanusu'nda yaşayan henüz bilinmeyen yaratıkları kataloglamak amacıyla düzenlenmiştir. Bu önemli araştırma projesi, okyanus derinliklerindeki biyoçeşitliliği belgelemek için tasarlanmıştır. Araştırma ekibi, bu bölgenin hala birçok sırrını barındırdığını ve derinlemesine incelenmesi gerektiğini vurgulamaktadır.

Etobur sünger türü, bu yılın başlarında Uzaktan Kumandalı Araç (ROV) SuBastian tarafından 3.601 metre derinlikte keşfedilmiştir. Keşif yeri, Montagu Adası'nın doğusundaki bir hendek bölgesidir. Montagu Adası, dünyadaki en uzak ada zincirlerinden birinin parçasıdır ve bu konumu, bölgenin ne kadar izole ve az araştırılmış olduğunu göstermektedir. Derin denizin bu uç noktasında yaşayan yaratıklar, bilim insanlarının dikkatini çekmektedir.

Diğer önemli keşifler ve buluntuların anlamı

Etobur sünger türünün keşfi, bu araştırma sırasında bulunan tek yeni yaratık değildir. Aynı dönemde yapılan araştırmalar, yanardöner zırhla kaplı yeni pullu kurt türlerinin yanı sıra yeni kabuklu ve deniz yıldızlarını da ortaya çıkarmıştır. Bu çeşitlilik, Güney Okyanusu'nun ne kadar zengin bir ekosistem olduğunu göstermektedir. Araştırma ekibinin başarıları sadece bu türlerle sınırlı değildir.

Görevin diğer önemli noktaları arasında, bir genç kolosal kalamarın ilk videosunun çekilmesi yer almaktadır. Bu görüntüler, bilim insanlarının bu dev yaratıklar hakkında daha fazla bilgi edinmesine yardımcı olacaktır. Ayrıca, araştırma ekibi Batı Antarktika'daki bir buzuldan kopan devasa bir buzdağının altında gizlenmiş yepyeni bir ekosistemi keşfeden ilk ekip olmuştur. Bu keşif, iklim değişikliğinin okyanus yaşamı üzerindeki etkisini anlamak açısından da önemlidir.

Veri analizi ve gelecek araştırmalar

Keşif çalışmaları sona ermiş olsa da, toplanan verilerin analiz edilmesi daha yeni başlamıştır. Araştırma ekibinin söylemlerine göre, bu aşama keşif kadar önemli ve zaman alıcıdır. Okyanus Sayımı'nda Bilim Başkanı Michelle Taylor, Güney Okyanusu'nun derinden örneklenmemiş durumda olduğunu belirtmektedir. Bu durum, bölgenin ne kadar az araştırılmış olduğunu ve keşfedilecek ne kadar çok şey olduğunu göstermektedir.

Bugüne kadar, bu keşiften toplanan örneklerin yalnızca yüzde 30'undan azını değerlendiren araştırma ekibi, şimdiden 30 yeni türü doğrulamıştır. Bu istatistik, ne kadar biyoçeşitliliğin hala belgelenmemiş olduğunu açıkça göstermektedir. Kalan yüzde 70'in analiz edilmesi, muhtemelen daha birçok yeni tür ve keşfi ortaya çıkaracaktır. Bu bulgular, okyanus araştırmalarının ne kadar kritik olduğunu vurgular.

Bilim insanları okyanusların derinliklerine her baktıklarında, tuhaf dikenli yengeçlerden sevimli balıklara kadar ürkütücü ve ilginç yeni yaratıklar ortaya çıkmaktadır. Son yıllarda bu bilinmeyen biyoçeşitlilik birçok kez ima edilmiş olsa da, somut keşifler bu gerçeği daha da güçlendirmektedir. Okyanus Sayımı'ndan doğrulanan tüm türler, açık erişimli bir veri platformunda düzenlenecektir. Bu sayede, tüm araştırmacılar bu değerli bilgilere erişebilecek ve daha ileri çalışmalar yapabilecektir. Derin deniz araştırmaları, insanlığın gezegenimiz hakkında bilgisini artırmak için vazgeçilmez bir araçtır.


Etiketler:
derin deniz keşfi yeni tür Antarktika okyanus araştırması biyoçeşitlilik