ANASAYFA
TV PROGRAMLARI
PROGRAMLAR
YAYIN AKIŞI
CANLI YAYIN
24 RADYO
REKLAM
İLETİŞİM VE KÜNYE

Buzul depremlerinin gizli sinyalleri keşfedildi

Hasan Köseoğlu - | Son Güncelleme Tarihi:
Buzul depremlerinin gizli sinyalleri keşfedildi

Antarktika'nın en kritik buzullarında, 2010 ile 2023 yılları arasında 360'tan fazla buzul depremi kaydedilmiştir. Bu depremler, deniz seviyesi yükselmesi açısından önemli olan bölgelerde meydana gelmektedir.

Kapat

HABERİN DEVAMI

Soğuk ve buzlu bölgelerde oluşan özel bir doğa olayı olan buzul depremleri, uzun yıllar boyunca bilim insanlarının dikkatini çekmiştir. Bu tür depremler, devasa buz parçalarının buzullardan denize düşmesi sonucunda meydana gelen ve oldukça nadir görülen sismik olaylardır. Yirmi yıldan fazla bir süre önce kuzey yarımkürede ilk kez keşfedilen bu depremler, Antarktika'da çok daha az sıklıkta gözlemlenmiştir. Ancak yakında Geophysical Research Letters dergisinde yayınlanacak yeni bir araştırma, 2010 ile 2023 arasında Antarktika'da meydana gelen yüzlercesine dair kanıtlar sunmaktadır. Bu bulgular, özellikle Thwaites Buzulu'nun okyanus ucunda yoğunlaşmıştır; bu buzul, çökerse deniz seviyelerinin hızla yükselmesine neden olabilecek sözde Kıyamet Buzulu olarak bilinmektedir.

Buzul depremlerinin oluşum mekanizması

Buzul depremleri, oldukça spesifik bir fiziksel sürecin sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. Bir buzul depreminin meydana gelmesi, uzun ve ince buzdağlarının bir buzulun ucundan okyanusa düşmesiyle başlar. Bu buzdağları alabora olduğunda, yani denize düştüğünde, ana buzulla şiddetli bir şekilde çarpışırlar. Bu çarpışma sırasında ortaya çıkan mekanik enerji, kaynaktan binlerce kilometre yayılan güçlü sismik dalgalar üretir. Bu dalgalar, yer titreşimleri şeklinde yayılarak sismik ağlar tarafından kaydedilebilir. Buzul depremlerini diğer depremlerden ayıran en önemli özellik, herhangi bir yüksek frekanslı sismik dalga üretmemeleridir. Bu dalgalar, depremler, volkanlar ve nükleer patlamalar gibi tipik sismik kaynakların tespiti ve konumlandırılmasında hayati bir rol oynadığından, buzul depremlerinin tanımlanması oldukça zorlayıcı hale gelmektedir. Bu farklılık nedeniyle, diğer sismik kaynaklar birkaç on yıldır rutin olarak belgelenmesine rağmen, buzul depremleri ancak nispeten yakın zamanda bilim dünyasının dikkatini çekmiştir.

Grönland'daki gözlemler ve mevsimsel değişimler

Şimdiye kadar tespit edilen buzul depremlerinin çoğu, kuzey yarımküredeki en büyük buz örtüsü olan Grönland'daki buzulların uçlarının yakınında konumlandırılmıştır. Grönland'da meydana gelen buzul depremleri büyüklük olarak nispeten yüksektir ve en büyükleri, son yirmi yılda Kuzey Kore tarafından gerçekleştirilen nükleer testlerin neden olduklarına benzer boyuttadır. Bu nedenle, dünya çapında yüksek kaliteli, sürekli çalışan bir sismik izleme ağı tarafından kolaylıkla tespit edilmişlerdir. Grönland'daki buzul deprem olayları mevsimlerle belirgin bir değişim göstermektedir; yaz sonunda daha sık meydana gelmektedir. Ayrıca son on yıllarda bu olaylar daha yaygın hale gelmiştir. Araştırmacılar, bu artışın kutup bölgelerinde daha hızlı bir küresel ısınma oranıyla ilişkili olabileceğini düşünmektedir. Bu bağlantı, iklim değişikliğinin jeofiziksel olaylar üzerindeki etkisini göstermesi açısından oldukça önemlidir.

Antarktika'da buzul depremlerinin tespitindeki zorluklar

Dünya'daki en büyük buz tabakası olan Antarktika'da, alabora olan buzdağlarının neden olduğu buzul depremlerine dair doğrudan kanıtlar bulmak oldukça zor olmuştur. Antarktika buzul depremlerini tespit etmeye yönelik önceki girişimlerin çoğu, dünya çapındaki sismik dedektörler ağını kullanmıştır. Ancak, Antarktika'da meydana gelen buzul depremleri Grönland'dakilere göre çok daha düşük büyüklükteyse, küresel ağ bunları tespit edemeyebilir. Bu sorun, araştırmacıları farklı bir yöntem geliştirmeye itmiştir. Yeni çalışmada, bu depremlerin işaretlerini aramak için Antarktika'nın kendisindeki sismik istasyonları kullanılmıştır. Bu yerel ağ yaklaşımı, çoğu henüz herhangi bir deprem kataloğuna dahil edilmemiş 360'tan fazla buzul sismik olayı ortaya çıkarmıştır. Tespit edilen olaylar, Thwaites ve Pine Island buzullarının yakınında iki küme halindeydi. Bu buzullar, Antarktika'dan kaynaklanan deniz seviyesi yükselmesinin en büyük kaynakları olmuştur ve bu nedenle bulgular bilim camiasında büyük ilgi uyandırmıştır.

Kıyamet Buzulu'ndaki deprem aktivitesi ve okyanus koşullarının etkisi

Thwaites Buzulu, bazen Kıyamet Buzulu olarak bilinir ve tamamen çökerse küresel deniz seviyelerini 3 metre yükseltir. Ayrıca hızla parçalanma potansiyeline sahip olması nedeniyle, iklim bilimcileri tarafından yakından izlenmektedir. Tespit edilen olayların yaklaşık üçte ikisi, yani 362'den 245'i, Thwaites'in deniz ucunun yakınında konumlandırıldı. Bu olayların çoğu muhtemelen alabora olan buzdağlarından kaynaklanan buzul depremleridir. Araştırma sonuçları, bu tür olayların en güçlü itici gücünün, Grönland buzul depremlerinin mevsimsel davranışını yönlendiren sıcak hava sıcaklıklarının yıllık salınımı gibi görünmediğini ortaya koymaktadır. Bunun yerine, 2018 ile 2020 arasında Thwaites'teki buzul depremlerinin en üretken dönemi, buzulun buz dilinin denize doğru hızlanmış akış dönemiyle çakışmaktadır. Buz-dili hızlanma dönemi, uydu gözlemleriyle bağımsız olarak doğrulanmıştır. Bu hızlanma, etkisi henüz iyi anlaşılmamış olan okyanus koşullarından kaynaklanmış olabilir. Bulgular, okyanus durumlarının denizde sonlanan buzulların istikrarı üzerindeki kısa vadeli ölçekteki etkisini göstermektedir.

Pine Island Buzulu'ndaki anomaliler ve gelecek araştırmalar

Tespit edilen ikinci en büyük buzul deprem kümesi Pine Island Buzulu'nun yakınında meydana gelmiştir. Ancak, bu olaylar tutarlı bir şekilde kıyı şeridinden 60-80 kilometre uzakta konumlandırıldı, bu nedenle alabora olan buzdağlarından kaynaklanmış olmaları pek olası değildir. Bu olaylar şaşırtıcı olmaya devam ediyor ve takip araştırması gerektiriyor. Thwaites Buzulu'nda buzdağı kopmasıyla ilişkili buzul depremlerinin tespiti, birkaç önemli araştırma sorusunun yanıtlanmasına yardımcı olabilir. Bunlar, Thwaites Buzulu'nun denizle buluştuğu yerin yakınındaki okyanus, buz ve katı zemin etkileşimi nedeniyle potansiyel istikrarsızlığı hakkında temel bir soruyu içerir. Daha iyi anlama, önümüzdeki birkaç yüzyıl boyunca öngörülen deniz seviyesi yükselmesindeki mevcut büyük belirsizliğin çözülmesinin anahtarını tutabilir. Bu araştırmalar, sadece akademik merak değil, insanlığın geleceği için kritik öneme sahiptir.


Etiketler:
buzul depremi Antarktika deniz seviyesi iklim değişikliği jeofizik