ANASAYFA
TV PROGRAMLARI
PROGRAMLAR
YAYIN AKIŞI
CANLI YAYIN
24 RADYO
REKLAM
İLETİŞİM VE KÜNYE

Apple ve Google uygulama mağazalarında sansür tartışması: ABD'de hangi uygulamalar engelleniyor?

Kubilay Dikmen - | Son Güncelleme Tarihi:
Apple ve Google uygulama mağazalarında sansür tartışması: ABD'de hangi uygulamalar engelleniyor?

ABD'de Apple ve Google'ın uygulama mağazalarında aldığı sansür kararları, ifade özgürlüğü ve kullanıcı hakları açısından tartışma yaratıyor. Özellikle uygulama mağazası politikaları, hükümet müdahaleleriyle birlikte dijital kontrolün sınırlarını yeniden çiziyor.

Kapat

HABERİN DEVAMI

ABD'de son dönemde Apple ve Google'ın uygulama mağazalarında aldığı sansür kararları, dijital dünyada ifade özgürlüğü ve kullanıcı hakları konusunda yeni bir tartışma başlattı. Özellikle uygulama mağazası politikalarının hükümet talepleriyle birleşmesi, milyonlarca kullanıcının akıllı telefonlarında hangi uygulamalara erişebileceği üzerinde ciddi bir kontrol mekanizması oluşturuyor. Bu gelişmeler, uygulama mağazası kavramının yalnızca bir yazılım dağıtım aracı olmanın ötesine geçtiğini ve toplumsal, politik etkilerinin giderek arttığını gösteriyor.

Uygulama mağazası ekosisteminin yükselişi ve kontrolün merkezileşmesi

Günümüzde Amerikalıların büyük bir çoğunluğu akıllı telefon sahibi ve ortalama bir kullanıcı günde beş saatten fazla zamanını bu cihazlarda geçiriyor. Akıllı telefonlar, günlük yaşamın vazgeçilmez bir parçası haline gelirken, kullanıcıların cihazlarında neler yapabileceği ise büyük ölçüde uygulama mağazası politikalarıyla belirleniyor. ABD'de iPhone kullanıcıları yalnızca Apple'ın App Store'una erişebilirken, Android kullanıcılarının neredeyse tamamı uygulamalarını Google'ın Play Store'undan indiriyor. Bu iki dev uygulama mağazası, kullanıcıların dijital dünyadaki hareket alanını ve erişebilecekleri içerikleri şekillendiriyor. Uygulama mağazası, burada sadece bir yazılım platformu değil; aynı zamanda hangi fikirlerin, hangi iletişim biçimlerinin ve hangi hizmetlerin topluma ulaşabileceğini belirleyen bir filtre görevi görüyor.

Bu merkezileşmiş yapı, hükümetlerin ve büyük teknoloji şirketlerinin talepleri doğrultusunda uygulamaların engellenmesini veya kaldırılmasını kolaylaştırıyor. Özellikle ABD'de, hükümetin talebiyle uygulama mağazası üzerinden yapılan müdahaleler, kullanıcıların neyi görebileceği ve hangi uygulamaları kullanabileceği üzerinde doğrudan bir etki yaratıyor. Bu durum, uygulama mağazası kavramının sadece teknik bir unsur olmadığını, aynı zamanda toplumsal ve politik bir araç haline geldiğini ortaya koyuyor.

Hükümet müdahalesi ve sansür örnekleri

Son dönemde yaşanan bazı olaylar, uygulama mağazası politikalarının hükümet müdahaleleriyle nasıl şekillendiğini gözler önüne serdi. Apple, ICEBlock adlı ve ABD'deki ICE ajanlarının kamuya açık görüntülerinin anonim olarak bildirilmesini sağlayan bir uygulamayı, ABD Adalet Bakanlığı'nın talebiyle App Store'dan kaldırdı. Bu uygulamanın kaldırılması, ABD Anayasası'nın Birinci Değişikliği kapsamında korunan ifade özgürlüğü hakkının sınırlarını gündeme getirdi. Apple'ın ardından Google da benzer işlevlere sahip Red Dot adlı uygulamayı Play Store'dan kaldırdı. Her iki uygulamanın da hükümet talebiyle kaldırılması, uygulama mağazası üzerinden yapılan sansürün boyutunu ortaya koydu.

Uzmanlar ve aktivistler, ICEBlock uygulamasının tasarımı ve güvenliğiyle ilgili bazı çekinceler dile getirse de, bu tür endişelerin hükümetin doğrudan yazılım dağıtımına müdahale etmesi için yeterli bir gerekçe olmadığını savunuyor. Uygulama mağazası politikalarının hükümet baskısıyla birleşmesi, kullanıcıların siyasi ve toplumsal konularda nasıl iletişim kurabileceği üzerinde ciddi bir kısıtlama yaratıyor. ABD'deki bu gelişmeler, uygulama mağazası kavramının ifade özgürlüğü açısından ne kadar kritik bir rol oynadığını bir kez daha gösterdi.

Altyapı tercihleri ve uygulama mağazası bağımlılığı

Uygulama mağazası ekosisteminin mevcut yapısı, hükümet müdahalelerini ve sansürü mümkün kılan teknik bir altyapı sunuyor. Apple'ın iOS işletim sistemi, yalnızca App Store'dan yüklenen uygulamaların çalışmasına izin veriyor. Bu merkezi kontrol, Apple'ın hükümet talepleri doğrultusunda uygulamaları kolayca engelleyebilmesini sağlıyor. Şirketin geçmişte Çin hükümetinin talebiyle bazı uygulamaları yasaklaması, eleştirel oyunları engellemesi ve popüler Fortnite oyununu App Store'dan kaldırması, bu kontrolün nasıl kullanılabileceğine dair somut örnekler sunuyor.

Google'ın Android işletim sistemi ise geleneksel olarak "sideloading" adı verilen, uygulamaların Play Store dışında yüklenmesine izin veren daha esnek bir yapı sunuyordu. Ancak Google'ın yakın zamanda duyurduğu değişiklikle birlikte, artık "sertifikalı Android" cihazlarda uygulama yüklemek için geliştiricinin Google tarafından doğrulanmış olması gerekecek. Bu yeni uygulama mağazası politikası, sıradan kullanıcıların bağımsız geliştiricilerden uygulama yüklemesini zorlaştıracak ve Google'ın hangi uygulamaların dağıtılacağına dair kontrolünü artıracak. Bu değişiklik, güvenlik gerekçesiyle sunulsa da, uygulama mağazası üzerinden yapılan sansürün kapsamını genişletebilir.

Avrupa Birliği ve alternatif uygulama mağazası modelleri

ABD'de uygulama mağazası politikaları giderek daha kısıtlayıcı hale gelirken, Avrupa Birliği'nde farklı bir yaklaşım benimseniyor. AB'nin Dijital Pazarlar Yasası (DMA), Apple'ın alternatif uygulama mağazalarına ve "sideloading" yöntemine izin vermesini zorunlu kıldı. Bu sayede, AB'deki iPhone kullanıcıları AltStore gibi alternatif pazar yerlerinden uygulama yükleyebiliyor. Ancak bu özgürlük de mutlak değil; Apple, alternatif kaynaklardan gelen tüm iOS uygulamalarının "notarizasyon" adı verilen bir onay sürecinden geçmesini şart koşuyor. Bu süreçte, Apple uygulamaları çeşitli gerekçelerle engelleyebiliyor. Örneğin, bir uygulamanın "fiziksel zararı teşvik ettiği" iddiası, uygulamanın tamamen engellenmesine yol açabiliyor. Dolayısıyla, uygulama mağazası politikaları AB'de de belirleyici bir unsur olmaya devam ediyor.

Alternatif uygulama mağazası modelleri, kullanıcıların daha fazla seçeneğe sahip olmasını sağlasa da, büyük teknoloji şirketlerinin uyguladığı merkezi kontrol mekanizmaları tamamen ortadan kalkmış değil. Uygulama mağazası kavramı, hem ABD'de hem de Avrupa'da dijital haklar ve ifade özgürlüğü açısından kritik bir tartışma başlığı olarak öne çıkıyor.

Güvenlik mi, sansür mü? Uygulama mağazası politikalarının geleceği

Apple ve Google'ın uygulama mağazası politikalarını sıkılaştırması, resmi olarak güvenlik ve kullanıcı koruması gerekçesiyle açıklanıyor. Ancak, uygulama mağazası üzerinden yapılan müdahaleler, çoğu zaman siyasi veya toplumsal içerikli uygulamaların hedef alınmasına yol açıyor. Google'ın "doğrulanmış geliştirici" şartı, kötü niyetli yazılımları engellemek için tasarlanmış gibi görünse de, hükümetlerin baskısıyla bağımsız geliştiricilerin ve alternatif uygulamaların engellenmesine de zemin hazırlayabilir. Bu durum, uygulama mağazası kavramının yalnızca teknik bir unsur olmadığını, aynı zamanda dijital ifade özgürlüğü ve kullanıcı hakları üzerinde doğrudan etkisi olan bir araç haline geldiğini gösteriyor.

Bir kontrol aracı mevcut olduğunda, sansür uygulamak isteyen aktörler bu aracı kullanmaya çalışacaktır. Bilgisayar dünyasında, örneğin bir Lenovo veya Dell dizüstü bilgisayar satın alan kullanıcıların hangi programları yükleyebileceğine şirketlerin karar vermesi beklenmezken, akıllı telefonlarda uygulama mağazası politikaları bu tür bir kontrolü mümkün kılıyor. ABD'de kullanılan neredeyse tüm akıllı telefonlar için geçerli olan bu durum, dijital dünyada kullanıcı özgürlüğünün sınırlarını yeniden tanımlıyor.

Sonuç: Uygulama mağazası politikaları ve dijital özgürlükler

Apple ve Google'ın uygulama mağazası politikaları, hükümet müdahaleleriyle birleştiğinde, dijital dünyada ifade özgürlüğü ve kullanıcı hakları üzerinde önemli kısıtlamalar yaratıyor. ABD'de yaşanan son sansür örnekleri, uygulama mağazası kavramının toplumsal ve politik etkilerini gözler önüne seriyor. Avrupa Birliği'nde uygulanan alternatif modeller ise, merkezi kontrolün tamamen ortadan kalkmadığını, ancak kullanıcılar için daha fazla seçenek sunulabileceğini gösteriyor. Uygulama mağazası politikalarının geleceği, dijital haklar ve ifade özgürlüğü açısından yakından takip edilmeye devam edecek. Kullanıcıların hangi uygulamalara erişebileceği ve dijital dünyada nasıl bir özgürlüğe sahip olacağı, büyük ölçüde uygulama mağazası politikalarının nasıl şekilleneceğine bağlı olacak.


Etiketler:
uygulama mağazası sansür Apple Google ifade özgürlüğü