6.000 yıl önce Alsace bölgesinde gerçekleşen ritüelleştirilmiş katliamın izleri bulundu

Kuzeydoğu Fransa'nın Alsace bölgesinde yapılan arkeolojik kazılarda, 6.000 yıl önce gerçekleştiği düşünülen ritüelleştirilmiş katliamın izleri ortaya çıktı. Kesilmiş kollar ve işkence görmüş iskelet kalıntıları, antik toplulukların zaferlerini kutlamak için şiddeti halka açık bir gösteri haline getirdiğini gösteriyor.
Kuzeydoğu Fransa'nın Alsace bölgesinde yer alan Achenheim ve Bergheim'daki iki arkeolojik alanda yapılan kazılar, antik dönemlerde işlenen vahşi cinayetlerin kanıtlarını gün yüzüne çıkarmıştır. Bu çukurlardan çıkarılan kesilmiş kollar ve ağır şekilde tahrip edilmiş iskelet kalıntıları, bölge sakinlerinin savaş zaferlerini kutlamak için işkenceyi ve öldürmeyi toplum önünde bir gösteri haline getirdiğini düşündürmektedir. Geç Orta Neolitik döneme tarihlenen bu bulgular, yaklaşık 6.000 yıl öncesine ait olup, farklı kabileler arasında yaşanan fetih savaşlarının ne kadar şiddetli olduğunu ortaya koymaktadır.
Arkeolojik bulgular ve çalışmanın kapsamı
İspanya'nın Valladolid Üniversitesi'nden arkeolog Teresa Fernández-Crespo başkanlığında yürütülen araştırma, toplam 14 iskelet ve bir dizi sol üst uzuv üzerinde detaylı incelemeler gerçekleştirmiştir. Araştırmacılar, kurbanların kökenlerini, beslenme alışkanlıklarını ve sosyal konumlarını belirlemek amacıyla seçilmiş diş ve kemikler üzerinde çok izotoplu analiz yöntemi uygulamışlardır. Bu bilimsel yöntem, hafif ve ağır element versiyonlarının imza oranlarını inceleyerek, bireylerin hangi bölgeden geldiğini ve nasıl yaşadıklarını ortaya koymaktadır. Araştırmacılar, çukurlarda bulunan kurbanların yanı sıra geleneksel gömülerde yer alan 82 insanın kalıntılarını analiz etmiş, ayrıca bölgesel bir karşılaştırma temelini oluşturmak için 53 hayvan ve 35 modern bitki kalıntısını incelemişlerdir.
Savaş ganimetleri ve ritüelleştirilmiş öldürmeler
Yapılan analiz sonuçları, kesilmiş üst kolların yakındaki istilacı gruplardan gelen bireylere ait olduğunu ve yerel halk tarafından savaş ganimetleri olarak alınmış olabileceğini ortaya çıkarmıştır. Savaş ganimetleri askeri tarihte nadir olmasa da, üst kol seçimi oldukça alışılmadık bir durumdur; tarihsel kayıtlarda daha yaygın olarak kafalar ve eller ganimetler arasında yer almaktadır. Araştırmacılar, kesilmiş üst kolların uzun süre sergilenebilmesi için tütsülenerek, kurutularak veya mumyalanarak muhafaza edilmiş olabileceğini ileri sürmektedirler. Bu uygulamanın, zaferlerini daha uzun süre gösterebilmek ve düşmanlarını aşağılamak amacıyla yapılmış olduğu düşünülmektedir.
Tam iskeletler ise farklı bir yerden, muhtemelen güney Alsace'dan gelen bireylere ait olup, bu kişilerin köye getirilen, işkence gören ve ardından idam edilen esirler olduğunu göstermektedir. Savaşta düşen veya yaralanan müttefikler için zafer, intikam ve onurun restorasyonunu işaret etmek üzere bir kapanış töreni sırasında çukurlara yerleştirilmiş olabilirler. Fernández-Crespo'nun açıklamasına göre, alt uzuvların kurbanların kaçmasını önlemek için kırıldığı, tüm vücudun künt kuvvet travmaları gösterdiği ve bazı iskeletlerde işkence görüp öldürüldükten sonra bedenlerin halka açık sergilenmek üzere bir yapıya yerleştirilmiş olabileceğine dair delici delikler gibi izler bulunmaktadır.
Sosyal bağlam ve tarihsel dönem
Achenheim ve Bergheim'daki bulgular, yaklaşık milattan önce 4300 ile 4150 yılları arasında geç Orta Neolitik dönemde yaşayan insanlarla ilgilidir. Bu dönem, daha büyük Paris Havzası'ndan göçmen, istilacı ve akıncı akınının yoğun olarak görüldüğü ve farklı kabileler arasında fetih savaşlarını ateşleyen bir zaman dilimini temsil etmektedir. Bölgedeki nüfus hareketliliği ve kaynak rekabeti, bu tür şiddetli çatışmaların ortaya çıkmasında önemli bir rol oynamış olabilir.
Araştırmacılar, kesilmiş üst uzuvların kuzey Alsace ile tutarlı izotop değerleri gösterirken, öldürülen bireylerin çoğu iskeletinin güney Alsace ile tutarlı olması tesadüf olmayabileceğini belirtmektedirler. Bu bulgular, esirlerin farklı muamele görmesinin bir nedenini sağlayabilir ve gerçekten farklı kimliklere işaret edebilir. Alternatif bir hipotez olarak, tüm kurbanlar canlı yakalanmış olabilir ve yazarların önerdiği gibi, tahribattan kurtulanlar çatışma sırasında kayıp veren aileler tarafından köleler olarak tutulmuş veya hatta evlat edinilmiş olabilirler.
Antik şiddetin sosyal ve dini anlamı
Bu aşırı şiddetli öldürmeler, düşmanı aşağılamak ve galiplerin arasındaki sosyal birliği güçlendirmek için yapılandırılmış, ritüelleştirilmiş bir antik savaş propagandası biçimi olarak merkezi bir topluluk alanında tam halkın gözü önünde gerçekleştirilmiş olabilir. Ritüelleştirilmiş öldürmeler, galipler fetihlerinde yardım eden ataları veya tanrıları yatıştırmak için yapılmış adak bir sunu olma ihtimalini de taşımaktadır. Oxford Arkeoloji Okulu'ndan arkeolog ve çalışmanın ortak yazarı Rick Schulting, bu bulgularının şiddeti sadece savaş olarak değil, gösteri, hafıza ve hakimiyet iddiası olarak kullanan derinden yerleşmiş bir sosyal uygulamadan bahsedildiğini gösterdiğini vurgulamaktadır.
Tarihin daha geniş perspektifinde bakıldığında, bu olaylar bir Pirus zaferi niteliğindedir. Vahşet yapanlar daha sonra vahşete uğrayanlar haline gelmiş ve sıklıkla olduğu gibi başka bir insan grubu tarafından yerlerini almışlardır. Bu döngüsel şiddet örüntüsü, antik dönemlerde toplumlar arasında yaşanan çatışmaların ne kadar derin ve yapısal olduğunu göstermektedir. Arkeolojik bulgular, insanlık tarihinin erken dönemlerinde bile, sosyal hiyerarşi, güç gösterişi ve kültürel kimlik için şiddetin ne kadar merkezi bir rol oynadığını açıkça ortaya koymaktadır.
- Popüler Haberler -
Suveyda'da çatışma: İç güvenlik güçleri ile silahlı gruplar karşı karşıya
Birleşmiş Milletler'den Filistin kararı... "Halk kendi kaderini tayin edecek"
ABD, Ukrayna'da barış için NATO'nun 5. maddesine benzer güvenlik garantisi vadediyor
ABD ve İngiltere'de gençlerin umutsuzluğu üç katına çıktı
Çin'in yeni nesil uzun mesafe İHA'sı CH-7, ilk deneme uçuşunu yaptı
Viking mezarında gizemli tarak kabuğu bulundu



