Dikkat! Güneş fırtınası Türkiye dahil birçok bölgeyi etkileyebilir

Bu hafta Dünya, son yılların en güçlü güneş fırtınalarından biriyle karşı karşıya kaldı. 11 Kasım Salı günü meydana gelen X5.16 büyüklüğündeki güneş patlaması, 2025 yılının en şiddetli olayı olarak kayıtlara geçti. Uzmanlar, bu tür güneş fırtınalarının yalnızca uzayda değil, Dünya üzerinde de önemli etkiler yaratabileceğine dikkat çekiyor. Özellikle radyo iletişimi ve kuzey ışıkları gibi doğa olayları, bu patlamadan doğrudan etkilenebiliyor. Güneş fırtınası, sosyal medyada paylaşılan görüntülerle de geniş yankı uyandırdı.

Güneş fırtınası şiddeti ve etkileri

Güneş patlamaları, A'dan X'e kadar beş ana kategoriye ayrılıyor ve her bir kategori, bir öncekine göre on kat daha fazla enerji yayıyor. X sınıfı patlamalar ise en yüksek enerjiye sahip olanlar olarak biliniyor. 11 Kasım'da kaydedilen X5.16 büyüklüğündeki güneş patlaması, Ekim 2024'ten bu yana ölçülen en güçlü olay olarak öne çıkıyor. Bu tür patlamalar, güneş yüzeyinde oluşan koronal kütle ejeksiyonu (CME) ile birlikte, Dünya'ya ulaşan manyetik rüzgarları tetikliyor. Sonuç olarak, telekomünikasyon sistemlerinde bozulmalar, yüksek frekanslı radyo dalgalarında kesintiler ve alışılmadık enlemlerde kuzey ışıklarının görülmesi gibi etkiler ortaya çıkabiliyor. Özellikle radyo iletişimi, Afrika ve Avrupa başta olmak üzere Dünya'nın aydınlık yüzeyinde ciddi şekilde kesintiye uğradı.

Kuzey ışıkları ve iletişimde beklenen gelişmeler

Uzmanlar, güneş fırtınasının olağanüstü yoğunluğu nedeniyle önümüzdeki günlerde kuzey ışıklarının alışılmadık enlemlerde bile gözlemlenebileceğini belirtiyor. Özellikle NOAA'nın analizlerine göre, 14 Kasım Cuma gününden itibaren kuzey ışıklarının daha sık ve parlak şekilde görülebileceği tahmin ediliyor. Güneş fırtınası, yalnızca görsel bir şölen sunmakla kalmıyor; aynı zamanda iletişim altyapısı üzerinde de ciddi baskı oluşturuyor. R3 seviyesinde kaydedilen radyo bozulmaları, özellikle yüksek frekanslı radyo iletişimini etkileyerek, haberleşme sistemlerinde aksamalara yol açabiliyor. Bilim insanları, bu tür olayların hem teknolojik altyapı hem de atmosferik koşullar üzerinde uzun vadeli etkiler yaratabileceğine işaret ediyor.