ANASAYFA
TV PROGRAMLARI
PROGRAMLAR
YAYIN AKIŞI
CANLI YAYIN
24 RADYO
REKLAM
İLETİŞİM VE KÜNYE

Bitkiler ısı kullanarak böcekleri çekiyor

Tayfun Demirel - | Son Güncelleme Tarihi:
Bitkiler ısı kullanarak böcekleri çekiyor

Bitkilerin renkler ve kokulardan çok daha eski bir yöntemle tozlayıcıları çektiklerini gösteren yeni araştırma, Jura döneminden beri varlığını sürdüren sikatların termojenik yeteneklerinin aslında bir üreme stratejisi olduğunu ortaya koydu.

Kapat

HABERİN DEVAMI

Bitkilerin tozlayıcıları cezbetmek için kullandıkları araçlar sadece parlak renkler ve cezbedici kokularla sınırlı değildir. Yeni bir bilimsel çalışma, bazı bitkilerin ısı üretme yeteneğini bu amaçla kullandığını ve bunun milyonlarca yıl önce ortaya çıkan ilk tozlayıcı çekme stratejilerinden biri olabileceğini göstermektedir. Özellikle sikatlar adı verilen ve Jura döneminden bu yana nispeten az gelişmiş bir botanik grup, bu termal iletişim yöntemini hâlâ aktif biçimde kullanmaya devam etmektedir.

Bitkilerin Isı Üretme Yetenekleri

Bilim insanları onlarca yıldır bitkilerin, özellikle sikatların, termojenik yeteneklere yani ısı üretme yeteneğine sahip olduklarını bilmektedir. Bazı bitki türleri ortam sıcaklığından 35 santigrat derece daha yüksek sıcaklıklar üretebilmektedir. Harvard Üniversitesi'nden biyolog Wendy Valencia-Montoya, bu bulguyu şöyle açıklamaktadır: "Taç yapraklar ve parfümden çok önce, bitkiler ve böcekler birbirlerini sıcaklığı hissederek buldular." Bu ifade, ısı üretiminin sadece bir yan ürün değil, aksine bitkilerin ve tozlayıcılarının arasında gelişen sofistike bir iletişim sistemi olduğunu göstermektedir. Valencia-Montoya ve meslektaşları, sikatların durumunda, ısı üretiminin salt maliyetinin faydaları ima ettiğini düşünerek, eğer sikatlar tarafından üretilen ısı bir üreme stratejisi olsaydı diye akıl yürütmüşlerdir.

Sikatların Yapısı ve Üreme Sistemi

Sikatlar biraz ağaç eğreltiotu gibi görünmekle birlikte, tamamen ilgisiz bir grup olarak sınıflandırılmaktadır. Silindirik gövdeleri, tepeden filizlenen sert ve tüy şeklindeki yaprakları ile üreme yapıları olarak hizmet eden kozalakları bulunmaktadır. Bu bitkiler dioik özelliğe sahiptir, yani bireysel ağaçlar sadece erkek veya dişi gametler üretmektedir. Erkek ağaçlar polen üreten kozalaklar büyütürken, dişi ağaçlar tozlaştığında tohumlara dönüşen yumurtacıklar üreten kozalaklar büyütmektedir. Isı üretimi yalnızca kozalaklar ile sınırlı olduğundan, araştırmacılar termogenezin bir üreme stratejisi olması hipotezinin makul olduğunu düşünmüşlerdir. Ancak bu hipotezi kanıtlamak oldukça zorlayıcı bir görev olmuştur.

Meksika'daki Araştırma ve Termal Ritim Keşfi

Araştırmacılar çalışmalarını Meksika'da bulunan Zamia furfuracea adlı bir sikat türüne odaklamışlardır. Bu tür, tozlaşma için yalnızca Rhopalotria furfuracea adlı belirli bir böcek türüne güvenmektedir. Bilim insanları bitkilerin termal görüntülerini alarak kozalakların her gün aynı saatte katı bir sirkadiyen ritimle ısındığını keşfetmişlerdir. Öğleden sonra ortalarından başlayarak, erkek kozalakların sıcaklığı yükselir ve azalmadan önce zirveye ulaşır. Dişi kozalaklar ise üç saat sonra ısınmaya başlamaktadır. Bu döngü her 24 saatte bir tekrarlanmakta, bu da süreci ışık, nem veya sıcaklıktan gelen ipuçlarından ziyade içsel bir genetik saatin yönlendirdiğini göstermektedir. Bu bulgu, sikatların ısı üretiminin tamamen kontrollü ve düzenli bir sistem içinde gerçekleştiğini ortaya koymaktadır.

Böceklerin Termal Sinyallere Yanıtı

Böceklerin davranışı araştırmanın gerçekten ilginç hale geldiği noktadır. Erkek kozalaklar ısınırken, böcekler onlara akın etmektedir. Daha sonra, dişi kozalakların sıcaklığı yükseldikçe, böcekler buna göre onlara doğru hareket etmektedir ve bu sırada polen tozu taşımaktadırlar. Harvard Üniversitesi'nden hücre biyologu Nicholas Bellono, "Bu, bunun muhtemelen tozlaşmayla ilgili olduğuna dair erken dönem ikna edici kanıt parçalarından biriydi. Erkek ve dişi bitkiler aslında sirkadiyen kontrollü bir şekilde ısınıyorlardı ve böcek hareketine kilitlendiğini görebiliyorduk" demiştir. Bu gözlem, sikatların ısı üretiminin tamamen tesadüfi olmadığını, aksine tozlayıcı böceklerin davranışını yönlendirmek için geliştirilmiş bir mekanizma olduğunu kanıtlamaktadır.

Biyolojik Mekanizmalar: Bitkiler ve Böcekler

Hem bitkilerin hem de böceklerin daha yakından incelenmesi, bu büyüleyici simbiyozu yönlendiren biyolojik mekanizmaları ortaya çıkarmıştır. Sikatlar için, AOX1 adlı bir gen aşırı hıza geçmekte, mitokondrilerin normal ATP üretimini atlayarak bu motorların yakıtı doğrudan ısıya dönüştürmesine neden olmaktadır. Böylece böcekleri çeken sıcaklıkta istikrarlı ve sürekli yükseliş sağlanmaktadır. Bu mekanizma, bitkilerin enerji üretim sistemini tamamen farklı bir amaç için yeniden programladığını göstermektedir. Böcekler ise antenlerinin uçlarında coeloconic sensilla adı verilen, yılanlar gibi diğer hayvanlarda ısı algılamanın arkasındaki mekanizma olan TRPA1 iyon kanalını kullanarak termal kızılötesi radyasyona doğrudan yanıt vermektedir. Bu iyon kanalı, böceklerin ısı kaynaklarını algılayabilmesinin temel yapı taşıdır.

Araştırmacılar, böceklerin tepki verebileceği diğer çevresel ipuçlarını ortadan kaldırarak, böceklerin gerçekten de ışıyan ısıya yöneldiğini doğrulamışlardır. İyon kanalını devre dışı bırakmak, böceklerin aynı uyarana yanıt vermesini engellemiş ve TRPA1 ısı algılama ile tozlaşma arasında şimdiye kadar gözlemlenen ilk doğrudan bağlantıyı sağlamıştır. Bu bulgu, bitkilerin ve böceklerin arasındaki iletişim sisteminin ne kadar sofistike olduğunu göstermektedir.

Sikatların Çiçekli Bitkiler Karşısında Gerilemesi

Günümüzde, dünyada sadece 300 sikat türü kalmıştır ve çoğu nesli tükenmekte olarak kabul edilmektedir. Bu gerilemesi kısmen 112 ile 93 milyon yıl önce arasında hakimiyete yükselen çiçekli bitkilerin ortaya çıkışından kaynaklanmış olabilir. Kızılötesi sinyali sadece tek kanallı bir sinyal sunmakta, yoğunluk bilgisi taşımaktadır. Oysa renk neredeyse sonsuz kombinasyonlar sunmaktadır. Çiçekli bitkiler çeşitlendikçe ve böcekler daha zengin renk görüşü geliştirdikçe, sikatların daha basit termal sinyalleri bir dezavantaj haline gelmiş olabilir. Ek olarak, çiçekli bitkiler çoğaldıkça, böcekler buna yanıt olarak değişmiş, daha karmaşık renk görüşü ve duyusal yetenekler geliştirmiş olabilirken, sikat tozlayıcısı böcekler gece kızılötesi ipuçları için uzmanlaşmış olarak kalmış olabilir. Bu durum, sikatların bir niş içinde sıkışıp kalmasına ve çeşitliliğinin azalmasına neden olmuş olabilir.

Bitki-Hayvan İletişiminin Yeni Boyutu

Bitkiler, simbiyontları, tozlayıcıları, yırtıcıları ve bazı durumlarda avları arasındaki etkileşimler insanların ayırt etmesi oldukça zordur. Ancak bu yeni bulgu, araştırmacıların yüzeyi kazımaya daha yeni başladığını öne sürmektedir. Valencia-Montoya, "Bu temelde bitkilerin ve hayvanların iletişim kurmak için kullandıkları ve daha önce bilmediğimiz yeni bir bilgi boyutu ekliyor. Kokuyu biliyorduk ve rengi biliyorduk, ama kızılötesinin bir tozlaşma sinyali olarak hareket edebileceğini bilmiyorduk" demiştir. Bu açıklama, bitki-hayvan ilişkilerinin ne kadar karmaşık ve çok katmanlı olduğunu göstermektedir. Sikatların ısı üretme mekanizması, doğanın iletişim sistemlerinin sadece görsel ve koku tabanlı olmadığını, termal sinyallerin de önemli bir rol oynadığını ortaya koymaktadır. Bu keşif, bitkilerin ve hayvanların tarihinde yeni bir sayfa açmakta ve milyonlarca yıl önce geliştirilen bu sofistike sistemin hâlâ işlevsel olduğunu göstermektedir.


Etiketler:
sikat tozlaşma bitki biyolojisi termal iletişim