ANASAYFA
TV PROGRAMLARI
PROGRAMLAR
YAYIN AKIŞI
CANLI YAYIN
24 RADYO
REKLAM
İLETİŞİM VE KÜNYE

Yapay zeka kanser teşhisinde gerçekten tarafsız mı? Son araştırma mercek altında

Ada Kahriman - | Son Güncelleme Tarihi:
Yapay zeka kanser teşhisinde gerçekten tarafsız mı? Son araştırma mercek altında

Harvard Tıp Okulu öncülüğünde yürütülen yeni bir araştırma, yapay zeka sistemlerinin kanser teşhisinde demografik önyargı barındırabileceğini ortaya koydu. ABD merkezli çalışmada, yapay zekanın patoloji slaytlarından hastaların kimliklerine dair ipuçları yakalayabildiği ve bunun tanı doğruluğunu etkilediği belirlendi.

Kapat

HABERİN DEVAMI

Harvard Tıp Okulu ve Brigham and Women's Hospital'dan bilim insanlarının liderliğinde gerçekleştirilen güncel bir araştırma, tıbbi yapay zeka uygulamalarının kanser teşhisinde beklenmedik bir önyargı riski taşıdığını gözler önüne serdi. Araştırmada, patoloji slaytlarından kanser tanısı koymak için geliştirilen yapay zeka sistemlerinin, yalnızca hastalığı değil, aynı zamanda hastaların demografik özelliklerini de ayırt edebildiği tespit edildi. Bu durumun, tanı doğruluğunda ırk, cinsiyet ve yaş gruplarına göre belirgin farklılıklara yol açtığı vurgulandı. Araştırmacılar, bu önyargının nedenlerini analiz ederek, adil ve güvenilir bir kanser teşhisi için yeni bir çözüm önerisi geliştirdi.

Patolojide yapay zekanın yükselişi ve önyargı sorunu

Patoloji, kanserin tanımlanmasında ve tedaviye yön verilmesinde uzun yıllardır temel bir rol üstleniyor. Geleneksel olarak, patologlar mikroskop altında insan dokusunun ince kesitlerini değerlendirerek kanserin varlığını, türünü ve evresini belirliyor. Bu süreçte, slaytlar yalnızca hastalığın biyolojik izlerini taşıyor; hastaya dair kişisel bilgiler genellikle göz ardı ediliyor. Ancak son yıllarda, yapay zeka teknolojilerinin patolojiye entegrasyonu ile birlikte, bu alanda köklü bir dönüşüm yaşanıyor. Yapay zeka tabanlı modeller, doku görüntülerindeki karmaşık desenleri ve biyolojik işaretleri insan gözünün ötesinde bir hassasiyetle analiz edebiliyor.

Harvard Tıp Okulu'ndan Kun-Hsing Yu ve ekibi, bu teknolojilerin beklenmedik bir özelliğini keşfetti: Yapay zekâ, patoloji slaytlarından yalnızca kanser bulgularını değil, aynı zamanda hastaların ırk, cinsiyet ve yaş gibi demografik bilgilerini de çıkarabiliyor. Araştırmacılar, bu durumun farklı hasta gruplarında tanı doğruluğunda ciddi dalgalanmalara neden olduğunu belirledi. Özellikle, bazı demografik gruplarda kanser alt türlerinin tespitinde yapay zekâ sistemlerinin performansının düştüğü gözlemlendi. Bu bulgular, tıbbi yapay zekâ uygulamalarının tarafsızlık ve adalet açısından yeniden değerlendirilmesi gerektiğine işaret ediyor.

Demografik önyargının nedenleri ve etkileri

Araştırma ekibi, yapay zekâ modellerinin neden bazı gruplarda daha düşük doğrulukla çalıştığını anlamak için kapsamlı bir analiz gerçekleştirdi. İlk olarak, eğitim verilerindeki dengesizlikler öne çıktı. Yapay zekâ sistemleri genellikle daha fazla örneğe sahip olan demografik gruplardan öğreniyor; bu da az temsil edilen gruplarda tanı doğruluğunun düşmesine yol açabiliyor. Ancak, araştırmacılar yalnızca veri dengesizliğinin sorunun tamamını açıklamadığını fark etti. Bazı durumlarda, örnek sayısı benzer olan gruplar arasında dahi belirgin performans farkları görüldü.

İkinci önemli neden, hastalık insidansındaki farklılıklar olarak belirlendi. Bazı kanser türleri belirli popülasyonlarda daha yaygın görülüyor ve bu durum, yapay zekâ modellerinin bu gruplarda daha isabetli sonuçlar vermesine neden olabiliyor. Buna karşılık, nadir görülen kanser türlerinde veya az temsil edilen demografik gruplarda modellerin tanı başarısı azalıyor. Üçüncü olarak, yapay zekâ sistemlerinin doku görüntülerinde ince moleküler farklılıkları tespit etme eğilimi de önyargının kaynağı olarak öne çıktı. Modeller, belirli genetik mutasyonlara veya biyolojik sinyallere dayanarak tanı koyabiliyor ve bu sinyallerin dağılımı demografik gruplar arasında değişebiliyor.

Sonuç olarak, yapay zekâ sistemlerinin kanser teşhisinde %29 oranında demografik temelli doğruluk farkları ortaya çıkardığı saptandı. Özellikle Afrikalı Amerikalı hastalarda ve erkeklerde akciğer kanseri alt türlerinin tespitinde, genç hastalarda ise meme kanseri alt türlerinde belirgin sorunlar yaşandığı rapor edildi. Ayrıca, meme, böbrek, tiroid ve mide kanserlerinde de bazı gruplarda tanı doğruluğunun düştüğü gözlemlendi. Bu bulgular, tıbbi yapay zekâ uygulamalarının rutin olarak önyargı açısından test edilmesinin gerekliliğini ortaya koydu.

FAIR-Path: Yapay zekada adalet için yeni bir yaklaşım

Önyargının nedenlerini belirleyen araştırmacılar, bu sorunu çözmek amacıyla FAIR-Path adını verdikleri yeni bir çerçeve geliştirdi. Bu yöntem, mevcut makine öğrenimi tekniklerinden "karşıt öğrenme" yaklaşımını temel alıyor. Amaç, yapay zekâ modellerinin kanser türleri arasındaki anlamlı biyolojik farklara odaklanmasını sağlarken, demografik özelliklerden kaynaklanan gereksiz ayrımları en aza indirmek. FAIR-Path uygulandığında, test edilen yapay zekâ modellerinde demografik temelli tanı farklılıklarının yaklaşık %88 oranında azaldığı tespit edildi.

Bu çerçeve, mükemmel dengeli veya tamamen temsilci eğitim veri setlerine sahip olunmasa bile, yapay zekâ sistemlerinin daha adil ve genel geçer özellikler öğrenmesini mümkün kılıyor. Araştırmanın başyazarı Kun-Hsing Yu, "Bu küçük ayarlamayla, modellerin farklı popülasyonlarda daha adil ve sağlam performans gösterebileceğini kanıtladık" diyerek, tıbbi yapay zekâda adaletin sağlanmasının ulaşılabilir bir hedef olduğunu vurguladı. FAIR-Path'ın başarısı, yalnızca kanser patolojisiyle sınırlı kalmayıp, diğer tıbbi yapay zekâ uygulamalarında da benzer adalet sorunlarının giderilmesine ışık tutabilir.

Gelecekte yapay zekâ ve kanser teşhisi: Adil sağlık hizmeti mümkün mü?

Harvard Tıp Okulu ve iş birliği yapılan kurumlar, önümüzdeki dönemde farklı demografik gruplar, tıbbi uygulamalar ve klinik ortamlar arasında yapay zekâ önyargısını daha derinlemesine incelemeyi hedefliyor. Araştırmacılar, FAIR-Path çerçevesinin sınırlı veri bulunan koşullarda nasıl uyarlanabileceğini ve yapay zekâ kaynaklı önyargının sağlık hizmetlerindeki eşitsizliklere nasıl katkı sunduğunu anlamak için yeni projeler yürütüyor. Nihai amaç, tüm hastalar için hızlı, doğru ve adil tanı koyabilen yapay zekâ tabanlı patoloji araçları geliştirmek.

Bu çalışma, ABD'de federal fonlarla desteklenmiş olup, 16 Aralık tarihinde Cell Reports Medicine dergisinde yayımlandı. Elde edilen bulgular, tıbbi yapay zekâ uygulamalarının yalnızca teknolojik gelişimle değil, etik ve toplumsal sorumlulukla da şekillenmesi gerektiğini ortaya koyuyor. Araştırma ekibi, yapay zekâ sistemlerinin tasarımında daha dikkatli ve bilinçli davranıldığı takdirde, her popülasyonda yüksek performans gösteren, adil ve güvenilir modellerin geliştirilebileceğine inanıyor.

Sonuç olarak, yapay zekâ teknolojilerinin kanser teşhisinde sunduğu olanaklar kadar, beraberinde getirdiği önyargı risklerinin de göz ardı edilmemesi gerekiyor. Adalet ve eşitlik ilkeleriyle geliştirilecek yapay zekâ sistemleri, gelecekte sağlık hizmetlerinde herkes için daha iyi sonuçlar elde edilmesine katkı sağlayabilir.


Etiketler:
yapay zeka kanser teşhisi tıbbi önyargı patoloji FAIR-Path