Her adımda bir zaman yolculuğu... Viyana'da sanat tarih ve kahve kokusu

Viyana, tarihi ve kültürel zenginlikleriyle bir sanat başkenti olmasının yanı sıra, geleneksel kahve kültürü ve imparatorluk saraylarıyla da büyüleyici bir deneyim sunar. Şehir, geçmişin ihtişamını modern yaşamla harmanlayarak, her adımda bir zaman yolculuğu yapma fırsatı verir.
Viyana, haritada bir koordinat olmanın çok ötesinde; taşa kazınmış bir vals, notalara dökülmüş bir tarih ve her köşesinde imparatorluk ihtişamını hissettiren canlı bir müzedir. Şehri keşfetmeye başlamak için en doğru nokta şüphesiz Ringstrasse'dir. Şehrin tarihi merkezini (Innere Stadt) bir yüzük gibi saran bu bulvar, 19. yüzyılın sonlarında eski surların yıkılmasıyla inşa edilmiştir ve üzerinde şehrin en ikonik yapılarını barındırır. Bir yanda neo-gotik tarzıyla gökyüzüne uzanan Viyana Belediye Binası (Rathaus), diğer yanda antik Yunan tapınaklarını andıran Parlamento Binası. Ancak bu caddenin asıl yıldızı, sanatın ve müziğin mabedi olan Viyana Devlet Operası'dır (Staatsoper). Eğer şanslıysanız ve biletinizi aylar öncesinden aldıysanız, burada bir Mozart ya da Strauss eseri dinlemek, hayatınızda unutamayacağınız anlardan biri olacaktır.

SARAYLARIN GÖLGESİNDE
Viyana demek, saraylar demektir. Şehir merkezindeki Hofburg Sarayı, yüzyıllar boyunca imparatorluğun kışlık ikametgahı olarak kullanılmıştır. Bugün ise Cumhurbaşkanlığı ofislerine ev sahipliği yapmasının yanı sıra, Sisi Müzesi ve Gümüş Koleksiyonu ile ziyaretçilerini ağırlar. Hofburg'un avlusundan geçerken, bir anlığına fayton seslerinin yankılandığını hayal edebilirsiniz. Ancak Viyana'nın tacındaki asıl mücevher, merkezin biraz dışında yer alan Schönbrunn Sarayı'dır. "Avusturya'nın Versailles'ı" olarak bilinen bu yazlık saray, 1.441 odası ve uçsuz bucaksız bahçeleriyle ziyaretçilerini büyüler. Sarayın bahçesinde yer alan Gloriette yapısına tırmanıp şehre tepeden baktığınızda, Viyana'nın neden yüzyıllardır sanatçıların ve düşünürlerin ilham kaynağı olduğunu daha iyi anlarsınız. Buradaki Barok peyzaj, doğa ile mimarinin kusursuz uyumunun en güzel kanıtıdır.

SANATIN BAŞKENTİ
Viyana'yı anlatıp sanattan bahsetmemek imkansızdır. Şehir, Klimt, Schiele ve Kokoschka gibi ustaların izlerini taşır. Özellikle Belvedere Sarayı, Gustav Klimt'in dünyaca ünlü "Öpücük" (The Kiss) tablosuna ev sahipliği yapmasıyla sanatseverlerin hac noktası gibidir. Yukarı Belvedere'nin salonlarında dolaşırken, Viyana Secession akımının altın parıltıları gözlerinizi kamaştırır. Ayrıca Albertina Müzesi ve Kunsthistorisches Museum (Sanat Tarihi Müzesi), sadece içindeki eserlerle değil, bina mimarileriyle de başlı başına birer sanat eseridir.

VİYANA MUTFAĞINDA LEZZET ŞÖLENİ VAR
Gelelim gezinin en lezzetli kısmına. Viyana mutfağı, imparatorluk coğrafyasının farklı kültürlerinden beslenmiş, zengin ve doyurucu bir yapıya sahiptir. Şehrin imzası niteliğindeki yemek tartışmasız Wiener Schnitzel'dir. Ancak Viyana'da asıl tören tatlılarla başlar. Dünyanın en meşhur çikolatalı pastalarından biri olan Sachertorte, yoğun çikolatası ve arasındaki kayısı marmeladı ile bir klasiktir. Daha hafif ve meyveli bir tat arayanlar içinse, incecik açılmış hamurun içine bol elma, tarçın ve kuru üzüm doldurularak yapılan Apfelstrudel, yanında vanilya sosu veya dondurma ile servis edildiğinde damaklarda bir şölen yaratır.

VİYANA'DA ÜCRETSİZ 5 GÜZEL AKTİVİTE
Schönbrunn Bahçeleri'nde Kaybolun: Sarayın içini gezmek biletli olsa da, o devasa ve büyüleyici bahçelerine giriş tamamen ücretsizdir. Gloriette tepesine yürüyüp şehri selamlamadan dönmeyin.

Naschmarkt'ta Duyularınızı Harekete Geçirin: Şehrin en ünlü açık hava pazarı olan Naschmarkt'ta yürümek bedava! Rengarenk tezgahlar, egzotik baharat kokuları ve hafta sonları kurulan bit pazarı tam bir görsel şölen sunar.
Ringstrasse'de Mimari Tur: Bir "açık hava müzesi" olan Ring Caddesi boyunca yürümek, Opera Binası, Parlamento ve Belediye Binası'nı dışarıdan izlemek, Viyana ihtişamını hissetmek için yeterlidir.
Prater'de Nostalji Rüzgarı: Tarihi lunapark Prater'e giriş ücreti yoktur (sadece oyuncaklar ücretlidir). İçeri girip o karnaval havasını solumak ve dev dönme dolabı (Riesenrad) izlemek bile keyiflidir.
Tuna Adası'nda (Donauinsel) Gün Batımı: Şehrin kalabalığından kaçıp Viyanalılar gibi hissetmek isterseniz, metroyla kolayca ulaşabileceğiniz Tuna Adası'nda nehir kenarında yürüyüş yapabilir veya çimlere uzanabilirsiniz.
- Popüler Haberler -
A Knight of the Seven Kingdoms HBO Max'te başlıyor
God of War hayranları merakla bekliyor: Thor ve Baldur rolü kime gidecek?
Malcolm in the Middle yeni bölümlerle geri dönüyor
Christophe Gans'ın yönettiği Return to Silent Hill'den yeni fragman yayınlandı
"Türkiye Kültür Yolu Festivali 2025" rekorlarla kapandı
Batman'da yeraltı camisi bulundu



