İstanbul'da kiralık konut dönemi! Bakan Kurum: Hem dönüşüm hem fiyat dengesi olacak

İstanbul Sanayi Odasının (İSO) "Döngüsel Ekonomi, Sürdürülebilir Yeşil Kalkınma, Deprem Güvenlikli Sanayi İçin Vizyoner ve Yenilikçi İşbirliği Olanaklarını Değerlendirmek" ana gündemiyle düzenlediği haziran ayı olağan meclis toplantısında konuşan Kurum, İSO'nun 73 yıldır Türk sanayisinin amiral gemisi olduğunu, 24 bine yaklaşan üyesiyle sanayi sektörünün yüzde 30'unu oluşturduğunu kaydetti.

Bakan Kurum, 6 Şubat depremlerinde de İSO'nun birlik ve beraberlik şuuruyla hareket ettiğini, "Üretimde durmak yok." sloganıyla sanayi çarkını döndürmeyi sürdürdüğünü vurgulayarak, emek verenlere teşekkür etti.

Döngüsel ekonomi, yeşil kalkınma, deprem güvenlikli sanayi konularının vizyoner bir duruşun yansıması olarak gördüğünü aktaran Kurum, İstanbul'un, Türkiye'nin yeşil kalkınma sürecine de öncülük yapması, İstanbul sanayicilerinin de tesislerin ihtiyacı olan yeşil dönüşüme liderlik etmesi gerektiğini kaydetti.

Kurum, "İstanbul'da sera gazı salınımının sektörel dağılımında en büyük payı yüzde 70'le enerji sektörü alıyor. Ulaşım ve atık, geri kalan kısmını oluşturuyor. Bu rakamlar hepimize 'Acilen yeşil ve yenilenebilir enerjiye geçişi hızlandırın.' demektedir. Türkiye bugün toplam kurulu güç içerisinde yenilenebilir enerji payına baktığınızda yüzde 59'unu yenilenebilir enerjiden karşılamakta ve bu manada Avrupa'da 5'inci, dünyada ise 11'inci sıradayız. İnşallah sanayicimizin de katkılarıyla, yenilikçi yatırımlarla bu seviyeyi çok daha yukarılara taşıma arzusu içerisindeyiz." diye konuştu.

"SADECE DÖNÜŞÜM SİSTEMİYLE BİRLİKTE YILLIK 520 MİLYON AVROLUK BİR KAZANCI DA ÜLKEMİZE KAZANDIRMIŞ OLACAĞIZ"

Etkisini günden güne artıran Sıfır Atık Hareketi'ni de sanayi alanları ve üretim bölgelerinde yaygınlaştırmak durumunda olduklarını dile getiren Kurum, Türkiye Çevre Ajansı ile Sıfır Atık projesini daha ileri taşımak için depozito yönetim sistemini çalıştıklarını aktardı.

Pilot uygulamanın geçen ay Sakarya'da yapıldığını anımsatan Kurum, "İnşallah bu sistemle tüm Türkiye'ye dağıtacağımız, atıklarımızı toplayıp geri dönüşümü ham madde yapacağımız, inşaat, tekstil ya da farklı sektörlerde bu ham maddeleri kullanacağımız bir üretim modeline de geçtiğimizi ifade etmek istiyorum. Sadece dönüşüm sistemiyle birlikte yıllık 520 milyon avroluk bir kazancı da ülkemize, milletimize kazandırmış olacağız." dedi.

Bakan Kurum, 2019'da açıklanan Avrupa Yeşil Mutabakatı'nın ekonomik bir dönüşüm olarak ticari kısıtlamalar getirdiğini anımsatarak, "Geçtiğimiz ay yine 'Sanayide Yeşil Dönüşüm' başlığı içerisinde yeni bir sayfa daha açtık. Artık sanayi tesislerimiz Sanayide Yeşil Dönüşüm Belgesi'ne sahip olacak. Mutabakat çerçevesinde herhangi bir kısıtlamaya takılmayacak, ihtiyaç duyduğu finansmana da erişebilecek." ifadelerini kullandı.

"İKLİM KANUNU'NA İHTİYACIMIZ VAR"

Ulusal Emisyon Ticaret Sistemi ve Ulusal Yeşil Taksonomi Yönetmeliği başta olmak üzere birçok mevzuatın, yürürlüğe girmesi kritik öneme sahip İklim Kanunu'nun da Meclis Genel Kurulunda tekraren gündeme geldiğini ifade eden Kurum, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu kanun ile birlikte birçok yeni teknolojiyi geliştirme noktasında, hiçbir ülkenin tesiri altında kalmadan daha özgür bir araştırma-geliştirme ortamı sağlamış olacağız. Bir taraftan dünyayla uyumlu hale getireceğimiz kanunlarımızı, diğer taraftan ülkemizin kalkınmasına halel getirmeyecek bir anlayışla Meclisimizden Paris Anlaşmasını geçirdik ve bir hedef ortaya koyduk. Bu hedefi yakalamak için de İklim Kanunu'na ihtiyacımız var. Bu kanun çerçevesinde sanayide en güçlü şekilde üretimimizi ortaya koyacağız, en güçlü noktaya koşacağız ve hep birlikte ülkemizi her türlü çevre felaketinden ve iklim krizinin getirdiği olumsuz etkilerden koruyacağız. Amacımız, geleceğimize, çocuklarımıza daha iyi bir ülke, daha iyi bir dünya bırakmak, bu çerçevede ortaya koyduğumuz 2053 Net Sıfır Emisyon hedefini hep birlikte gerçekleştirmektir. Bu yöndeki tüm desteğimizi verdik, kanunumuzun da önümüzdeki hafta içerisinde Meclisimizden geçmesini bekliyoruz. Kanun geçer geçmez de yönetmeliklerimizi, gerek Emisyon Ticaret Sistemi Yönetmeliğimizi gerekse Yeşil Taksonomi Yönetmeliğimizi yürürlüğe koyacağız ve bu çerçevede üretimlerimizi Avrupa Birliği'ne uyum çerçevesinde gerçekleştirmiş olacağız."