ANASAYFA
TV PROGRAMLARI
PROGRAMLAR
YAYIN AKIŞI
CANLI YAYIN
24 RADYO
REKLAM
İLETİŞİM VE KÜNYE

Avrupa Birliği'nden içten yanmalı motor kararı: Yasak geri çekildi

Ada Kahriman - | Son Güncelleme Tarihi:
Avrupa Birliği'nden içten yanmalı motor kararı: Yasak geri çekildi

Avrupa Birliği, içten yanmalı motorlu araçların satışını tamamen yasaklama planından geri adım attı. Otomotiv sektöründen gelen baskılar sonucu, 2035 sonrası için kısmi bir izin sistemi gündeme geldi.

Kapat

HABERİN DEVAMI

Avrupa Birliği, iklim değişikliğiyle mücadele kapsamında 2035 yılı itibarıyla yeni içten yanmalı motorlu araçların satışını tamamen yasaklamayı hedefleyen planında önemli bir değişikliğe gitti. Otomotiv sektörünün yoğun talepleri ve yaşanan ekonomik baskılar nedeniyle, yasak kapsamı daraltılarak yalnızca araçların yüzde 90'ını kapsayacak şekilde revize edildi. Bu değişiklikle birlikte, 2035 sonrası üretilen yeni araçların yüzde 10'u hâlâ içten yanmalı motora sahip olabilecek veya şarj edilebilir hibrit olarak üretilebilecek. Söz konusu karar, Avrupa Birliği'nin otomotiv endüstrisini destekleme çabalarının bir parçası olarak değerlendirilirken, çevre politikaları açısından ise geri adım olarak yorumlanıyor.

Avrupa Birliği'nde içten yanmalı motor yasağı neden değişti?

Avrupa Komisyonu'nun geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamaya göre, 2023 yılında onaylanan ve 2035'ten itibaren yürürlüğe girmesi planlanan içten yanmalı motorlu araç satış yasağı, otomobil üreticilerinin baskısı ve sektörün karşılaştığı zorluklar nedeniyle yeniden gözden geçirildi. Komisyon, yasağın yalnızca araçların yüzde 90'ına uygulanmasını önererek, kalan yüzde 10'luk kısmı için esneklik tanıdı. Bu esneklik, özellikle şarj altyapısındaki eşitsizlikler, elektrikli araçlara olan talebin beklenenden düşük seyretmesi ve Çin'den gelen rekabet gibi faktörlerle ilişkilendiriliyor. Avrupa'da otomotiv sektörü, yüksek enerji maliyetleri ve ABD ile yaşanan ticari gerilimler nedeniyle ciddi bir baskı altında bulunuyor. Bu nedenle, AB'nin yeni kararı, endüstriye bir nefes alma imkânı sunarken, iklim hedeflerinden sapma riski de beraberinde geliyor.

Komisyon Başkanı Ursula von der Leyen, yapılan değişikliğe rağmen Avrupa'nın "küresel temiz geçişin ön saflarında" kalmaya devam edeceğini vurguladı. Ancak çevre savunucuları, yasağın yumuşatılmasının iklim değişikliğiyle mücadelede olumsuz sonuçlar doğurabileceği konusunda uyarıyor. Özellikle, uzun vadeli taahhütlerin, gerçek emisyon azaltımları sağlanmaya başlandığında geri alınabileceği yönünde bir mesaj verilmesinden endişe ediliyor.

Otomotiv sektöründe içten yanmalı motorlar için yeni dönem

Avrupa Komisyonu'nun yeni önerisine göre, 2035 yılından itibaren otomobil üreticileri, egzoz emisyonlarını yüzde 90 oranında azaltmak zorunda kalacak. Kalan yüzde 10'luk emisyon ise düşük karbonlu çelik kullanımı, e-yakıtlar veya biyoyakıtlar gibi alternatif yöntemlerle telafi edilecek. Bu düzenleme, Avrupa Birliği'nin 2050 yılına kadar karbon nötr olma hedefiyle uyumlu olarak tasarlanmış olsa da, otomotiv sektörüne önemli bir esneklik sunuyor. Avrupa Parlamentosu'ndaki en büyük grup olan EPP'nin lideri Manfred Weber, Komisyon'un bu adımını desteklediğini ve içten yanmalı motor yasağının kaldırılmasının sanayi politikası açısından doğru bir karar olduğunu belirtti.

Avrupa Birliği'nde araçlar ve hafif ticari araçlar, toplam sera gazı emisyonlarının yaklaşık yüzde 15'ini oluşturuyor. Bu nedenle, içten yanmalı motorlu araçların aşamalı olarak kaldırılması, AB'nin iklim politikalarının temel taşlarından biri olarak görülüyordu. Ancak yeni düzenleme, sektörün karşılaştığı zorluklar ve elektrikli araçlara geçişte yaşanan sorunlar nedeniyle daha esnek bir yaklaşımın benimsendiğini gösteriyor.

İçten yanmalı motorlu araçlar ve elektrikli araçlar arasındaki çevresel denge

İçten yanmalı motorlu araçların tamamen yasaklanmasından vazgeçilmesi, otomotiv sektörünün mevcut koşulları ve tüketici talepleriyle yakından ilişkili. Elektrikli araçlara geçişte yaşanan en büyük sorunlardan biri, şarj altyapısının Avrupa genelinde eşit şekilde yaygınlaşmamış olması. Ayrıca, elektrikli araçlara yönelik talebin beklenenden düşük kalması ve Çin menşeli araçların rekabeti, sektörün dönüşümünü zorlaştırıyor. Ford gibi büyük otomobil üreticilerinin elektrikli araç planlarında geri adım atmaları, bu zorlukların somut bir göstergesi olarak öne çıkıyor. Şirketler, elektrikli araçlara yaptıkları büyük yatırımların maliyetini karşılamakta zorlanırken, ABD'deki düzenleyici değişiklikler de sektörü etkiliyor.

Bir aracın sera gazı emisyonunu değerlendirmek için sadece kullanım aşaması değil, üretim süreci de dikkate alınıyor. Benzinli ve hibrit araçlar ile elektrikli araçlar, batarya üretimi aşamasında benzer miktarda kirlilik yaratıyor. Ancak, elektrikli araçların büyük bataryaları için gereken ağır madencilik faaliyetleri, üretim sırasında daha fazla karbon salımına yol açabiliyor. Yapılan araştırmalar, elektrikli araçların üretim aşamasında hibrit ve benzinli araçlara göre ortalama yüzde 40 daha fazla kirlilik oluşturduğunu ortaya koyuyor. Buna karşın, elektrikli araçlar kullanım ömrü boyunca benzinli araçlara kıyasla yüzde 40 daha az karbon salımı gerçekleştiriyor. Bu da, uzun vadede elektrikli araçların çevreye olan etkisinin daha düşük olduğunu gösteriyor.

Avrupa Birliği'nin içten yanmalı motor kararı ne anlama geliyor?

Avrupa Birliği'nin içten yanmalı motorlu araçların satışına ilişkin aldığı yeni karar, otomotiv sektörünün mevcut koşullarını ve iklim hedeflerini dengelemeye yönelik bir adım olarak öne çıkıyor. Yüzde 100'lük yasak hedefinden yüzde 90'a çekilen uygulama, hem sektörün rekabet gücünü korumayı hem de çevre politikalarını sürdürebilir kılmayı amaçlıyor. Ancak çevre savunucuları, bu tür esnekliklerin iklim değişikliğiyle mücadelede kararlılığı zayıflatabileceği görüşünde. AB'nin 2050 yılına kadar karbon nötr olma hedefi doğrultusunda, içten yanmalı motorlu araçların geleceği ve otomotiv sektörünün dönüşümü önümüzdeki yıllarda da tartışılmaya devam edecek.


Etiketler:
Avrupa Birliği içten yanmalı motor otomotiv iklim değişikliği emisyon