ANASAYFA
TV PROGRAMLARI
PROGRAMLAR
YAYIN AKIŞI
CANLI YAYIN
24 RADYO
REKLAM
İLETİŞİM VE KÜNYE

Fiji'de deniz alanları yönetimi değişiyor! Yerli hakları ve turizm dengesi

Ali Kemal Cora - | Son Güncelleme Tarihi:
Fiji'de deniz alanları yönetimi değişiyor! Yerli hakları ve turizm dengesi

Fiji, dünyaca ünlü sörf noktalarında yerli halkın deniz haklarını geri kazandırmaya yönelik tarihi bir adım atıyor. Bu gelişme, turizm sektöründe belirsizlik ve tartışmalara yol açarken, ülkenin ekonomik ve kültürel geleceği açısından kritik bir dönemi işaret ediyor.

Kapat

HABERİN DEVAMI

Fiji, Pasifik Okyanusu'ndaki eşsiz doğası ve sörf turizmiyle tanınan bir ada ülkesi olarak, deniz alanlarının yönetiminde köklü bir değişime hazırlanıyor. Hükümetin, geleneksel olarak "qoliqoli" adı verilen deniz alanlarının yönetim haklarını yeniden yerli iTaukei topluluklarına devretme kararı, hem kutlama hem de endişe ile karşılanıyor. Sörf turizmiyle yılda yaklaşık bir milyon ziyaretçiyi ağırlayan Fiji'de, bu adım hem yerli haklarının iadesi hem de turizm gelirlerinin paylaşımı açısından önemli bir dönüm noktası olarak görülüyor.

Geleneksel hakların iadesi ve toplumsal yankılar

Fiji'de denizle olan bağ, iTaukei halkı için doğumdan itibaren başlıyor. Yüzyıllardır süregelen bir gelenek olarak, yeni doğan bebeklerin göbek kordonları, yani vicovico, okyanusun mercan resiflerine bırakılıyor. Bu ritüel, iTaukei'nin deniz üzerindeki koruyucu rolünü simgeliyor ve toplumsal hafızada derin bir yer tutuyor. Ancak, on yıllardır süren deniz hakları tartışmaları, özellikle sörf turizminin yükselişiyle birlikte, yerli toplulukların haklarının gölgede kalmasına yol açtı. 2010 yılına kadar, dünyanın en ünlü sörf noktalarından biri olan Cloudbreak'e erişim, özel anlaşmalar nedeniyle iTaukei halkına kapalıydı. Bu durum, yerli sörfçülerde derin bir hayal kırıklığı ve zaman zaman toplumsal gerilimlere neden oldu.

2010'da, dönemin askeri yönetimi tarafından çıkarılan bir kararnameyle, Fiji'nin resifleri, lagünleri ve plajlarının kullanımına yönelik ödemeler yasaklandı. Böylece, daha önce yerli kabilelere yapılan ödemeler sona erdi ve sörf alanları hem turistlere hem de yerel halka açıldı. Bu değişiklik, genç sörfçülerin gelişimini teşvik etti ancak qoliqoli haklarının ihlali anlamına geldiği için, iTaukei topluluklarının karar süreçlerinden ve turizm gelirlerinden dışlanmasına yol açtı. Yabancı yatırımcıların sahip olduğu tatil köyleri hızla çoğalırken, sörf turizmi de büyük bir ivme kazandı.

Günümüzde ise Fiji hükümeti, qoliqoli alanlarının yönetimini ve bu alanlardan elde edilen gelirlerin paylaşımını yeniden yerli halkın kontrolüne vermek için kapsamlı bir yasa tasarısı hazırladı. Amaç, iTaukei'nin geçim kaynakları olan resifler ve balıkçılık alanlarındaki turizm faaliyetlerinden doğrudan tazminat almasını sağlamak. Başbakan Yardımcısı ve Turizm Bakanı Viliame Gavoka, bu yasal düzenlemenin Fiji'de yerli toplulukların turizm sektöründe daha etkin rol almasını hedeflediğini vurguladı.

Turizmde belirsizlik ve ekonomik etkiler

Turizm, Fiji ekonomisinin bel kemiği konumunda. Ülkenin gayri safi yurt içi hasılasının yaklaşık %40'ı turizmden elde ediliyor ve geçen yıl bu sektör ülkeye 2,5 milyar Fiji doları (yaklaşık 1 milyar ABD doları) kazandırdı. Buna rağmen, birçok iTaukei topluluğu hâlâ kırsal yoksullukla mücadele ediyor ve günlük 1,25 Fiji doları gibi düşük gelirlerle yaşamını sürdürüyor. Yerli ekonomik kalkınma uzmanı Dr. Jekope Maiono, otelciler, tatil köyü sahipleri ve havayollarının, nesiller boyunca korunan geleneksel kaynaklardan faydalandığını, ancak yerli halkın bu gelirlerden adil bir pay alamadığını belirtiyor.

Yeni yasa tasarısı, qoliqoli alanlarının hak sahipliğinin bir hükümet komisyonuna kaydettirilmesini ve bu komisyonun, turizm gelirlerinin paylaşımı ve kiralama süreçlerini denetlemesini öngörüyor. Ancak, turizm sektörü temsilcileri ve bazı otel işletmecileri, uygulamanın pratikte nasıl işleyeceği konusunda netlik bulunmadığını ifade ediyor. Tavarua Island Resort'un genel müdürü Jon Roseman, tasarıya ilişkin belirsizliklerin sürdüğünü dile getirirken, Fiji Otel ve Turizm Derneği de hükümetten daha fazla açıklama talep ediyor. Sektör temsilcileri, turizm kiralarının ve deniz alanlarına erişimin nasıl etkileneceği konusunda ayrıntılı bilgiye ihtiyaç duyulduğunu vurguluyor.

Çevre hukuku uzmanı James Sloan, mevcut durumda otel kiralarının devlet tarafından yönetildiğini ve geleneksel sahiplerin genellikle balıkçılık haklarının kaybı için yalnızca tek seferlik bir ödeme aldığını belirtiyor. Yeni düzenleme ise, qoliqoli haklarının kaydının ardından, bu alanların kiralanması ve gelir paylaşımı süreçlerinin daha şeffaf ve adil şekilde yürütülmesini amaçlıyor. Ancak, ek maliyetlerin turistlere yansıtılması halinde, Fiji'nin bir turizm destinasyonu olarak rekabet gücünün zayıflayabileceği ve kabileler arasında hak anlaşmazlıklarının ortaya çıkabileceği endişesi de dile getiriliyor.

Tarihi mücadele ve toplumsal dönüşüm

Fiji'de qoliqoli haklarının iadesi, uzun yıllara yayılan bir mücadeleye dayanıyor. 1874'te İngiliz sömürgesi haline gelen Fiji'de, iTaukei'nin geleneksel haklarını geri alma girişimleri, bağımsızlığın ardından 1970'ten itibaren yeniden gündeme geldi. 1990'lı yıllardan itibaren ise bu çabalar hız kazandı. Qoliqoli alanları daha önce haritalanmış ve balıkçılık bölgeleri tanınmış olsa da, mülkiyet hakları devletin elinde kalmıştı. 2006'daki son qoliqoli yasa tasarısı ise, otelcilerin ve turizm sektörünün baskısıyla başarısızlığa uğramış, bu durum dönemin askeri darbesine gerekçe olarak gösterilmişti.

Yerli hakları uzmanları, geçmişteki endişelerin abartılı olduğunu savunuyor. Fiji Üniversitesi iTaukei Çalışmaları Direktörü Usaia Gaunavou, politika hedefinin her zaman iTaukei topluluklarının güçlendirilmesi olduğunu belirtiyor. Ona göre, yeni yasa tasarısı ile Fiji tarihinde ilk kez bu hedefe ulaşmak mümkün olacak. Gaunavou, Fiji'nin sörf turizmiyle gelişmesinin, aslında yerli toplulukların çıkarına olduğunu ve turistlerin zaten dalgalar için önemli harcamalar yaptığını hatırlatıyor. Tatil köylerinde konaklama, bot kiralama ve rehberlik hizmetleri için ödenen binlerce dolar, yerli halkın hak ettiği payı almasını daha da önemli kılıyor.

Tourism Fiji Genel Müdürü Dr. Paresh Pant ise, arazi sahipleri, topluluklar ve turizm operatörleriyle yapılan son toplantıların, yasa tasarısının geniş bir destek bulduğunu gösterdiğini ifade ediyor. Tasarı üzerindeki danışma sürecinin birkaç ay daha devam etmesi bekleniyor. Ayrıca, yeni çerçevenin bir parçası olarak, havaalanında turistlere uygulanacak bir "sürdürülebilirlik vergisi" de gündemde. Dr. Pant, bu yasal düzenlemenin Fiji'nin doğal kaynaklarının sürdürülebilir kullanımını sağlarken, tüm toplulukların sosyo-ekonomik olarak güçlenmesini destekleyeceğini belirtiyor.

Qoliqoli yasası: fırsatlar ve riskler

Qoliqoli yasa tasarısı, Fiji'de deniz alanlarının yönetimi ve sörf turizmi açısından bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor. Yasa, yerli toplulukların hem karar alma süreçlerine katılımını hem de turizmden elde edilen gelirlerden adil pay almasını sağlamayı amaçlıyor. Ancak, uygulamanın detayları ve olası sonuçları konusunda belirsizlikler devam ediyor. Tasarıda öngörülen ek maliyetlerin turistlere yansıtılması, Fiji'nin cazibesini azaltabilir ve turizm gelirlerinde düşüşe yol açabilir. Ayrıca, kabileler arasında hak paylaşımı konusunda yeni anlaşmazlıkların ortaya çıkma riski de bulunuyor.

Buna karşın, çevre hukuku uzmanı James Sloan, yasa tasarısının dönüştürücü ve iddialı bir adım olabileceğini, sorunların çözülmesi halinde Fiji'nin hem doğal kaynaklarını koruyabileceğini hem de toplumsal adaleti sağlayabileceğini vurguluyor. Yerli sörfçü Ian Ravouvou Muller ise, doğanın korunmasının bir bedeli olduğunu ve geçmişteki yanlışların düzeltilmesiyle toplumsal değişimin mümkün olacağını ifade ediyor. Ona göre, bu yasa, Fiji halkı için bir tür "sörf kurtuluşu" anlamına geliyor.

Sonuç olarak, Fiji'de qoliqoli alanlarının yönetiminin yerli topluluklara devri, hem tarihi bir hak iadesi hem de ekonomik ve toplumsal dönüşümün kapısını aralıyor. Sörf turizmi ve deniz alanlarının geleceği, bu yasal düzenlemenin nasıl uygulanacağına ve toplumsal uzlaşının sağlanıp sağlanamayacağına bağlı olacak. Fiji, doğal güzelliklerinin ve kültürel mirasının sürdürülebilirliği için kritik bir eşikte bulunuyor.


Etiketler:
Fiji sörf turizmi yerli hakları deniz alanları qoliqoli