ANASAYFA
TV PROGRAMLARI
PROGRAMLAR
YAYIN AKIŞI
CANLI YAYIN
24 RADYO
REKLAM
İLETİŞİM VE KÜNYE

Avrupa dönüşüyor mu, çöküyor mu?

HABER MERKEZI - | Son Güncelleme Tarihi:
Avrupa dönüşüyor mu, çöküyor mu?

AP seçimlerinde aşırı sağ rüzgârı esti. Birçok büyük ülkede aşırı sağ partiler büyük kazanımlar elde etti, sonuçlar sarsıntıya neden oldu. Fransa'da Macron meclisi feshetti ve erken seçim kararı aldı. Peki bu sonuçların Avrupa'nın geneline etkisi nasıl olur? Yaşanan bu sonuçlar sonucunda Türkiye-AB ilişkilerini neler bekliyor? 24 TV'de Ece Baban'ın sunumuyla yayınlanan Mercek'te Doç. Dr. Fatih Fuat Tuncer yanıtladı.

4 günlük Avrupa Parlamentosu seçimleri sonuçlandı. Seçimlerde beklenen oldu, aşırı sağ sandıktan güçlenerek çıkarak büyük kazanımlar sağladı. Sonuçlar kıta politikasında sarsıntıya neden oldu.

Avrupa'daki hükümetlerde siyasi kriz yaşanıyor. Fransa'da erken seçim kararı alınırken, Almanya'da Scholz koalisyonu da darbe aldı.

Belçika'da ise AP seçimleriyle birlikte genel seçim de vardı. Başbakan De Croo'nun partisi yenilgi yaşadı. Aşırı sağcı Flaman N-Va Partisi seçimi önde tamamladı. Yaşanan bu gelişmelerin satır araları Mercek'te masaya yatırıldı.

"BU BİR AVRUPA DÖNÜŞÜMÜ"

Avrupa Parlamentosu'ndaki seçimlerin beklendiği gibi sonuçlandığını dile getiren İstanbul Gelişim Üni. Öğr. Üy. Doç. Dr. Fatih Fuat Tuncer, "Seçimlerin sonucu anketlerin gösterdiği tahminler dışında olmadı ama nedense sonuçlar için küçük bir 'kıyamet' senaryosu yazıldı, 'AB'nin sonu geldi, Avrupa rüyası bitti gibi'. Aslında bu bir Avrupa dönüşümünün başladığının bir göstergesi. Bu dönüşüm AB'nin genişlemesinden 'Yeşil Mutabakat' konusunun ne olacağı, göçmen meselesi, dünya ile olan ilişkiler dahil birçok farklı konuya dair olacaktır. Lizbon Antlaşması'ndan sonra AB kendisine bir istikamet belirlemişti ve nedense bu istikamet beraberinde hep krizleri getirdi. Bu krizleri belki de ilk gören İngiltere oldu, Brexit (Birleşik Krallık'ın Avrupa Birliği'nden ayrılması anlaşması) ile krizin dışında kalarak İngilizlerin o dönem söylediklerinin yavaş yavaş gerçekleştiğini görüyoruz. Lizbon Antlaşmasıyla temel tartışma şuydu; tek bir Avrupa, tek bir yönetim. Fakat bölgedeki krizlerin ve savaşların bitmeyişi Avrupa'yı etkileyen krizler olarak gündeme geldi. Örnek olarak tek bir Avrupa için ortak bir dışişleri bakanı seçmek oldu buna en çok İngilizler karşı çıkmıştı, daha sonra adı yüksek temsilci oldu Avrupa Birliği dışişleri bakanı olmaması için." şeklinde konuştu.

AP SEÇİM SONUÇLARININ KAYGILARI

Avrupa'da yaşanan dönüşüme değinen Tuncer, "Aşırı sağ söylemlerine çok katılmıyorum buna yeni sağ demeyi daha uygun görüyorum çünkü ortada alternatif Deutschland ya da Le Pen'in söylemleri dışında bir şey yok. Meloni'nin siyaseti İtalya için ne kadar aşırı sağ diyebiliriz bu tartışılır. Buradaki temel kaygılar çok daha farklı diye düşünüyorum. Avrupa'da aşırı sağa oy veren seçmenler 'dışarıdaki yabancıları ortadan kaldıralım' gibi bir söylemde değil. Yeni sağın özelliklerinden birisi de daha milliyetçi bir söylem üretmek ama milliyetçilikle aşırı sağın aynı şey olmadığı konusunda da hem fikiriz. Burada anketlerde temel sorun ne diye sorulduğunda ilk sırada göçmen sorunu ve sokakların insanlar için güvenli olmaması geliyor." ifadelerini kullandı.