Yüksek yağlı peynir ve krema demans riskini azaltabilir

İsveç'te yapılan 25 yıllık geniş kapsamlı bir araştırma, düzenli olarak yüksek yağlı peynir ve krema tüketen kişilerin demans geliştirme riskinin önemli ölçüde daha düşük olduğunu ortaya koymaktadır. Ancak düşük yağlı süt ürünleri ve sütün kendisi benzer koruyucu etki göstermemiştir.
Amerikan Nöroloji Akademisi'nin yayın organı olan Neurology dergisinde yayımlanan yeni bir araştırma, peynir ve krema tüketiminin beyin sağlığı açısından önemli faydalar sağlayabileceğini göstermektedir. İsveç'te yaklaşık 28 bin kişi üzerinde çeyrek asır boyunca sürdürülen bu çalışma, yüksek yağlı peynir ve krema ile demans riski arasında anlamlı bir bağlantı tespit etmiştir. Araştırmanın bulguları, beslenme alışkanlıklarının nörodejeneratif hastalıkların önlenmesindeki rolünü yeniden gündeme getirmektedir.
Peynir tüketimi demans riskini düşürüyor
Araştırmanın sonuçlarına göre, günde 50 gram veya daha fazla yüksek yağlı peynir tüketen bireyler—yaklaşık olarak bir fincanın üçte birlik miktarına karşılık gelen—genel demans riskinde belirgin bir düşüş göstermişlerdir. Bu koruyucu etki, özellikle vasküler demans adı verilen ve beyne giden kan akışının bozulması sonucu ortaya çıkan bilişsel gerileme türünde daha net biçimde gözlemlenmiştir. Yüksek yağlı peynir tüketiminin bu olumlu etkisi, araştırmanın en dikkat çekici bulgularından biri olarak değerlendirilmektedir.
Benzer şekilde, ortalama olarak günde en az 20 gram yüksek yağlı krema—yaklaşık bir buçuk yemek kaşığı kadarı—tüketen kişiler de demans gelişme riski açısından daha iyi sonuçlar göstermiştir. Bu bulgular, tam yağlı süt ürünlerinin beyin fonksiyonlarının korunmasında potansiyel bir rol oynayabileceğini işaret etmektedir. Ancak araştırma, düşük yağlı peynir, düşük yağlı krema veya tereyağı için benzer faydalar bulamamıştır. Yüksek veya düşük yağlı olsun, sütün kendisinin tüketimi ise demans riskini azaltmada herhangi bir etkili sonuç göstermemiştir.
Peynir ve krema neden sütün kendisinden farklı?
Araştırmanın kıdemli yazarı ve Lund Üniversitesi'nde doçent olan Emily Sonestedt, peynir ve kremanın sütün kendisinden farklı biçimde etki göstermesinin nedenlerini açıklamıştır. Sonestedt'in açıklamalarına göre, peynir fermente edilme sürecinden geçer ve bu işlem sırasında iltihaplanmayı ve kan damarlarını etkileyebilecek çeşitli biyoaktif bileşikler ortaya çıkmaktadır. Krema ise genellikle evde hazırlanan yemeklerde kullanılır ve tek başına büyük miktarlarda tüketilmez. Buna karşılık, süt tüketimi diyetsel alışkanlıklar arasında daha fazla değişkenlik gösterir ve peynirde görülen fermentasyon sürecine sahip değildir.
Demans önleme konusunda uzmanlaşmış bir nörolog olan Dr. Richard Isaacson, Nörodejeneratif Hastalıklar Enstitüsü'nden yaptığı açıklamada, süt ürünlerinin kaynağı ve kalitesinin de önemli bir rol oynayabileceğini vurgulamıştır. Isaacson, tüm peynir çeşitlerinin aynı beslenme değerine sahip olmadığını belirtmiş ve bir ineğin beslenme alışkanlıklarının üretilen sütün—ve dolayısıyla peynirin—bileşimini doğrudan etkilediğini açıklamıştır. Özellikle, yaşamları boyunca çayır otu yiyen çayırda beslenen ineklerden elde edilen süt ürünleri, genellikle daha yüksek omega-3 yağ asidi seviyeleri içermektedir. Omega-3 yağ asitleri beyin için tercihli olarak koruyucu bir rol oynamakta ve bu etki, bilişsel gerileme riski taşıyan bireyler için özellikle önem taşımaktadır.
Genetik faktörler kişiselleştirilmiş beslenmeyi gerektiriyor
Araştırmanın önemli bulgularından bir diğeri, genetik faktörlerin peynir ve krema tüketiminin faydalarını etkilediğini göstermesidir. APOE ε4 genetik varyantı olarak bilinen bir genetik varyantın en az bir kopyasını taşıyan insanlar—genel popülasyonun yüzde 15 ile 20'si—herhangi bir süt ürünü alımından fayda görmemiştir. Bu bulgu, beyin sağlığı için diyet tavsiyelerinin kişiselleştirilmesi gerekebileceği konusundaki artan anlayışı vurgulamaktadır.
Sonestedt, vasküler demans ile daha net bir ilişki görmelerinin ve Alzheimer hastalığında sadece APOE ε4 varyantı olmayan insanlarda görmelerinin, hastalığın yolunun çekirdek amiloid süreçlerinden ziyade vasküler ve metabolik faktörlerle daha fazla ilgili olabileceğini gösterdiğini ifade etmiştir. Isaacson ise APOE ε4 genini taşıyan insanların, taşımayanlara göre doymuş yağa karşı daha hassas olduğunu belirtmiştir. Bazı insanlar tarafından ılımlı miktarlarda doymuş yağın tolere edilebileceğini, ancak diğerlerinin—özellikle demans için yüksek genetik riski olanların—daha dikkatli olması gerekebileceğini eklemiştir. Isaacson, Alzheimer önleme konusunda herkese uyan tek bir yaklaşım olmadığını vurgulamıştır.
Araştırmanın sınırlamaları ve pratik öneriler
Sonestedt, bu bulguların büyük miktarlarda yüksek yağlı peynir ve krema yemenin demansı önlediğini kanıtlamadığı konusunda önemli bir uyarıda bulunmuştur. Araştırmanın gözlemsel bir çalışma olduğunu belirten Sonestedt, peynir ve krema tüketiminin basitçe daha geniş yeme kalıplarının ve yaşam tarzı faktörlerinin işaretçileri olabileceğini açıklamıştır. Bu nedenle, bulgular peynir ve krema alımını önemli ölçüde artırmak için yeşil ışık anlamına gelmemektedir.
Bununla birlikte, Sonestedt pratik bir tavsiye sunmuştur: peynirden hoşlanan veya yemek pişirmede krema kullanan insanların, ılımlı miktarlarda bu yiyecekler konusunda endişelenmelerine gerek olmadığını belirtmiştir. Araştırmacı, bir çalışmaya dayanarak büyük diyet değişiklikleri önermenin uygun olmadığını vurgulamış, ancak zaten bu ürünleri tüketen kişilerin endişe duymalarına gerek olmadığını ifade etmiştir. Bu dengeli yaklaşım, beslenme tavsiyelerinin bilimsel kanıtlar ışığında verilmesi gerektiğini göstermektedir.
Alzheimer Derneği'ne göre, Amerika Birleşik Devletleri'nde tahminen 6,7 milyon yaşlı yetişkinin Alzheimer hastalığı bulunmaktadır ve bu sayının 2060 yılına kadar iki katına çıkması beklenmektedir. Bu bağlamda, peynir ve krema gibi yaygın besinlerin demans riskini azaltmada potansiyel bir rol oynayabileceğinin ortaya konması, halk sağlığı açısından önemli bir gelişme olarak değerlendirilmektedir. Ancak bu bulgular, kapsamlı bir yaşam tarzı değişikliğinin—fiziksel aktivite, bilişsel uyarı ve sosyal etkileşim gibi diğer faktörlerin—demans önlemede ne kadar önemli olduğunu göz ardı etmemeyi gerektirmektedir.
- Popüler Haberler -
Umut Evirgen adliyeye sevk edildi
Naip Barajı alarm veriyor: Su alımı geçici olarak durduruldu
Pumalar penguen avlamaya başladı
4000 yıllık hamak teknolojisi nasıl dünyayı fethetti
Zaman algısı nasıl değişiyor, uzmanlar açıkladı
Kütahya'da şüpheli ölüm! 10. kattan düşerek can verdi



