ANASAYFA
TV PROGRAMLARI
PROGRAMLAR
YAYIN AKIŞI
CANLI YAYIN
24 RADYO
REKLAM
İLETİŞİM VE KÜNYE

Japonya'da Demon Slayer etkisi! Anime sektörü yeni bir döneme mi giriyor?

Hasan Köseoğlu - | Son Güncelleme Tarihi:
Japonya'da Demon Slayer etkisi! Anime sektörü yeni bir döneme mi giriyor?

Demon Slayer, Japonya'da anime sektörünü ve sinema ekonomisini yeniden şekillendiriyor. Ülkenin kültürel ihracatında önemli bir rol üstlenen bu dev yapım, küresel ölçekte rekorlar kırarak Japonya'nın yumuşak güç stratejilerinin merkezine yerleşti.

Kapat

HABERİN DEVAMI

Japonya'nın kültürel ihracatında son yıllarda öne çıkan Demon Slayer, yalnızca bir anime serisi olmanın ötesine geçerek ülkenin sinema ekonomisine ve uluslararası prestijine yeni bir soluk getirdi. Demon Slayer: Kimetsu no Yaiba Infinity Castle filmi, Eylül ayında vizyona girmesinin ardından hem Japonya'da hem de dünya genelinde gişe rekorları kırdı. Bu başarı, Japon animasyonunun küresel popülerliğinin geldiği noktayı gözler önüne sererken, aynı zamanda Japonya'nın kültürel diplomasi stratejilerinde animeye verdiği önemi de bir kez daha ortaya koydu.

Demon Slayer'ın küresel başarısı ve ekonomik etkileri

Demon Slayer'ın son filmi, ABD'de açılış haftasında 70 milyon dolar gibi dikkat çekici bir hasılat elde etti. Dünya genelindeki toplam kazancı ise 535 milyon sterlini aştı. Bu rakamlar, anime sektörünün geldiği noktayı göstermesi açısından son derece çarpıcı. Karşılaştırmak gerekirse, 1995 yılında vizyona giren ve türünün klasiklerinden sayılan Ghost in the Shell'in toplam geliri yalnızca 2 milyon sterlin civarındaydı. Aradan geçen otuz yılda, anime yeraltı kültüründen ana akım eğlence sektörüne taşındı ve Demon Slayer gibi yapımlar, sinema salonlarının zor zamanlar yaşadığı dönemlerde adeta bir kurtarıcı rolü üstlendi. Özellikle pandemi sonrası dönemde, sinema sektöründe yaşanan düşüşe rağmen anime filmlerinin gişe başarısı, Japonya'nın bu alandaki potansiyelini gözler önüne seriyor.

Crunchyroll'un sinema bölümünün başındaki Mitchel Berger, Demon Slayer'ın başarısının arkasında uzun yıllara yayılan bir hayran kitlesi inşa etme stratejisinin yattığını belirtiyor. Berger'a göre, sekiz yıl boyunca adım adım büyüyen bu topluluk, pandemi sonrası dönemde daha da güçlendi. Crunchyroll'un 17 milyon aboneye ulaşması ve 50 bin saatlik anime içeriği sunması, sektörün geldiği noktayı gösteriyor. Bu gelişmeler, Demon Slayer'ın yalnızca bir film ya da dizi olmanın ötesinde, Japonya'nın ekonomik ve kültürel ihracatında önemli bir unsur haline geldiğini ortaya koyuyor.

Anime'nin tarihsel yükselişi ve kültürel etkisi

Anime'nin Japonya'daki kökenleri 1950'li yıllara uzanıyor olsa da, küresel çapta asıl çıkışını 1988'de yayınlanan Akira ile yaptı. Akira'nın distopik Tokyo'su ve siberpunk atmosferi, yalnızca Japonya'da değil, tüm dünyada animasyonun algısını değiştirdi. Bu tür yapımlar, anime'nin daha olgun ve karanlık bir anlatı biçimi olarak kabul edilmesine zemin hazırladı. Demon Slayer ise bu mirası devralarak, Japon animasyonunu Hollywood'un da radarına soktu. Günümüzde, manga ve anime uyarlamaları, Marvel benzeri büyük çaplı serilerin doğmasına olanak tanıyor. Sadece sinema izleyicileri değil, farklı sektörlerden isimler de anime kültürüne ilgi gösteriyor. Örneğin, Oscar ödüllü yönetmen Chloé Zhao'nun Kodansha Studios'u kurarak manga uyarlamalarına yönelmesi, bu alanın uluslararası cazibesini gösteriyor.

Demon Slayer'ın küresel erişimi, beklenmedik alanlarda da kendini gösteriyor. Olimpiyat sporcularından Premier Lig futbolcularına kadar birçok ünlü isim, kutlamalarında anime referanslarına yer veriyor. Bu durum, anime'nin gençler arasında ortak bir dil haline gelmesine katkı sağlıyor. Tokyo'da yaşayan anime yazarı Patrick Macias, bu ilginin "Oshikatsu" fenomeniyle bağlantılı olduğunu belirtiyor. Oshikatsu, yalnızca bir yapımı izlemekle kalmayıp, ona dair ürünleri toplamak, bu ürünleri sosyal medyada paylaşmak ve topluluklar oluşturmak anlamına geliyor. Bu kültürel eğilim, Japonya'dan başlayıp Güney Kore K-pop'u ile güçlenerek küresel bir fenomene dönüşmüş durumda.

Japon hükümetinin stratejisi ve Demon Slayer'ın rolü

Japonya hükümeti, anime ve manga sektörüne yaptığı yatırımlarla "Cool Japan" adlı yumuşak güç stratejisinin merkezine bu alanı yerleştirdi. Amaç, kültürel turizmi artırmak ve ülkenin ekonomik büyümesine katkı sağlamak. Hükümet yetkilileri, bu stratejinin 2033 yılına kadar yıllık 50 trilyon yen, yani yaklaşık 240 milyar sterlinlik bir gelir yaratmasını bekliyor. Bu, Japonya'nın gayri safi yurt içi hasılasının yüzde 8'ine denk geliyor ve ülkenin geleneksel olarak korumacı kültür politikasında önemli bir değişime işaret ediyor. Uzun yıllar boyunca yerel pazarın yeterli görülmesi nedeniyle dışa açılma ikinci planda kalmıştı. Ancak Demon Slayer gibi yapımların uluslararası başarısı, Japonya'nın kültürel ihracatında yeni bir dönemin başladığını gösteriyor.

Bu sürecin benzerini Güney Kore, K-pop ile yaşamıştı. BTS gibi grupların küresel başarısı, ülke ekonomisine milyarlarca sterlinlik katkı sağladı. Japonya da benzer bir şekilde, anime ve manga üzerinden dünya çapında bir etki yaratmayı hedefliyor. Uzmanlara göre, sınırların kültürel anlamda daha esnek hale gelmesi, Japonya'nın yumuşak güç stratejisinde animeyi kilit bir unsur haline getiriyor. Demon Slayer'ın elde ettiği başarı, bu stratejinin ne kadar etkili olabileceğini somut verilerle ortaya koyuyor.

Yayın platformları ve Demon Slayer'ın geleceği

Anime sektöründe rekabetin giderek kızıştığı bir dönemde, yayın platformları da Demon Slayer gibi yapımların başarısında önemli rol oynuyor. Crunchyroll ve Netflix, bu alanda öne çıkan iki büyük oyuncu. Crunchyroll'un abone sayısındaki artış ve içerik çeşitliliği, Demon Slayer'ın küresel popülerliğine katkı sağlarken, Netflix de animeye olan ilgiyi artırıyor. Netflix'in platformunda anime izleyen abone sayısı son beş yılda üç katına çıktı ve içerikler 33 farklı dile dublajlanıyor. Bu da Demon Slayer'ın ve genel olarak anime'nin dünya genelinde erişilebilirliğini artırıyor.

Demon Slayer'ın ikinci ve üçüncü bölümlerinin 2027 ve 2029 yıllarında izleyiciyle buluşması planlanıyor. Bu süre zarfında, Netflix gibi platformlar One Piece'in canlı aksiyon uyarlamasının ikinci sezonu ve Record of Ragnarok'un üçüncü sezonu gibi yeni projelerle anime tutkunlarını ekran başına çekmeye devam edecek. Bu projeler, Japonya'nın kültürel ihracatında anime ve manga'nın ne denli önemli bir yer tuttuğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.

Demon Slayer'ın yükselişi ve Japonya'nın kültürel geleceği

Demon Slayer'ın elde ettiği olağanüstü başarı, Japonya'nın kültürel ihracatında ve sinema ekonomisinde yeni bir dönemin başladığını gösteriyor. Anime, artık yalnızca bir eğlence biçimi değil; aynı zamanda gençler arasında ortak bir dil, uluslararası arenada ise Japonya'nın yumuşak güç stratejisinin temel taşlarından biri haline geldi. Hükümetin bu alana yaptığı yatırımlar ve özel sektörün küresel pazarlara açılma çabası, Demon Slayer gibi yapımların önümüzdeki yıllarda da etkisini sürdüreceğini gösteriyor. Tüm bu gelişmeler, Japonya'nın kültürel ve ekonomik geleceğinde anime'nin belirleyici bir rol oynayacağını kanıtlıyor.


Etiketler:
Demon Slayer anime Japonya ekonomi sinema