ANASAYFA
TV PROGRAMLARI
PROGRAMLAR
YAYIN AKIŞI
CANLI YAYIN
24 RADYO
REKLAM
İLETİŞİM VE KÜNYE

Roketsan'dan müjdeli haber: TAYFUN BLOK-4 test atışları yaklaşıyor!

AA - | Son Güncelleme Tarihi:
Roketsan'dan müjdeli haber: TAYFUN BLOK-4 test atışları yaklaşıyor!

Roketsan Genel Müdürü Murat İkinci, TAYFUN BLOK-4 projesi hakkında, 'TAYFUN BLOK-4 geliştirme aşamasının sonlarına yaklaştı ve test atışları inşallah başlıyor. TAYFUN geniş bir aile ve daha da genişleyecek. TAYFUN BLOK-4 aslında TAYFUN ailesinin en gelişmiş örneklerinden bir tanesi diyebiliriz. Daha fazla var mı? Evet, var. Başka blok çalışmaları da var. Bunlar da belli bir olgunluğa eriştiğinde halkımızla paylaşırız inşallah.' dedi.

Kapat

HABERİN DEVAMI

IDEF 2025, Milli Savunma Bakanlığının ev sahipliğinde, Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığının desteğiyle, Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfının (TSKGV) yönetim ve sorumluluğunda, İstanbul Fuar Merkezi'nde (İFM) düzenleniyor.

Roketsan Genel Müdürü Murat İkinci, IDEF 2025'te Anadolu Ajansı (AA) Teknoloji Masası'na konuk oldu.

TAYFUN projesinin halihazırda seri üretimi ve teslimatları devam eden bir proje olduğuna dikkati çeken İkinci, "BLOK-4 füzesi de Roketsan'ın kendi geliştirdiği TAYFUN'un şu andaki en ağır, en büyük ve en hızlı füzelerinden bir tanesi. Çevremizdeki yaşanan gelişmelere paralel olarak Türk savunma sanayisinin gelmiş olduğu noktayı gösteren balistik füze teknolojisindeki en uç örneklerden bir tanesi bu. TAYFUN BLOK-4 şu anda hem hipersonik olması hem uzun menzilli olması hem de taşıdığı harp başlığı nedeniyle Türk Silahlı Kuvvetlerinin gücüne güç katacak bir füze." ifadelerini kullandı.

- "TAYFUN GENİŞ BİR AİLE VE DAHA DA GENİŞLEYECEK"

Geliştirdikleri füzenin balistik füze teknolojisiyle nokta vuruş kabiliyetine sahip olan füze teknolojilerini içerdiğinin anımsatan İkinci, "TAYFUN BLOK-4 geliştirme aşamasının sonlarına yaklaştı ve test atışları inşallah başlıyor. TAYFUN geniş bir aile ve daha da genişleyecek. Çünkü hem harp başlığı çeşitliliği hem de yapılacak olan görevin çeşitliliğine göre TAYFUN'un blokları ve özellikleri bir aile olarak genişleyecek." şeklinde konuştu.

İkinci, ARGE çalışmalarının devam ettiğini anlatarak, "Bu ARGE çalışmaları belli bir olgunluğa eriştiğinde Tayfun BLOK-4'te olduğu gibi onları da paylaşıyor olacağız. Bazıları belli bir olgunluğa erişmeden belki vazgeçilebiliyor. Ama TAYFUN ailesi ciddi bir şekilde özelliklerine ve kabiliyetlerine yeni kabiliyetleri kazandırarak devam edecek. TAYFUN'un önemli özelliklerinden bir tanesi de hipersonik olmasının yanı sıra üzerinde taşıdığı sensörler. Bu sensörler de hem hedefini etkin olarak ateş altına alabilme hem de harp alanındaki etkilerden kendisini koruyabilecek birçok teknolojiyi de üzerinde barındırıyor. Bu açıdan baktığınızda TAYFUN BLOK-4 aslında TAYFUN ailesinin en gelişmiş örneklerinden bir tanesi diyebiliriz. Daha fazla var mı? Evet, var. Başka blok çalışmaları da var. Bunlar da belli bir olgunluğa eriştiğinde halkımızla paylaşırız inşallah." diye konuştu.

- GÖKBORA, KAAN VE KIZILELMA'DA KULLANILACAK

Fuarda tanıtılan GÖKBORA füzesinin katı yakıtlı ramjet ailesinin bir üyesi olduğunu anlatan İkinci, "Katı yakıtlı ramjet Türkiye'de ilk defa geliştirilen bir füze. Biliyorsunuz TÜBİTAK SAGE'nin GÖKHAN füzesi sıvı yakıtlı ramjet teknolojisine sahip. TÜBİTAK SAGE ile de çok yakın bir çalışma içerisinde devam ediyoruz. O füzeyle bizim GÖKBORA füzemiz aslında temel olarak KIZILELMA ve KAAN platformlarının içerisinden yani iç silah istasyonundan fırlatılabilecek. Böylece onların görünmezlik özelliklerini sekteye uğratmadan hava hedeflerine angaje olabilecek bir füze olacak." dedi.

İkinci, füzenin ramjet olmasının yanında görüş ötesi çok uzun menzilli bir füze olduğuna işaret ederek, "Bu füze aslında üzerindeki kabiliyetleriyle sadece uçağın üzerindeki sensörlerden değil başka sensörlerden topladığı verilerle de hedefine yönelebilecek bir füze. Birçok teknolojiyi kendi içerisinde barındırıyor. Bu bizim hava-hava füzesi tarafında en üst noktaya taşıdığımız özelliklerden bir tanesi olacak. Bu füzeye çok fazla katkı sağlayan kuruluş var. Roketsan'ın avantajı ramjet projesine 3-4 yıldır çok ciddi bir şekilde yatırım yapmasıdır. Bunlarla ilgili belli bir aşamaya ulaştık. İnşallah GÖKBORA füzesinin ilk versiyonlarını çok yakın zamanda test etmeye başlayacağız." değerlendirmesinde bulundu.

ARGE çalışmalarını Türkiye'ye verilmeyen sistemler üzerine yönlendirdiklerine vurgu yapan İkinci, GÖKBORA'nın Türkiye'ye verilmeyen muadillerine kıyasla çok daha üstün özelliklere sahip olduğunu söyledi.

- "AKYA TORPİDOSU GERÇEKTEN ÇOK CAYDIRICI BİR SİLAH SİSTEMİ"

İkinci, AKATA kapsüllü ATMACA projesinin çok önemli olduğunu anlatarak, sözlerini şöyle devam etti:

"Türk Deniz Kuvvetlerinin en büyük vurucu güçlerinden bir tanesi denizaltı filosu. Denizaltılarımızın üzerindeki silah sistemi torpidolardır. AKYA torpidosu gerçekten çok caydırıcı bir silah sistemi, uçak gemilerinden fırkateynlere ve destroyerlere kadar hepsinin korkulu rüyası denizin altından gelecek olan ağır sınıf bir torpidodur. Denizaltılarının bir özelliği daha var. Türk Deniz Kuvvetlerinin gücünü üst tarafa çıkartabilmesi için bunların kara hedeflerine angaje olması. Kıyıya yanaşık hedeflere angaje olması için üzerinden güdümlü bir füzenin atılması çok stratejik bir güç çarpanı oluyor. Denizaltı gizli bir silah. Yani çok yakınlara yaklaşana kadar başka bir ülkenin denizaltınızı herhangi bir şekilde tespit etmesi çok mümkün değil. Denizin 60 metre ile 300 metre arasındaki bir derinliğinden gidiyor ve bizim konvansiyonel denizaltılarımız elektrik motorlarıyla çalıştığı için tespit edilmeleri çok kolay değil."

İkinci, "Şimdi düşünün bu denizaltımızdan 200-250 kilometre menzilli bir seyir füzesi attığınızda aslında denize kıyısı olan herhangi bir bölgeyi 200 kilometre içerisine kadar ateş altına alabileceğiniz orada size yönelik olarak gelmiş olan tehdidi de bertaraf edebileceğiniz bir kabiliyeti denizaltılarınızı ekliyorsunuz. Denizaltının gizlilik fonksiyonlarını kullanarak seyir füzesini atabilecek bir noktaya getirmiş olan AKATA projesi bizim için bu yüzden çok kıymetli." yorumunu yaptı.

- "TÜRKİYE'NİN SİHA'LARI VE MÜHİMMATLARI DÜNYADA AÇIK ARA EN İYİ"

Türkiye'nin geliştirdiği SİHA'ların ve üzerlerinde kullanılan mühimmatların dünya çapında açık ara en iyi olduğuna vurgu yapan İkinci, mühimmatların hemen hemen her türlü koşulda denemelerinin başarıyla yapıldığını anımsattı. İkinci, mühimmat çeşitliliği olarak Türkiye'nin sahip olduğu çeşitliliğe dünyada hiç bir ülkenin sahip olmadığını vurguladı.

SİHA'ların havada tehlikeli bölgeye girmeden vurabilmesine olanak sağlayan EREN füzesinin çoklu görev tanımına sahip olduğunu altını çizen İkinci, füzenin sadece havadan yere atılan ve yerdeki hareketli hedefleri takip edip imha etme özelliğine sahip olan bir füze olmadığını belirtti.

İkinci, "EREN aynı zamanda üzerindeki arayıcı başlıkla havadaki bir hedefi de yakalayabilip onu vurabilecek hıza ve güce sahip. Bu açıdan baktığınızda bir mühimmatla bizim SİHA'mız hem bir SİHA avcısı hem de yerdeki hedeflere angaje olabilme özelliklerini bir arada toplayan bir mühimmata sahip oldu. EREN'in atışları başarıyla devam ediyor. İnşallah çok kısa zaman içinde EREN, envanterdeki yerini alacak." diye konuştu.

- "ROKETSAN HER YIL DOLAR BAZINDA YÜZDE 50 BÜYÜYOR"

SİHA mühimmatlarının Roketsan'a yüzde 25 civarında bir katkısı olduğuna dikkati çeken İkinci, "Bu oran SİHA'larımızın uluslararası pazardaki satışlarıyla beraber çok daha hızlı büyüyor. Roketsan'ın bütün alanlarda hacmi çok hızlı büyüyor. Roketsan her yıl dolar bazında yüzde 50 seviyesinde büyüyen bir kurum. Bundan sonraki dönemde de bu büyüme devam edecek diye düşünüyoruz. Hem ihracatı büyüyor hem de cirosu büyüyor. Yayınlanan raporlara göre de dünyanın en hızlı büyüyen 11. savunma sanayi şirketi ve ülkemizin de Baykar'dan sonraki ikinci en hızlı büyüyen savunma sanayi şirketiyiz." dedi.

IDEF 2025'te tanıttıkları 300 ER füzesine ilişkin İkinci, "300 ER füzesi, mevcut SİHA etki alanımızı katbekat artırıyor. Diğer SİHA'ların şu anda erişemeyeceği bir avantaj sağlıyor." ifadesini kullandı.

İkinci, Türkiye'nin uzay yarışında "ben de varım" diyen bir ülke olduğunu belirterek, "Sayın Cumhurbaşkanımızın açıklamış olduğu uzay yol haritasında Türkiye'nin en önemli hedeflerinden bir tanesi uzaya bağımsız erişimini sağlayacak olan teknolojileri geliştirmesi. Türkiye uzun zamandır uydu teknolojilerine yatırım yapıyor, uydularını kendi işletiyor." dedi.

Türkiye'nin bu uyduları uzaya taşıyacak olan teknoloji tarafında da hamleler yapmak istediğini anlatan İkinci, şunları kaydetti:

"Eğer uzayla ilgili teknolojilerde bir yer sahibi olmak istiyorsanız uzaya bağımsız olarak erişiminizi sağlayacak olan bu teknolojiler çok kıymetli çünkü kimse sizin kritik faydalı yüklerinizi işine gelmediği durumda uzaya taşımak zorunda değil. Başkasının platformlarına güvenerek yapmış olduğunuz çalışmalar sizi yarı yolda bırakabilir. Türkiye'nin uzayda oyuncu olabilmesi için uydularımızı, faydalı yüklerimizi taşıyacak olan platformları kendi geliştirmesi bundan sonraki aşamalarda çok büyük avantaj. Dünya ticari uydu taşımacılığında SpaceX'in çok ciddi bir şekilde yoğun bir programı var. O programa dahil olup bir şeyi taşıtabilmek bile yıllarca beklemenizi gerektirebiliyor."

- "ŞİMŞEK-2 TÜRKİYE AÇISINDAN ÇOK BÜYÜK BİR GELİŞME"

İkinci, beklemeden çalışmalara devam etmek gerektiğini vurgulayarak, bu açıdan IDEF 2025'te tanıttıkları Şimşek-2 Uydu Fırlatma Aracı'nın çok önemli olduğunu söyledi.

Şimşek-2'nin kendi motor, navigasyon ve ileri malzeme teknolojileriyle 1,5 tonluk bir uyduyu veya faydalı yükü uzaya taşıyacağına işaret eden İkinci, bunun Türkiye açısından çok büyük bir gelişme olduğunu ifade etti.

İkinci, uzay teknolojilerinde Türkiye'yi ön sıralara taşımak isteyen bir mühendislik ekipleri olduğunu ve bu gelişmelerin onlar içinde çok büyük bir motivasyon olduğunu dile getirdi.

Uzay teknolojilerinin her ülkenin en kritik teknolojileri arasında yer aldığına değinen İkinci, "Bugünden bu yarışın içerisinde yer alıyor olmak, mühendislik gücümüzün, altyapımızın, deneyimimizin oluşması, olgunlaşması ve geleceğe hazırlanması açısından da çok kritik, çünkü uzay teknolojileri konusunda insan yetiştirmemiz lazım. Şimşek-2 projesi bu açıdan da çok kıymetli." değerlendirmesinde bulundu.

- "ROKETSAN'IN SERİ ÜRETİM KABİLİYETLERİ KATBEKAT ARTTI"

İkinci, METE füzesiyle ilgili soruya ilişkin METE'nin dünyanın en küçük füzelerinden bir tanesi olduğunu belirterek, lazer güdümlü olarak nokta hassasiyetle hedefi vurabildiğini söyledi.

Küçük bir füze yapmanın büyük füze yapmaktan bazen çok daha zor olduğunu anlatan İkinci, "METE çok kabiliyetli bir füze. METE ilk çıktığında özellikle meskun mahallelerde çok ciddi tehdit olduğunda o tehditleri bertaraf etmek için dronların üzerine entegre ederek kullanmayı uygun gördük. Bununla ilgili denemeler çok başarılı bir şekilde sonuçlandı." dedi.

İkinci, METE'nin daha sonra HAVELSAN'ın yaptığı BARKAN aracının üzerine entegre edildiğini ve atışlar yapıldığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İnsansız kara araçları, insansız deniz araçları, insansız döner kanat araçların hepsinde METE başarılı bir silah entegrasyonu olarak o platforma çok basit, ucuz ve hafif bir silah entegrasyonu şansı veriyor. IDEF 2025'te sergilediğimiz köpek uygulaması da aslında kara tarafında özellikle girilmesi tehlikeli olan bölgelerde silahlı kuvvetlerimize herhangi bir askerimizin canını tehlikeye atmadan girip o bölgede bir tehdit varsa ona nokta vuruşu yapabilecek bir kabiliyeti getiriyor. METE'nin kabiliyeti çoklu platformlarda bize güdümlü füze atma yeteneğini kazandırıyor."

Roketsan'ın kazandığı parayı tamamen AR-GE ve üretim altyapılarına yatırdığına değinen İkinci, "Son yıllarda yapmış olduğumuz yatırımlarla Roketsan'ın seri üretim kabiliyetleri katbekat arttı. Her geçen gün de yeni üretim hatları ve altyapıları devreye alıyoruz. Roketsan ciddi bir büyüme içerisinde. Bu büyüme seri üretim olmadan yapılacak bir şey değil." dedi.

İkinci, bir iş ortaklığı programları olduğuna işaret ederek, "Bizimle hareket eden birçok iş ortağımızı da bizimle büyümesi için motive ediyoruz. Ekosistemle büyüdüğünüz zaman sağlıklı ve rekabetçi bir şekilde dünya pazarlarında payınızı artırabiliyorsunuz. 2 binin üzerinde tedarikçimiz var. 500'e yakını çok aktif tedarikçi, 100'e yakını da stratejik tedarikçimiz. Stratejik tedarikçilerimiz Roketsan'ın organik bir parçası gibi." ifadesini kullandı.

- "ROKETSAN'IN SAHADAKİ ÜRÜNLERİNİN BAŞARISI ARTTIKÇA İLGİ DE ARTIYOR"

IDEF 2025'te özellikle ihracat sözleşmelerinde ciddi imzalar attıklarını belirten İkinci, uluslararası sözleşmelerin büyüklüğüne bakıldığında yüz milyonlarca dolar değerindeki sözleşmeyi IDEF'te hayata geçirdiklerini söyledi.

İkinci, sözleşmelerin geçmişi olduğunu hatırlatarak, IDEF 2025'te nihai noktayı koymuş olmanın sevindirici olduğunu söyledi.

Roketsan'ın ihracatının çok hızlı büyüdüğünü vurgulayan İkinci, "Uluslararası delegasyonların da ilgisi çok yüksek. IDEF'e gelip bizimle konuşmayan uluslararası bir delegasyon yoktur. Hepsi de Roketsan'la iş yapma noktasında çok güzel geri bildirimler verdiler. Daha önce temasımız olmayan ülkelerle, müşterilerle, silahlı kuvvetlerle burada bir araya gelme fırsatı yakaladık. Roketsan'ın sahadaki ürünlerinin başarısı arttıkça ilgi de artıyor." dedi.

İkinci, Roketsan'ın savunma sanayisinde yeni teknolojileri en hızlı adapte eden kurumlardan biri olduğuna işaret ederek, şu ifadeleri kullandı:

"Diğer büyük şirketler gibi ataleti yüksek bir kurum değiliz. AR-GE'ye, hızlı üretime, sahaya ürün vermeye dayalı bir zincirimiz, dinamik bir yapımız var. Yaş ortalamamız 30 civarında. Çok dinamik, hızlı hareket edebilen bir ekibimiz var. Trendi sürdürebilirsek inşallah Roketsan önümüzdeki dönem içerisinde Türk savunma sanayisiyle beraber dünyanın en önemli savunma şirketleri arasında yerini alacak."

- "SAVUNMA SANAYİSİNDE ÖNDE OLAN ÜLKELERİN YÖNETİCİLERİ TÜRK SAVUNMA SANAYİSİNİN GELİŞİMİNİ ANLAMAYA ÇALIŞIYOR"

Roketsan'ın başarılarının sadece Türkiye'nin değil, yüzünü Türkiye'ye dönmüş olan Müslüman coğrafyanın ve Türk coğrafyasının da sevinci olduğunu belirten İkinci, "Bizim başarılarımız onların güvenliği için de çok önemli. Bizimle hareket eden ülkelerden çok olumlu geri bildirimleri görüyoruz. Türkiye'nin bu güçlenmesinden rahatsız olan çevreler de var. Onlar da rahatsız olsunlar, o da bizim için bir başarı." diye konuştu.

İkinci, Türk savunma sanayisinin bir dünya markası haline geldiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"Bunu sadece biz söylemiyoruz, savunma sanayisinde önde olan ülkelerin yöneticileri bile Türk savunma sanayisinin bu gelişimini anlamaya çalışıyor. NATO toplantılarında, uluslararası savunma fuarlarında bize gelen sorular genelde 'Bu kadar teknolojiyi nasıl hızlı adapte edebildiniz? Nasıl bu başarıyı elde edebildiniz?' şeklinde. Bu merak uyandırıyor, bizim için sevindirici."

IDEF'in Türk savunma sanayisinin kabiliyetlerini gösterdiği en önemli platformlardan bir tanesi olduğunu vurgulayan İkinci, sözlerini şöyle tamamladı:

"Burada tanıtmış olduğumuz yeni teknolojiler bize hem uluslararası pazar payı anlamında hem de iş birliktelikleri anlamında çok ciddi katkı sağlıyor. IDEF'e uluslararası katılımcı sayısının katlanarak arttığını görüyoruz. Bu da Türk savunma sanayisi ürünlerine ilginin arttığının en net göstergelerinden bir tanesi. Ulusalda da buraya ilgi çok fazla çünkü halkımız da savunma teknolojilerine çok meraklı. Bugün ve yarın halk günü, halkımızın da gelip buradaki ürünlerimizi görmeleri için onları davet ediyorum. Türk vatandaşının göğsünü kabartan teknolojileri burada görmek mümkün."


Etiketler:
Roketsan TAYFUN BLOK-4 Test atışları