Hülya Koçyiğit'ten yıllar sonra gelen itiraf: Reddettiği rol, Türkan Şoray'ın oldu!

Sanatçı Hülya Koçyiğit, “Reddettiğiniz için sonradan pişmanlık duyduğunuz bir rol oldu mu?” sorusuna, “Dila Hanım” cevabını verdi ve sözlerini, “1800'lü yıllarda geçiyor olmasının, çekim nedeniyle çok büyük bir mali külfet getireceğini düşündüm. Böyle bir bütçeyi kaldıramayacağımı söyledim ve ne yazık ki o filmi yapamadım. Daha sonra hikayeyi günümüze adapte ederek bugün, bu olay geçiyormuş gibi yaptılar ve Türkan Şoray başrolde oynadı” şeklinde sürdürdü.
Türk sinemasının dört büyük kadın oyuncusundan biri olan Hülya Koçyiğit, ekrandaki başarısı ve yer aldığı sosyal sorumluluk projeleriyle kariyerini aktif bir şekilde sürdürüyor. Oynadığı 200'ü aşkın rolle gönüllere taht kuran Hülya Koçyiğit, "Yaptığım her işte, attığım her adımda özen gösteren, inanan ve insanlara dokunmayı amaçlayan biriyim. Bunun ille de siyasetle olması gerekmiyor. Yaklaşık 60 yıldır bu ülkenin sevdiği, saydığı bir sanatçıysam halka karşı görevimi her koşulda yapabilirim; yapıyorum da" dedi. Kendisiyle ilgili samimi açıklamalarda bulunan ve siyasete girme konusundaki fikirlerini paylaşan Hülya Koçyiğit, hayatına dair merak edilenleri TürkMedya Dijital Magazin Müdürü Yasemin İlan'a anlattı.




Ajda Pekkan'la yollarınız kariyerinizin başında kesişmiş. Katıldığınız Ses Mecmuası yarışmasında size mayosunu vermiş...
Tanışmamızın çok güzel bir hikayesi var. Hepimizin Ajda Pekkan'dan iftiharla ve gururla söz etmemiz gerekiyor. Çünkü mesleğini gerçekten bir profesyonel olarak icra ediyor. Çok doğru bir örnek. Kendisine büyük bir hayranlık duyuyorum, kutluyorum onu. İmreniyor insan, bravo demek geliyor insanın içinden değil mi?

Siz de sinemada aynı çizgide devam ediyorsunuz, özellikle kadınların, örnek alması gereken iki isimsiniz.
Zaman zaman etkinliklerde beni seven, bana iltifat eden insanlarla karşılaşıyorum. Özellikle kadınlar, genç kızlar... 'Hülya Hanım sizi örnek aldık, Hülya Hanım sizin bu filmdeki karakteriniz bize bir hayat dersi verdi' diyorlar. Çok mutlu oluyorum böyle şeylerle karşılaşınca. Çünkü gerçekten sinema dili, çok etkili bir dil. Tabii ki edebiyat da çok etkili bir dil, tabii ki sanatın diğer dalları da çok çok önemli. Hepsi birbirinden önemli ama sinemanın, daha farklı bir gücü var.Mesleğinizin yanı sıra yaşam tarzınız ve özel hayatınızla da örnek oldunuz. Adınız hiçbir zaman skandalla anılmadı; bu gerçekten büyük bir başarı.
Türk halkının değerlerine saygı duymak, aile dediğimiz kuruma saygılı olmak, ona bütün gücümüzle sarılmak, çünkü aile birliğidir bizi mutlu edecek olan, o aile dayanışmasıdır bizi ileriye taşıyacak olan. Aile çok çok kıymetli, çok önemli. Hepimiz ailelerimizi korumak durumundayız, özellikle günümüzde. Çünkü günümüzde aile birliğini bozacak, çok fazla etken var çevremizde. Gençler için özellikle endişe ediyorum.

Ünlüler dünyasında kısa evlilikler ve sansasyonlar sosyal medyayla beraber öne çıkıyor. Bunları gördüğünüzde ne düşünüyorsunuz?
Hayatım boyunca hep yapay, suni, günü birlik, popüler olan şeylerden kaçındım. Çünkü onların, gelgeç şeyler olduğunu düşündüm. Benim için önemli olan kaliteli ve kalıcı işler yapabilmek. Dolayısıyla tabii ki popüler işler de magazin de olacak hayatımızda ama bütün bunların belli bir kalitede olması, insanı aşağılayan değil tam tersine insanı yücelten, yükselten şeyler olması gerekir diye düşünürüm. Evet, zaman zaman aşırı şeylerle karşılaşıyoruz, eleştiriyoruz ama bir de bakıyoruz ki toplum olarak aynı şeyleri, biz de yapıyoruz. Örneğin sosyal medyada bazı şeyleri eleştiriyoruz, 3 gün sonra bakıyoruz biz de aynı şeyleri yapıyoruz. Biraz seçici olmak gerekiyor. Seçici olmak için de iyi yetişmiş olmak gerekiyor. İyi yetişmek ne demek? Aileden, eğitim hayatından, sanatla iç içe olmaktan, okumaktan geçiyor her şey. Kendinizi ne kadar donanımlı hale getirirseniz, hayattan o kadar büyük zevk alıyorsunuz, hayata karşı dik durabiliyorsunuz ya da kararlarınızda seçici olabiliyorsunuz. Gönül tabii ki bunu diliyor.
Yapay zekayla aranız nasıl?
Şu ana kadar bir arkadaşlığımız başlamadı. (Gülüyor) Ama yadırgamıyorum, teknolojiyi durduramazsın. O kadar hızla ilerliyor, o kadar çabuk halkın ilgisini çekmeye başlıyor ki o durdurulacak bir şey değil. Önemli olan yapay zekayı da bilinçli ve gerçek ihtiyaca göre kullanmak, sadece onun verileriyle yaşamak değil. Sosyal medyayı bir arkadaş yerine koymamak gerekiyor. Bilgi almak için müracaat edebilirsin. Onu da mutlaka teyit edeceksin, deneyerek kullanacaksın. Tamamen teslim olmamak gerekiyor. Onda da yanlış bilgiler olabilir çünkü. Ama bir gerçek var; yarın, öbür gün insanlar ondan daha çok yararlanacaklar.Yapay zekayla senaryo yazılıyor, karakterler oluşturuluyor. Sinemanın geleceği için ne düşünüyorsunuz?
Senaryoyu yazabilmek, bir eser yaratabilmek demek. O, o daldaki yaratıcıya ait bir şey. Oyuncular çıkmaya başlamış, o enteresan. Biz bugün hala halledemediğimiz bu telif haklarımızla ilgili mücadele verirken, bizim telifimize gerek kalmadan yapay oyuncular çıkıyor şimdi. Bütün bunlar, yeni yeni tanıştığımız yenilikler. Bakalım ne olacak?

"DİLA HANIM FİLMİ İLK BANA TEKLİF EDİLMİŞTİ"
Susuz Yaz önce Türkan Şoray'a teklif ediliyor ama anlaşma olmayınca rol size geçiyor. Ve bu film, aynı zamanda çıkış projeniz. Peki sizin kariyerinizde buna benzer bir durum yaşandı mı?
Ben yapım şirketi Gülşah Film'i kurdum. Orhan Aksoy çok değerli, sevdiğim, kıymetli bir yönetmenimizdi. Bir gün elinde bir romanla geldi. Dedi ki, 'Bu romanı hemen film yapalım, senaryolaştıralım. Çok güzel bir hikayesi var.' Romanı okudum, 1800'lü yıllarda geçiyor. Dila Hatun isminde, katiline âşık olan bir kadının hikâyesi. Fakat bu filmin 1800'lü yıllarda geçiyor olmasının, çekim nedeniyle çok büyük bir mali külfet getireceğini düşündüm. Balkanlar'da geçen bir hikayeydi, oralara gidilecek falan... Böyle bir bütçeyi kaldıramayacağımı söyledim ve ne yazık ki o filmi yapamadım. Onun üzerine başka bir yapım şirketine gidip teklif ettiği zaman, hikayeyi günümüze adapte ederek bugün, bu olay geçiyormuş gibi yaptılar. Orada, 'Aa ben bunu nasıl düşünmedim' diye esef ettim. Bunu da sorduğunuz için söylüyorum, o filmde başrolü Türkan Şoray oynamıştı.

"BİZLER SİNEMAYLA STAR OLDUK"
Dört Yapraklı Yonca'ya bir kişi daha alınacak olsaydı, sizce bunu kim hak ederdi?
Hak eden çok isim var tabii. Ama orada dört stardan söz ediyoruz. Türk sinemasının dört kadın starından. Sinema yazarı Burçak Evren'in bir sözü var. Bana diyor ki, 'Türk sinemasının yetiştirdiği son star sizsiniz.' Orada ben de, 'Nasıl olabilir? Benden sonra şu isimler geldi' diyorum. Hatta çok da popüler isimler sayıyorum. 'Onlar sinemayla star olmadılar, daha farklı yollarla star oldular. Toplum onları o şekilde gördü, tanıdı' diyor. Düşünüyorum taşınıyorum, doğrudur. O zaman o Dört Yapraklı Yonca öylece kalmış oluyor.
- Popüler Haberler -
Bir zamanların ünlü şarkıcısıydı... Meğer Bilgen Bengü'nün kardeşi Yeşilçam'ın yıldızıymış!
Seda Sayan'la ilgili 'hadi canım' diyeceğiniz gerçek: Meğer o isimle sınıf arkadaşıymış!
Gönül Dağı'na sürpriz isim! Ayşe karakteri hikâyeye giriyor
Herkes Avrupa Yakası'yla tanıdı: Bakın Engin Günaydın ilk hangi dizide rol almış!
Ebru Şahin'in annesini gören aynı şeyi söylüyor... Bakan dönüp bir daha bakıyor
Hazal Türesan'ı bu fotoğraflarda tanıyabildiniz mi? Estetiksiz hali resmen bambaşka biriymiş...



