Disney'in 1969 yapımı bilim kurgu filmi Kurt Russell'la bir seriyi başlattı

Walt Disney Company, 1940'lar ve 1950'lerde ürettiği animasyon filmleriyle dünya çapında tanınmış olsa da, şirketin sanat ve sinema alanındaki hedefleri sadece çizgi filmlerle sınırlı kalmamıştır. Zamanla canlı aksiyon filmlerine yönelen Disney, Old Yeller, The Parent Trap, 20,000 Leagues Under the Sea ve Swiss Family Robinson gibi birçok klasik eseri sinemaseverlerle buluşturmuştur. Bu yapımlar arasında bazıları Disney tema parklarının desteğiyle güçlendirilse de, Disney'in uzun metrajlı film arşivinde beklenenden çok daha fazla başlık bulunmaktadır. Hatta bu koleksiyonda, onlarca yıldır rafa kaldırılmış ve unutulmuş tam seriler de yer almaktadır.

Bilim kurgu türünde Disney'in cesur adımı

Tam olarak 56 yıl öncesine, 1969 yılının Aralık ayına geri gidildiğinde, Disney'in Buena Vista Distribution şirketi, 1960'ların son döneminde önemli bir film yayınlamıştır. The Computer Wore Tennis Shoes adlı bu yapım, tüm aile üyeleri için tasarlanmış özgün bir bilim kurgu filmidir. Kurt Russell'ın başrol oynadığı bu dördüncü Disney filmi, sadece sahip olduğu eğlenceli ve akılda kalıcı başlığıyla değil, aynı zamanda Disney için iki devam filmi ve daha sonra bir yeniden çekim yapılmasını tetikleyerek tam bir seri başlatmasıyla önemlidir. Film, modern standartlara göre inanılmaz derecede basit bir yapıya sahip olmasına rağmen, zamanının sinema teknolojisi ve hikaye anlatımı açısından oldukça ileri bir yapımdır.

Dexter Riley'nin olağanüstü dönüşümü

Medfield College'ın arka planında geçen film, okul yönetimiyle çeşitli anlaşmazlıklar yaşayan genç bir öğrenci olan Dexter Riley'in hikayesini merkeze almaktadır. Russell tarafından canlandırılan bu karakter, okul için yeni bir bilgisayar satın almak amacıyla, yerel girişimci A. J. Arno'dan (Batman dizisinde ünlü olan Cesar Romero tarafından oynanmıştır) kampüse bilgisayar bağışlamasını istemeye çalışır. Ancak Arno bu talebi reddeder, çünkü bilgisayarı kumar yoluyla servet biriktirmek için kullanmaktadır. Bir gece, Dexter bilgisayarın bir parçasını tamir ederken, dışarıdaki şiddetli fırtınadan tamamen ıslanır ve bilgisayardan çıkan bir elektrik kıvılcımı vücudundan geçerek onu olağanüstü bir varlığa dönüştürür. Bu dönüşümün ardından Dexter, her dili akıcı bir şekilde konuşabilir ve karmaşık matematik denklemlerini saniyeler içinde çözebilir hale gelir.

Neredeyse iki saat sürmesi gereken bir sınav sınavını sadece dakikalar içinde başarıyla tamamladıktan sonra, üniversitedeki akademik ekip Dexter'da anormal bir durum olduğundan şüphelenir. Dexter, bir gece öncesinde bilgisayarla yaşadığı olayları itiraf etmeye ikna edilir. Doktorlar tarafından yapılan muayene sırasında, beyin taraması gibi görsel şakalar ortaya çıkar; bilgisayarın kendisinden farksız bip sesleri çıkaran ışıklar ve düğmeler ekrana yansıtılır ve bu sahneler filmin komik anlarını oluşturur. Dexter anında ulusal ölçekte ünlü bir kişi haline gelir, onuruna resmi bir geçit töreni düzenlenir ve Birleşmiş Milletler delegeleriyle tanışma fırsatı bulur. Medfield Üniversitesi, onun bu olağanüstü zekasından yararlanarak bir televizyon yarışma programında para kazanması için onu yarıştırarak kurumun dünya çapındaki konumunu yükseltmeyi amaçlar.

Bilim kurgu öğesinin filmin ortasında kaybolması

Bilim kurgu türünün sadık hayranları için ne yazık ki, The Computer Wore Tennis Shoes, tür öncülüğünü filmin yarısında büyük ölçüde harcamaktadır. Dexter'ın bilebileceği her şeyi bilmesinden elde edilebilecek tüm faydalar sağlandıktan sonra, filmin çekiciliği gücünü kaybetmeye başlar. Dexter, bir sarsıntı geçirdikten sonra (gerçekten de) sahip olduğu olağanüstü yeteneklerini tamamen kaybeder. Hikaye, yarışma programının kazanılması ve A.J. Arno'nun kumar çetesinin dağıtılmasıyla sonlanır, ancak bu, Dexter Riley'in maceralarının ve Medfield College'ın hikayesinin kesinlikle sonu değildir.