Çerkez Hasan Eyüpsultan'da rahmetle yad edildi

Sultan Abdülaziz'i hunharca tahtından indirip katlettikten sonra buna intihar süsü veren katil darbeci paşalara demir yumruğunu vuran büyük kahraman, “İlk Ömer Halisdemir'imiz” Kolağası Çerkez Hasan, şehadetinin 149'ncu yıldönümünde Eyüpsultan'da düzenlenen anma toplantısında rahmetle, minnetle ve şükranla yâd edildi.
Eyüpsultan'da Yeni Dünya Vakfı Genel Merkezi'nde düzenlenen "Eyüpsultan'ın Ebedî Sakinleri" toplantılarının 54'ncüsü 29 Haziran Pazar günü, büyük kahramanımız Kolağası Çerkez Hasan'a ayrıldı.
Sultan Abdülaziz Han ve Darbeci Paşalar kitabının yazarı Can Alpgüvenç, Çerkez Hasan'ın Sultan Abdülaziz'i katleden darbecilere karşı verdiği büyük mücadeleyi anlattı.
Programın takdimini yapan Mehmet Nuri Yardım, Çerkez Hasan'ın Ulubatlı Hasan, Seyid Onbaşı ve Ömer Halisdemir gibi aziz milletimizin yetiştirdiği büyük bir kahraman olduğunu belirterek şunları söyledi: Diğer üç kahramanımız milletimizin gönlünde taht kurmuş abide şahsiyetler. Kolağası Çerkez Hasan ise maalesef hiç tanınmıyor, bilinmiyor. Hatta onu Çerkez Ethem ile karıştıranlar bile var. Bu vahim eksikliği rahmetli Mehmed Niyazi Bey seneler önce hissetmişti. 2011 yılında Mehmed Niyazi, Can Alpgüvenç ve Dursun Gürlek hocalarımızla birlikte Edirnekapı Şehitliği'nın yanındaki küçük mezarlıkta perişan vaziyette olan kabrini ziyaret etmiş, başında Fatiha okumuştuk. Ancak aradan 14 yıl geçmesine rağmen bugüne kadar bu büyük şehidimizin kabrinin düzenlenmesiyle ilgili hiçbir çalışma yapılmadı.
Bugün yine ziyaret için gittiğimizde yattığı mezarlığın kapısının kapalı olduğunu öğrendik. Kapı duvar gibiydi, kilitliydi. İçeri giremedik; aziz şehidimizi kabri başında anamadık, Fatihalarımızı dışardan okuyup hüzünle döndük. Meğer burası Edirnekapı Şehitliği'ne ait değilmiş, 'özel mülkiyet'miş. Bu hâl, bizi çok üzdü, hüzünlendirdi. İnşallah bu büyük ayıptan kurtulacak ve Çerkez Hasan'ın mezarının her zaman rahat bir şekilde ziyaret edilmesini sağlayacağız. Bu konuda herkese görev düşüyor, en başta da yerli ve millî medyamıza. Sonra da ilgili kurum ve kuruluşlara. O büyük kahramanımız, unutulmayı hak etmiyordu.

Dilerim en yakın zamanda bu vebalden, günahtan kurtuluruz. 86 milyon insanımızın ortak dileği, talebi, arzusu, Çerkez Hasan'ın mezarının şanına yakışır şekilde düzenlenmesi, başına yüksek Türk bayrağı dikilmesi ve Ömer Halisdemir gibi onun da samimiyetle sahiplenilmesidir. Bu vefalı ve asil davranış, devletimize ve milletimize elbette çok yakışacaktır.
Bu talep, halk olarak bizim de en tabii hakkımızdır. Mübarek şehidimiz Çerkez Hasan'a sahip çıkmazsak ve aziz hatırasını yaşatmazsak gelecek nesiller bizi asla affetmeyecektir. İnşallah bu şuur, basiret ve ferasetle hareket eder, ihmalimizi kapatır, günahımızı affettiririz. Başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere ilgililerden ve yetkililerden, 15 Temmuz'un yıldönümü arifesinde bu kutlu hizmeti ve müjdeyi ümit ve heyecanla bekliyoruz.
CAN ALPGÜVENÇ: MÜTHİŞ CESUR
Daha sonra konuşan tarihçi yazar Can Alpgüvenç, Sultan Abdülaziz'in hayatını yazarken ve ona başta Hüseyin Avni Paşa olmak üzere darbeci paşalar tarafından yapılan bet ve canavarca muameleleri görürken Çerkez Hasan'ın da kahramanlığına, yiğitliğine, cengâverliğine şahit oldum. Darbeciler padişahı tahtından indirmekle yetinmemiş, iki bileğini de keserek acımasızca katletmişlerdi. İşte Çerkez Hasan bu mazlum padişahın öcünü aldı, darbecilere haddini bildirdi. Bugün Kolağası Çerkez Hasan, maalesef unutulmuş büyük bir değerimiz ama onu yeniden yeni nesillerimize tanıtmak mecburiyetindeyiz." dedi. Alpgüvenç, Çerkez Hasan'ın hayatını ve hizmetlerini etraflıca anlattı, yüksek cesaretinden, kutlu şehadeti göze alan üstün mücadelesinden bahsetti. Değerli bestekâr, udî Hüseyin İpek de, cengâverimiz adına yakılan "Çerkez Hasan Türküsü"nü uduyla seslendirdi. Toplantıdan sonra Yeni Dünya Vakfı tarafından bütün dinleyicilere yazar Harun Çolak'ın Çerkez Hasan'dan Ömer Halisdemir'e Yarım Aşklar Ülkesi adlı romanı armağan edildi.

BİR KAHRAMANIN DESTANSI HAYATI
1850 yılında Silivri'de doğan Çerkez Hasan'ın babası İsmail Bey, Rus zulmünden dolayı Kuzey Kafkasya'dan Anadolu'ya yerleşmiş bir Çerkez Beyi'ydi. Bahriye İdadisi'ne giren ve okulun kara kısmına geçerek teğmen olan Çerkez Hasan, zabit olduktan sonra askerî kabiliyetleriyle göz doldurdu ve padişahın takdirini kazandı. Ablası Nesrin Kadınefendi de Sultan Abdülaziz'in zevcesiydi. Şura-yı Askerî yaveri iken padişahın büyük oğlu Yusuf İzzeddin Efendi'nin yaverliğine getirildi. Padişah Abdülaziz, 30 Mayıs 1876 tarihinde gözlerini kan bürümüş bazı darbeciler tarafından tahtından indirildi, sonra da katledildi. Utanmadan da bu cinayete "intihar" süsü verdiler. Alçak cuntanın başında Hüseyin Avni Paşa vardı. Çerkez Hasan, padişaha ve ablasına yapılan kötü muameleleri ve ihaneti hazmedemedi, planını kurdu ve silahlandı. Önce Hüseyin Avni Paşa'nın Kuzguncuk'taki konağına gitti. Onun Mithat Paşa'nın konağında diğer paşalarla birlikte toplandıklarını öğrenince döndü. Darbeci paşalar, Mithat Paşa'nın Beyazıt'taki konağında 15 Haziran gecesi buluşmuştu. Konağa giren Çerkez Hasan, toplantı hâlinde olan paşalara baskın yaptıktan sonra Hüseyin Avni Paşa ve Raşit Paşa'yı hak ettikleri şekilde cezalandırarak öldürdü, Ahmet Paşa'yı da yaraladı. Kolağası Hasan, içeri giren askerlere kıyamadı ve teslim oldu. Alelacele uydurma bir mahkeme kuruldu. Cezası "idam" olarak açıklandı. Ertesi günü de Beyazıt Meydanı'nda cezası infaz edildi. Henüz 26 yaşındaydı. Ama her şeyi göze almıştı. Süleymaniye Kışlası'nda hapisken yaralarını tedavi ettirmedi. Mahkemede, "Nefsim için bu işi yapmadım, milletim için yaptım. Gayem, bundan sonra kimse padişah hal' etmek gibi şeylere cesaret etmesin." dedi. Divan-ı Harp'te muhakeme edilip ölüm cezasına çarptırılan Çerkez Hasan, 17 Haziran 1876 tarihinde Beyazıt Meydanı'nda, bugünkü İstanbul Üniversitesi merkez binası yani Serasker Kapısı önünde bir dut ağacına asıldı. İki gün sonra da naaşı alınıp Edirnekapı Mezarlığı'na götürüldü. Gözyaşları ve dualarla defnedilmişti. Halkımız sevmediği Hüseyin Avni Paşa'nın ölümünü sevinçle karşılarken, Çerkez Hasan'ın şehadetine ise çok üzüldü, ardından ağladı. Şairler, onun için mersiyeler yazıp ağıtlar yaktılar. Eşref Paşa, ise şu tarihi düştü: "Rabb-i izzet cennet etsin kabrini Çerkez Hasan/Kâmet-i Avnîye ol esnada biçmişdi kefen."

KABRİNİ ABDÜLHAMİD HAN YAPTIRDI
Cennetmekân Sultan İkinci Abdülhamid Han, darbeci paşalara haddini bildiren bu yürekli askeri hiç unutmadı, tahta oturduktan sonra onun için Edirnekapı'da bir mezar yaptırdı. Kabir taşında şu sözler yazılıdır: "Ümera ve guzât-ı çerâkiseden İsmail Bey'in oğlu olup harb okulunu bitirip, kıdemli yüzbaşı rütbesinde iken genç yaşında velinimeti uğrunda fedâ-yı cân eden Çerkez Hasan Bey'in kabridir."
- Popüler Haberler -

Kültür Yolu Festivali üçüncü kez Trabzon'da!

Bakan Ersoy: Bu coğrafya artık terörle değil başarılarla anılıyor

Göbeklitepe'nin UNESCO Dünya Miras Listesinde 7'inci yılı

Kısa'dan Hisse Kısa Film Festivali'ne başvurular başladı! 10. yıla özel 10 günlük festival

Seramik Batığı'nda tarihe yolculuk: Bakan Ersoy sualtındaki kazı çalışmalarını yerinde inceledi

Bursa'da Türkiye Kültür Yolu Festivali başladı
