Boğaziçi Film Festivali'nde Necip Fazıl'ın filmi gösterildi

Boğaziçi Film Festivali Ulusal Uzun Metraj Yarışması'nda yer alan, Necip Fazıl Kısakürek'in “Bir Adam Yaratmak” eserinden uyarlanan film seyirci ile buluştu. Atlas Sineması'ndaki gösterimin ardından yönetmen Murat Çeri ve oyuncu Serpil Tamur, Murat Serezli, Deniz Barut, İsmail Hakkı, Gülper Özdemir ve Caner Topçu soruları cevapladı.
T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü'nün desteğiyle Boğaziçi Kültür Sanat Vakfı tarafından düzenlenen 13. Boğaziçi Film Festivali'nde söyleşilerle geçen pazar gününün tek uluslararası konuğu; yarışma filmlerinden "Wind, Talk to Me"ydi. Atlas Sineması'ndaki gösterimin ardından yönetmen yardımcısı Milos Kuvekaloviç, seyircilerin sorularını cevapladı.
"TAMAMEN AİLE VE ARKADAŞLAR ARASINDA GEÇEN BİR FİLMDİ"
Filmin yönetmeni Stefan Dordoviç'in otobiyografik hikâyesi olan filmde rol alanlar da yine yönetmenin kendi ailesi. Annesinin ölümünden sonra annesi hakkında bir film yapmaya çalışan yönetmen Stefan'ın, uzun bir aradan sonra ilk kez büyükannesinin doğum günü vesilesiyle ailesinin göl evine döndüğünde geçmişe yönelik sorgulamalar yapmaya başlamasını anlatan filmin yönetmen yardımcısı Milos Kuvekaloviç de Stefan Dordoviç'in arkadaşı. Kuvekaloviç; tamamen aile ve arkadaşlar arasında geçen film süreci hakkında şöyle konuştu: "Yönetmenle çok eskiden tanışıyorduk ve hikâyesini biliyordum. Kendi ailemde de benzer vakalar olduğu için empati kurmakta zorlanmadım. Film bittikten sonra da aile ile bağlarımız kopmadı. Bir yandan da sette birçok farklı rolü bir arada üstlenmek durumunda kaldık. Çok yoğun duygusal anlar yaşanabiliyordu, bu da zorlayıcı oluyordu. Fakat özellikle yönetmenimizin dedesi oldukça güler yüzlü bir insandı; zor anlarda bile güler yüzlülüğü ile tüm ekibe enerji verip o ağır havayı dağıtırdı."

ULUSAL YARIŞMA'DAN ÜÇ EKİP, SEYİRCİ KARŞISINDAYDI
Festival, pazar günü ayrıca üç Ulusal Uzun Metraj Yarışması film ekibini de ağırladı. Atlas Sineması'nda seyirciyle buluşan "Bağ Bozumu" filminin yönetmeni Mesut Gengeç ile oyuncular Zeynep Erkekli ve Barış Yurtsever de gösterim sonrası soruları cevapladı. Filmin, beş yıllık bir çalışmanın ürünü olduğunu belirten yönetmen Gengeç, "Günümüzün şehirli insanının sorunlarını anlatmak istedik; geçim sorunu olan, eşinden ayrılmış bir karakter var. Ardından, aldığı bir telefonla, adaya gidiyor. Karakterin, kendisiyle yüzleştiği ve arındığı bir hikaye bu." şeklinde konuştu. Filmin oyuncularından Zeynep Erkekli ise hikâyenin, kendisindeki karşılığını şu sözlerle ifade etti: "Sıkışmış hayatlar ve o hayatlardaki karanlıkta iğne ucu kadar aydınlığı aramak gerçekten yorucu bir şey. Değer sisteminin böylesine alt üst olduğu bir toplumda böyle bir filmde oynadığım için çok mutluyum. Çünkü ben hâlâ 70'lerde yaşayan, o sıcaklığın, dostluğun peşinden koşan biriyim. Ve uzun zamandır böyle bir konuyu; derin üzüntülerin insanlara etkisini ve Alzheimer'ı işleyen bir filmle karşılaşmamıştım" Başrol oyuncusu Barış Yurtsever içinse filmin çok daha kişisel bir izi vardı: "Hiç bu filmde olanları yaşayacağımı düşünmemiştim. Beklenmedik biçimde, filmde de olduğu gibi, babamı kaybettim. Filmin bendeki yansıması, tamamen, bu."
Atlas Sineması'nda gösterilen bir diğer Ulusal Yarışma filmi, "Gündüz ve Gece"ydi. Gösterimin ardından yönetmen Ali Altınöz ve yapımcı Ataberk Kuru ile oyuncular Özgür Cem Tuğluk, Gülşah Büktür, Müttalip Müjdeci, Aybars Kuday, Ezgi Bayramoğlu, Deniz Değirmenci, Gülcihan Mandan, Ahmet Çabuk, Erkan Erdem ve Berna Kuru; söyleşiye katıldı. Yönetmen Ali Altınöz; yıllar sonra köyüne dönen Tufan karakteri ile çoklu kişilik bozukluğu nedeniyle ahıra kapatılan çocukluk arkadaşı Gülşen karakterinin öyküsünü, kuzeninin yazdığı bir denemeden ilhamla beyazperdeye taşıdığını belirtti. Gülşen karakterini canlandıran Gülşah Büktür ise bu özel ve hassas karakteri canlandırma serüvenini şöyle anlattı: "Gülşen benim için çok tanıdık. Küçükken Bilecik'te elleri bağlanan bir kız görmüş ve bundan çok etkilenmiştim. Etrafımdan, yakın akrabalarımdan da maalesef benzer deneyimler yaşadığım için Gülşen, bende çok ayrı bir yerde duruyor. Gülşen'i anlamak, onun dünyasına girmek benim için hiç zor olmadı. Araştırmaya dayalı bir çalışmaya girmedim, tamamen içgüdüsel olarak oynadım."

"ÇOK ESKİ BİR HAYALİMDİ..."
Günün son söyleşisi; "Bir Adam Yaratmak" filminin oldu. Atlas Sineması'ndaki gösterimin ardından yönetmen Murat Çeri ve oyuncu Serpil Tamur, Murat Serezli, Deniz Barut, İsmail Hakkı, Gülper Özdemir ve Caner Topçu soruları cevaplamak üzere sahneye geldi. Necip Fazıl Kısakürek'in, aynı adlı eserini sinemaya uyarlamanın, eskiden beri hayali olduğunu dile getiren yönetmen Murat Çeri, "Ancak bu kadar profesyonel oyuncuyla karşılaşmasaydık bu işi yapamazdık" diye konuştu. Eserin; uzun diyaloglarla yüklü, felsefî bir metin olduğuna dikkat çeken Çeri, metni sinemaya uyarlarken yaptığı çalışmaları şöyle anlattı: "Diyalogların olmadığı yerlerde başka sanatsal ifadeler kullandım; bunu, tablolarla yapmaya çalıştım. Diyalogları ise sadeleştirerek kullandık. Bu çalışmada bana Şeyma Kısakürek eşlik etti ancak maalesef filmi görmeye ömrü vefa etmedi." Yönetmenin, çok zor bir metni sinemaya başarıyla aktardığını belirten oyuncu Serpil Tamur ise rolü hakkında şunları söyledi: "Ben daha önce oyununu da izlemiştim, senaryoyu okuyunca da çok sevdim ve istedim ki oynadığım diğer rollerden biraz farklı olsun. Aslında bir anne için çok zor bir durum; çünkü çocuğunun aynen babası gibi ölmesinden korkan, içinde o duyguyu taşıyan bir anne. Bu yüzden beni çok etkiledi."
NEW YORK'U BIRAKIP RİZE'YE YERLEŞEN BİR OYUNCU
Günün belgesel söyleşisi ise "Toprağa Dönüş"e aitti. Ulusal Belgesel Yarışması'nda yer alan filmin yönetmeni Kerem Kurtuluş ve kurgucusu Emre Akbulut; AKM Yeşilçam Sineması'ndaki gösterimin ardından gerçekleştirilen söyleşiye katıldı. İki yaşında ailesiyle New York'a taşınan Tevfik Kurtuluş'un, 35 yaşında baba ocağı Rize'ye dönüp dedesinin evinde başladığı yeni hayata objektif tutan "Toprağa Dönüş"; çok kişisel bir çalışma. Yönetmen Emre Akbulut; uzak akrabasının hikâyesini kaleme almış, yönetmiş, kameramanlık yapmış ve drone çekimlerini gerçekleştirmiş! Tevfik Kurtuluş için "New York'ta başarılı ve mutluydu ama asıl istediği şey, Türkiye'de olmak ve tarımla ilgilenmekti. İş sahibi ve oyunculuk yapan birinin, tarıma duyduğu ilgiyle işini bırakıp kendinden bu kadar emin olması ilham verici geldi." diyen yönetmen, bu belgeseli ileride bir seriye dönüştürmeyi hedeflediklerini söyledi.
KISA FİLMCİLER AKM YEŞİLÇAM'DA BULUŞTU
AKM Yeşilçam Sineması bugün ayrıca kısa filmcilerin de buluşma mekânı oldu. Ulusal Kısa Film Yarışması finalistleri, iki seçki altında gösterilirken film ekipleri de gösterim sonrası söyleşilere katıldı.
İlk söyleşi, "Defne" filminindi. Söyleşiye; yönetmen Hamdi Furkan Yıldırım, görüntü yönetmeni Cemal Çimen ile yapımcılar Sait Dindar ve Faruk Ulusoy katıldı. Yıldırım; esin kaynağının, Joseph Campbell tarafından yazılan "Kahramanın Sonsuz Yolculuğu" adlı kitabı olduğunu söyleyerek filmin yapım sürecini şöyle anlattı: "Filmi yapmaya 2020'de başladık. Kahramanın Sonsuz Yolculuğu kitabında gördüğüm Defne ve Apollon'un masalsı hikâyesini biraz değiştirerek Attack on Titan animesindeki Mikasa karakteriyle birleştirdik ve yeni bir hikâye yarattık."

Turgut Kanal'ın yönettiği "Mümeyyiz"in söyleşisi ise oyuncular Cansu Fırıncı ve Salih Ünal'ın katılımıyla gerçekleşti. Mevsimlik işçi olarak çalışan bir çocukla bir doktorun, suç ve vicdan kavramları üzerinden karşı karşıya gelmesini konu edinen film için Cansu Fırıncı, "Filmin yönetmeni ve senaristi Turgut Kanal zaten adlî tabip. Sadece bir olay değil tanık olduğu bir sürü olay sonucunda güçlünün, haksız bile olsa, güçsüze kurabildiği baskıyı çok güzel anlatmış" dedi. Filmdeki çocuk oyuncunun gerçek hayatta da bir mevsimlik işçi ailesinin çocuğu olduğunu belirten Fırıncı, "İlk başlarda iletişim kurmakta güçlük çekti ama zamanla çok iyi uyum sağladı. Bir insanın kendisini oynaması gerçekten çok zor bir şey." diye konuştu. Filmlerin, toplumsal sorunlara değinmedeki rolü ve ölçüsü üzerine bir soruyu ise Salih Ünal, şöyle cevapladı: " 'Filistin 36' mesela bana yetersiz geldi, çok doyurmadı beni. Seyirci kaygısı çok var gibi geliyor bana. Bence gerçek sanatta seyirci kaygısı olmamalı. Sanat sanat için değildir, toplum için de değildir. Bana göre sanat, en güzel sanatçıyı anlatmak içindir; Allah içindir. Sonuçta bütün güzellikleri de O yaratmıştır."
Kısa film söyleşilerinden bir diğeri de Gizem İbak'ın yönettiği, "Eudaimonia"nındı. Yönetmen Gizem İbak, görüntü yönetmeni Uğur İçbak ve yapımcı Burhan Gün, gösterimin ardından soruları cevapladı. Ana karakterin, boşanmış bir adam olmasından dolayı filmin, genellikle buradan okunduğunu dile getiren İbak, "Aslında boşanma noktasından değil de yoldan, hayatın, bizi bir yerden bir yere taşımasından çıkıp şekillendirdim. İnsanlar hep boşanmaktan yola çıkıldığını sanıyor ama aslında umut ve gelecek anlamında bir filmdi." diye konuştu. Kendisinin de sinemaya, kısa filmle başladığını hatırlatan, usta görüntü yönetmeni Uğur İçbak ise özellikle filmdeki tekniğe dikkat çekti: "Ne kadar kısa film olsa da uzun bir süreç. Bu film başka şekilde çekilemezdi; kullanılan teknolojiler sayesinde başarabildik. Motion Control kamera sayesinde 360 derece çekim yaparak aklımızdaki şekli, ekrana yansıtabildik. Türkiye için önemli bir detay; Hollywood'da gördüğümüz teknolojiler bunlar." Filmin yapımcısı ve yönetmenin hocası olan Burhan Gün'e göreyse ‹teknolojinin, hikâyeyi baltalamaması' önemliydi: "Gizem, çalışmasından bahsedince ben de endüstrideki paydaşlarla beraber bu işi yürütebilmek için aracı oldum. Burada teknolojiyi kullansak da hikâyeyi baltalamamak gerekiyordu; Gizem'e de bunu söyledim. Hibrit bir iş olmasına dikkat ettik."
T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü'nün desteği, Turkcell ve Türk Hava Yolları'nın ana sponsorluğu, TRT'nin Kurumsal İş Ortaklığı, Anadolu Ajansı'nın Global İletişim Ortaklığı, TürkMedya'nın ana medya sponsorluğu, TV Plus ve İGA Pass sponsorluğunda gerçekleşen "13. Boğaziçi Film Festivali" ile ilgili tüm bilgilere www.bogazicifilmfestivali.com adresinden ve festivalin resmî sosyal medya hesapları üzerinden erişilebilir.
- Popüler Haberler -
Bakan Ersoy'dan "Selanik Atatürk Evi"ne ilişkin videolu paylaşım
AK Parti'den Halep'teki ortak kültürel miras için adım
Boğaziçi Film Festivali'nde "özgür Filistin"
Kastamonu, dünya jeopark ağına göz dikti! Resmi başvuru yapıldı
John Rambo'nun gençliği beyazperdeye taşınıyor
Alexandra'dan Ayşe'ye: Antalya'ya tatile gelen Polonyalı gazeteci Müslüman oldu!



