Terörsüz Türkiye'ye adım adım! Başkan Erdoğan: Meclisin sahiplenmesi önemli

Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında toplanan Kabine Toplantısı sona erdi. Başkan Erdoğan, toplantının ardından önemli açıklamalarda bulundu. Başkan Erdoğan, Terörsüz Türkiye için mecliste kurulan komisyon ile ilgili, "Meclisin sahiplenmesi önemli" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kentsel dönüşümle ilgili, "İktidarı, muhalefeti, yerel yönetimleri ve elbette şehir sakinleri ile beraber ele verip bu mücadeleyi seferberlik ruhuyla yürütmemiz şart. Bu konuda artık bir mutabakat oluşmalı, ideolojik ön yargılar terk edilmeli, herkes elini taşın altına koymaktan kaçmamalıdır." dedi.
Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslendi.
Dün akşam saatlerinde merkez üssü Balıkesir'in Sındırgı ilçesi olan 6,1 büyüklüğündeki depremden etkilenen tüm vatandaşlara geçmiş olsun dileklerini ileten Erdoğan, enkazdan çıkarıldıktan sonra vefat eden kişiye Allah'tan rahmet, hastanelerde tedavileri sürenlere acil şifalar diledi.
Depremin ardından İçişleri ve Sağlık bakanlarını vakit kaybetmeden Balıkesir'e yönlendirdiklerini vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Kabinemizin tüm üyelerini teyakkuza geçirdik. Biz de yürütülen çalışmaları anbean takip ettik. Arama-kurtarma çalışmaları tamamlandı, hasar ve zarar tespit çalışmaları sürüyor. Bakan arkadaşlarımız kendi alanlarıyla ilgili bilgileri çok şeffaf bir şekilde kamuoyumuzla paylaştılar. Devletimizin tüm kurumları depremden etkilenen vatandaşlarımızın yanındadır. Yaşanan her deprem ve sarsıntıyla depreme hazırlık konusunun önemini tekrar hatırlıyoruz. Hükümetimizin kentsel dönüşüm başta olmak üzere yapı stokumuzun yenilenmesi noktasındaki gayretleri bilinmektedir. Ancak hep söylediğimiz gibi bu merkezi idarenin tek başına altından kalkabileceği bir yük değil. İktidarı, muhalefeti, yerel yönetimleri ve elbette şehir sakinleri ile beraber ele verip bu mücadeleyi seferberlik ruhuyla yürütmemiz şart. Bu konuda artık bir mutabakat oluşmalı, ideolojik ön yargılar terk edilmeli, herkes elini taşın altına koymaktan kaçmamalıdır. Biz bunu sağlamak için her türlü işbirliğine açığız. Rabbim ülkemizi ve milletimizi her türlü afetten muhafaza eylesin."
"MİLLİ MESELELERDE MİLLİ DURUŞ SERGİLEMESİ SİYASET KURUMUNUN MİLLETE KARŞI GÖREVİ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 yaşında şehit olan Eren Bülbül ile Jandarma Astsubay Ferhat Gedik'in şehadetlerinin 8. yılı olduğunu anımsatarak, "Vatan için, bayrak için toprağa düşen bu iki kahramanımızı bir kez daha rahmetle yad ediyorum. Ruhları şad, mekanları cennet olsun." dedi.

Şehitlerin uğruna hayatlarını feda ettikleri mukaddes emanetlere sahip çıkmaya devam edeceklerini vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi:
"Terörsüz Türkiye hedefimize mutlaka ulaşarak kahraman şehitlerimizin ve gazilerimizin fedakarlıklarının boşa gitmediğini göstereceğiz. Geçen hafta bu hedefe giden yolda anlamlı bir adım daha atıldı. Muhalefet partilerinin de katılımıyla kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, milli iradenin tecelligahı olan Meclisimizin süreci sahiplenmesi ve desteklemesi bakımından son derece kıymetliydi. Bu sahiplenmenin gerçekleşmesinden memnuniyet duyuyoruz. Komisyonun ilk iki toplantısında kararların oy birliği ile alınması ise ümit verici bir başka gelişmeydi. Bu yapıcı yaklaşımın sürdürülmesini temenni ediyoruz. İlk günden beri bu konuda tavrımız gayet net. Milli meselelerde milli duruş sergilemesi siyaset kurumunun millete karşı görevidir. Türkiye hepimizin ortak yurdudur. Bu devlet Türk'ü, Kürt'ü, Arap'ı, Alevisi ve Sünnisi ile 86 milyonun her bir ferdinin devletidir. Her karışında bir şehidin yattığı bu topraklar bizim ebedi vatanımızdır."
"KOMİSYONUN ÇALIŞMALARINA HER TÜRLÜ DESTEĞİ VERİYORUZ"
Siyasi görüşler, hayat tarzları, kökenler ve fikirler farklı olsa bile herkesin Türkiye Cumhuriyeti'nin asli sahibi ve aynı evin ferdi olduğunu vurgulayan Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Ne farklılıklarımız ne siyasi rekabetimiz ne de günlük tartışmalar bunun önüne geçemez, geçmemelidir. Hiçbirimiz buna izin vermemeliyiz. 86 milyonun bekasını, güvenliğini, huzurunu ve istikbalini ilgilendiren böyle bir meselenin çözümünde sorumluluk sahibi herkesin katkısını, desteğini, yol gösterici eleştirisini bu bakımdan ayrıca önemsiyoruz. Komisyon çalışmalarında ehem mühim tercihinin çok iyi yapılması, süreci enfekte edecek söylemlerden uzak durulması şüphesiz çok mühimdir. Milletin yeşeren umutları ümit ederiz gündelik siyasetin mevzi kazanma hesaplarına kurban edilmez. Terörden ilanihaye kurtulmamız için Türkiye'nin önünde bir fırsat penceresi aralanmıştır. Bunu ziyan etmenin vebali ağır olacaktır. Komisyonun milletimizin beklentilerine uygun şekilde, Terörsüz Türkiye çabalarının başarısı için üzerine düşeni layıkıyla yapacağına inanıyorum. Gerek Cumhur İttifakı gerekse hükümet olarak bizler de komisyonun çalışmalarına her türlü desteği veriyoruz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen hafta Milli Savunma ve İçişleri bakanları ile MİT Başkanının Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonuna kapsamlı sunum yaptığını, komisyon üyelerini bilgilendirdiğini ve soruları açık yüreklilikle cevapladığını belirterek, "Hep beraber akan kanı durduralım. Acıyı, gözyaşını dindirelim. Milletimize karşı mesuliyetimizi hakkıyla yerine getirelim istiyoruz. Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonunun bir kez daha hayırlara vesile olmasını diliyorum." ifadelerini kullandı.
Millete hizmet yolunda 11. yılı tamamladıklarını hatırlatan Erdoğan, bu vesileyle siyaset sahnesine ilk adım attıkları andan itibaren duasını, desteğini, vefasını esirgemeyen millete teşekkür etti.
Türkiye'nin her metrekaresini eserlerle donatmalarına yardımcı olanlara minnettarlığını ifade eden Erdoğan, hem halkın hem de Hakkın huzuruna görevini yapmış olmanın gönül rahatlığıyla çıkmanın derdinde olduklarını söyledi.
"İki günü birbirine eşit geçen ziyandadır" buyruğunu şiar edinerek, gece gündüz demeden çalıştıklarını dile getiren Erdoğan, "Ülkemizin neresinde yaşarsa yaşasın, hizmetlerimizden istifade etmiş bir vatandaşımızın şöyle kalbinden koparak ettiği 'Allah ondan razı olsun' duası, bizim için en büyük şereftir, en büyük bahtiyarlıktır. Milletimizin güvenine ve hayır duasına mazhar olabilmek adına içeride ve dışarıda çok katmanlı bir mücadele içindeyiz." diye konuştu.
Son Kabine Toplantısı'ndan bu yana durmadan, dinlenmeden koşturduklarını belirten Erdoğan, 29 Temmuz'da Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi Beşinci Toplantısı münasebetiyle Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev'i ve heyetini Ankara'da misafir ettiklerini hatırlattı.
Ziyaret vesilesiyle farklı alanlarda 20 anlaşma imzaladıklarını belirten Erdoğan, ticaret hedefleri olan 15 milyar dolara ulaşmakta kararlı olduklarını vurguladı.

"ANKARA'DAKİ AFRİKA BÜYÜKELÇİLİKLERİNİN SAYISI 38'E ULAŞTI"
Erdoğan, 20 yıldır titizlikle hayata geçirdikleri Afrika açılımı ve Türkiye-Afrika ortaklık politikalarının meyvelerini çeşitli alanlarda topladıklarını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Örneğin 2002 yılında kıtada 12 büyükelçiliğimiz varken, bugün bu sayı 44'e yükseldi. Ankara'daki Afrika büyükelçiliklerinin sayısı ise 38'e ulaştı. 2002 yılında 4,3 milyar dolar olan ticaret hacmimiz, tam 9 kat artışla 2024 yılı sonu itibarıyla 36,6 milyar dolara çıktı. Türk müteahhitleri Afrika'da toplam 97 milyar dolar değerinde 2031 proje üstlendi. Ülkemizin Afrika'daki yatırımları 67 milyon dolardan 10 milyar dolara ulaştı. Geçmişinde sömürgecilik utancı bulunmayan bir ülke olarak 'kazan kazan' anlayışına dayalı bir işbirliği modelinin mümkün olduğunu tüm dünyaya gösterdik. Kıtaya beyaz adamın gözünden bakan içimizdeki sömürgeleştirilmiş kafalara rağmen bütün bunları başardık. Şimdi bunu karşılıklı ziyaretlerle bir üst aşamaya taşıyoruz."
Gabon Cumhurbaşkanı Oligui Nguema'nın 31 Temmuz'daki ziyaretiyle Senegal Başbakanı Ousmane Sonko'nun 7 Ağustos tarihli ziyaretinin aynı iradeyi Afrikalıların da paylaştığını teyit ettiğini aktaran Erdoğan, Gabon'la 8, Senegal'le 4 olmak üzere toplam 12 anlaşma imzalandığını söyledi.
Erdoğan, 1 Ağustos Cuma günü İtalya Başbakanı Giorgia Meloni ile Libya Başbakanı Abdulhamid Dibeybe'yi İstanbul'da misafir ettiklerini ve üçlü işbirliği zirvesinde her üç ülkeyi ilgilendiren konuları ele aldıklarını anımsattı.
"MİLLETİMİZ GAZZE HALKINI ASLA YALNIZ BIRAKMIYOR"
Hafta sonu Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas ile bir telefon görüşmesi yaparak İsrail'in Gazze'ye yönelik yeni işgal planlarını değerlendirdiklerini belirten Erdoğan, Türkiye'nin bu konudaki kararlı duruşunu Abbas'a ifade ettiğini aktardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Netanyahu ve katliam şebekesinin siyasi ömürlerini uzatmak uğruna bölgemizi daha büyük felaketlere sürüklemelerine izin vermeyeceğiz. Konsey dönem başkanı sıfatıyla İslam İşbirliği Teşkilatı Dışişleri Bakanlarını olağanüstü toplantıya çağırdık. Gazze'deki vahşeti durdurmak, açlıktan kırılan Gazzeli kardeşlerimize insani yardımları kesintisiz ulaştırmak için ne gerekiyorsa yapıyoruz.
Gazze'ye umut ışığı olabilmek için devletimizin tüm imkanlarını, tüm diplomatik kapasitemizi seferber etmiş durumdayız. Şunu aziz milletimin bilmesini isterim. Terör devleti İsrail'in Filistinli kardeşlerimize yönelik vahşeti, barbarlığı, kıyımı, işkencesi, zulmü karşısında en net tepkiyi veren ülke, Türkiye'dir. Sivil toplum kuruluşlarımız, vakıflarımız, derneklerimiz başta olmak üzere milletimiz de Gazze halkını asla yalnız bırakmıyor. Buna 50 bin genç arkadaşımızın katıldığı Türkiye Gençlik Vakfı Yaz Okulları Finali Programında bizzat şahit olduk. Gözleri ümitle, sevgiyle, imanla ışıldayan genç kardeşlerimin varlığı bize hem umut verdi hem de bizleri çok farklı dünyalara götürdü. Vicdanıyla, ahlakıyla, ufkuyla, özgüveniyle ve tabii ki başarılarıyla kıvanç kaynağımız olan bir gençlik maşallah kükremiş sel misali gümbür gümbür geliyor."
Erdoğan, hem TÜGVA'daki gençlere hem de cumartesi günü temiz yürekleriyle Gazze'li Müslümanlar için Beyazıt'tan Ayasofya'ya yürüyen on binlerce kişiye şükranlarını sundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazze'nin huzura, barışa, özgürlüğüne kavuştuğu güzel günleri görmeyi temenni etti.
Cumartesi günü Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile telefon görüşmesi gerçekleştirdiklerini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 30 yıllık işgalin ardından Karabağ'ın özgürleşmesi ile bölgede zaten yeni bir dönem başladığına dikkati çekti.
Erdoğan, "8 Ağustos tarihinde Washington'da varılan mutabakat, Güney Kafkasya'da kalıcı barışın tesisine giden o yolda tarihi bir adım oldu. Azerbaycan'a yönelik kısıtlamaların artık gündemden düşecek olması da sevindiricidir. Bütün bunlardan duyduğumuz memnuniyeti İlham kardeşime ifade ettim, Türkiye olarak her zaman yanlarında olacağımızı vurguladım. Bugün de aynı konuyu Ermenistan Başbakanı Sayın Paşinyan'la görüştük. Barış ortamının tesisi ile birlikte bölgemizde kara ve demir yollarının ihyası, sınır kapılarının açılması ve ticaretin serbest akışının mümkün hale gelecek olması bölgedeki tüm ülkelerin menfaatine olacaktır." diye konuştu.
Yarın Gürcistan Cumhurbaşkanı Mikheil Kavelaşvili'yi Ankara'da ağırlayacaklarını belirten Erdoğan, Balkanlar'dan Kafkasya'ya, Afrika'dan Orta Asya'ya bu coğrafyada sulhü sükunun hakim olması için mücadelelerini sürdüreceklerini vurguladı.
Türk Silahlı Kuvvetleri için kritik önemdeki Yüksek Askeri Şura'nın 2025 yılı toplantısını 5 Ağustos Salı günü başarıyla icra ettiklerini dile getiren Erdoğan, "Şura kararlarıyla bir üst rütbeye terfi eden, görev süreleri uzatılan, yeni görev yerlerine atanan subaylarımızı tekrar tebrik ediyorum. Emekliye sevk edilen subaylarımıza da devletimize yaptıkları hizmetler için teşekkürlerimi iletiyorum." ifadelerini kullandı.

Erdoğan, bu sene 40. yaşını kutlayan Dış Ekonomik İlişkiler Kurulunun (DEİK) 38. Olağan Genel Kurulu'nda iş dünyasıyla bir araya geldiklerini anımsatarak, şöyle devam etti:
"Uluslararası Arkeoloji Sempozyumu ve Arkeolojinin Altın Çağı Sergisi vesilesiyle arkeologlarımızı Külliye'mizde misafir ettik. Bundan 65 yıl önce ülkemizden kaçırılan ve yoğun uğraşlar neticesinde ana vatanına tekrar getirdiğimiz Marcus Aurelius bronz heykeli Arkeolojinin Altın Çağı Sergisi'nde, burada sergilenmeye başlandı. Gençlerimiz başta olmak üzere arkeolojiye ilgi duyan tüm vatandaşlarımı Millet Kütüphanemizdeki sergilerimizi ziyaret etmeye çağırıyorum."
"64 MİLYAR DOLAR TURİZM GELİRİNE EMİN ADIMLARLA İLERLİYORUZ"
Turizm alanında da önceki hafta müjdeli haberler aldıklarına dikkati çeken Erdoğan, "2025 yılının ilk 6 ayında 25,8 milyar dolarla tüm zamanların gelir rekoru kırıldı. Bu, geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 7,6 artış anlamına geliyor. Bu senenin ilk 6 ayında 26 milyon 389 bin ziyaretçiyi ülkemizde ağırladık. 2025 yılı ilk 6 ayında yabancı turist gecelik harcaması yüzde 10 artışla 121 dolara çıktı. 2025 yıl sonu hedefimiz olan 64 milyar dolar turizm gelirine emin adımlarla ilerliyoruz." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, enflasyonun 14 aydır aralıksız düştüğüne işaret ederek, "Temmuz ayında hem yıllık enflasyon hem de gıda enflasyonu son 44 ayın en düşük seviyesini gördü. Temel mallarda enflasyon yüzde 20,7'ye indi. Enflasyonun direncini artıran kiralarda da düşüş başladı. Ancak halen arzu ettiğimiz seviyede değil. Deprem bölgesindeki çalışmalar tamamlandıkça konut arzını artırmaya dönük projelerimiz daha da hızlanacak." açıklamasında bulundu.
Sanayi üretiminin de iyi gittiğini ve reel sektöre de kulak verdiklerini ifade eden Erdoğan, şunları söyledi:
"KOBİ tanımını değiştirdik. Artık daha fazla işletme KOBİ desteklerinden yararlanabilecek. Merkez Bankası rezervlerimiz de mayıstan bu yana hızla artıyor. Ana muhalefetin Türkiye ekonomisini baltalamaya yönelik tüm çabalarına rağmen brüt rezervlerimiz 169 milyar dolara çıktı. Yine muhalefetin kışkırtmalarına rağmen kamu işçilerimizle yürütülen görüşmeler de uzlaşıyla sonuçlandı. Önemli iyileştirmeler içeren protokolün kamu işçilerimiz ve çalışma hayatımız için tekrar hayırlı uğurlu olmasını diliyorum."
"TÜRKİYE'NİN YÜKSELİŞİNE ALLAH'IN İZNİYLE KİMSE ENGEL OLAMAYACAKTIR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Üç kıtanın merkezinde yer alan Türkiye, farklı cephelerde gelecek asrını şekillendirecek çok çetin bir mücadele yürütmektedir. Biz buna, Türkiye Yüzyılı'nın inşası mücadelesi diyoruz. Bir kere daha şunu açık ve net söylemek isterim, Türkiye'nin yükselişine Allah'ın izniyle kimse engel olamayacaktır." değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'nin çeşitli ayak oyunlarıyla denklem dışına itilmesine asla müsaade etmeyeceklerinin altını çizen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Şu acı gerçeği de üzülerek ifade etmek mecburiyetindeyim, bu zorlu yolculukta karşımıza sadece dışarıdaki düşmanlarımız dikilmiyor. Onlarla birlikte içerideki uzantıları ve taşeronlarıyla da mücadele ediyoruz. 2002 yılında AK Parti'nin iktidara gelmesiyle rant muslukları kesilen, imtiyazlarını kaybeden, uzun yıllar sonra halkla eşitlenen çevreler, tam bir gözü dönmüşlükle, kaybettiklerinin rövanşını alma hırsıyla hükümetimiz üzerinden devlete ve milletimizin kurumlarına saldırmaktadır. Şahsımız dahil hiç kimse layüsel değildir, eleştirilemez değildir. Yapıcı eleştirilere hiçbir zaman kulaklarımızı tıkamadık. Tam tersine, bunları dikkatle değerlendirdik. Hatta ülkeye ve millete hayrı dokunan eleştirilerin gereğini hiçbir komplekse kapılmadan yaptık. Ama eleştiri bahanesiyle ülkemiz içinde 5. kol faaliyeti yürütülmesine de rıza göstermedik. Bizim değişmez ilkemiz şudur, milletimize karşı su gibi berrak, toprak gibi mütevazıyız. Ancak devletin itibarını, milletin kazanımlarını hedef alan hadsizlere had bildirmeyi de 40 yetime kaftan giydirmekten evla görürüz. Siyasi hayatımız, bütünüyle daima bu hassasiyetle hareket ederek geçti. Bundan sonra da çizgimizi, duruşumuzu inşallah bozmayacağız."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son haftalarda yaşanan tartışmaların, Türkiye'nin halen en büyük sorununun, siyasi rekabeti yıkım siyasetine çeviren, hükümeti yıpratmak için devletin kurumlarını itibarsız hale getirmeyi meşru gören çarpık muhalefet anlayışı olduğunu bir kez daha teyit ettiğini söyledi.
LGS sonuçları üzerinden İmam Hatip Okullarına yönelik bir linç kampanyası yürütüldüğünü, Bursa'daki bir okulun duvarına asılan tebrik mesajının çarpıtılarak sınav üzerinde şüphe oluşturmaya çalışıldığını anımsatan Erdoğan, "Yüz binlerce gencimizin umutlarıyla, hayalleriyle, tertemiz duygularıyla oynadılar. İddialarının hepsinin yalan olduğu ortaya çıkınca erdemli davranıp, özür dilemek yerine hiçbir şey olmamış gibi sessizce köşelerine çekildiler." ifadelerini kullandı.
Muhalefetin, Manavgat'taki rüşvet skandalını aklamak için emniyet ve yargı mensuplarına "kumpas iftirası" attığını belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
"Madem kumpas var, elinizdeki 32 saatlik video kaydı ile beraber gidin mahkemeye başvurun, bunu söyledik. Burada da hemen geri vitese taktılar. Dikkatinizi çekiyorum, bu yıpratma savaşında hedef yalnızca hükümetimiz değildi, aynı zamanda çocuklarımızdı, aynı zamanda gençlerimizdi, aynı zamanda devletimizdi. Milletimizin hayatını kolaylaştıran hizmetlerimizdi. Şimdi aynı koroyu, yargıya intikal etmiş soruşturma dosyasının başına üşüşmüş halde, sahnede görüyoruz. Basın etiğiymiş, gazetecilik ilkeleriymiş, siyasi mesuliyet duygusuymuş, insanların onuruymuş, devlet kurumlarının itibarı, Türkiye'nin kazanımlarıymış, bunların hiçbiri umurlarında dahi değil. Ellerine almışlar bir iftira fırçası, önlerine gelene kara çalıyorlar.
Oysa ortada çok açık bir gerçek var. O da soruşturma konusu suçu bundan bir sene önce tespit eden de şikayet eden de yargıya intikal ettirip şüphelilerin yakalanmasını sağlayan da devletimizin ilgili kurumlarıdır. Soruşturma kapsamında 220 şüpheliye yönelik adli işlem başlatılmış ve 199 şüpheli hakkında kamu davası açılmıştır. İki dalga halinde yürütülen operasyonlarda 37 kişi tutuklanmış ve 150 kişi hakkında adli kontrol kararı verilmiştir. Tıpkı İstanbul merkezli yolsuzluk ve sahtekarlık soruşturmasında olduğu gibi devletimiz burada da milletin hakkını yiyen haramzadelere acımamış, hepsini kulaklarından tutup adalete teslim etmiştir."
"BİRAZ DÜRÜST, İLKELİ OLUN"
Erdoğan, 30 yıl sonra İstanbul'da yakayı ele verenlerin konumları ve unvanlarına nasıl bakılmadıysa, bu dosyada da kimsenin gözünün yaşına bakılmadığını vurgulayarak, daha önemlisi suç örgütü üyelerini aklamak için kimsenin sokağa çıkmadığını, protesto eylemi düzenlemediğini, milli markaları boykot çağrısı yapmadığını, Batılı medya kuruluşlarına ezilip bükülerek kimsenin şikayette bulunmadığını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Hele hele tehdit ederek, hakaret ederek, kimse mahkemeler üzerinde baskı kurmaya çalışmadı. Yani her şey kanununa, nizama ve hukuk devleti ilkelerine uygun yürütüldü. Şunu herkesin, özellikle de bağıran, çağıran ve tetikçileri vasıtasıyla devlet kurumlarına saldıran hadsizlerin bilmesini istiyorum. Ne yaparsanız yapın, Türkiye'nin rüşvetçilerle, suç örgütleriyle, milletin malına çöken siyasi tefecilerle mücadelesini sulandıramazsınız. Kendinizi ve suç ortaklarınızı temize çıkarmak için gençlerimizi, masum çocuklarımızı kullanmaktan artık vazgeçin. Biraz dürüst olun, biraz ilkeli olun. Ekmeğini yediğiniz devletinize karşı asgari seviyede de olsa mesuliyet duygusuyla hareket edin. Tekrar söylüyorum, her kim milletin hakkına giriyor, malına mülküne el uzatıyorsa, yakasına yapışmaya devam edeceğiz."
Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğunu anımsatan Erdoğan, yasalarda hırsızlık, yolsuzluk, usulsüzlük, sahtekarlık yapanların cezasının belli olduğunu, kim olursa olsun, bunların gerekli cezaları alacağını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anayasanın verdiği yetki ve sorumluluklar çerçevesinde konunun sonuna kadar takipçisi olacaklarını vurguladı.
"KUMAR BAĞIMLILIĞI ÜRKÜTÜCÜ BOYUTLARA ULAŞTI"
Dijitalleşmenin artması ile birlikte her geçen gün yeni tehdit ve tehlikelerin ortaya çıktığını, bunların en başında da bağımlılık türlerine yenilerinin eklenmesi geldiğini belirten Erdoğan, ekran bağımlılığı, siber zorbalık ile son dönemde sanal bahis, şans oyunları, kumar bağımlılığının da ürkütücü boyutlara ulaştığını dile getirdi.
Erişim kolaylığı ve internetin denetim zorluğunun bu illetin giderek yaygınlaşmasına sebep olduğuna işaret eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yeşilay'ımızın son verileri, çevrimiçi kumar ve bahis bağımlılığının diğer bağımlılık türlerinin önüne geçtiğini gösteriyor. Suç örgütlerinin de ciddi miktarda buradan nemalandığını görüyoruz. Hükümet olarak ocakları söndüren, aileleri parçalayan, milli bünyemizi içeriden çökerten bu sorunun üzerine kararlılıkla gidiyoruz. Meselenin güvenlik boyutunda emniyet ve istihbarat birimlerimizin yanı sıra yargımız ve MASAK Başkanlığımız titizlikle çalışıyor. Sosyal ve sağlık boyutuyla ilgili olarak da Cumhurbaşkanı Yardımcımızın riyasetinde kapsamlı bir eylem planı hazırlanıyor. Hiçbir boşluk bırakmadan sorunu çok yönlü bir şekilde ele alıyoruz. Daha fazla can yanmadan, devlet, sivil toplum, siyaset el ele vererek bu illetin önünü kesmemiz gerekiyor. Temennimiz, dijital suçlarla ilgili attığımız her adıma özgürlük bahanesiyle karşı çıkanların en azından yasa dışı sanal, sanal kumar ve bahis musibetiyle mücadelede aynı yanlışa düşmemeleridir. Aksi takdirde Allah korusun bunun bedelini toplumca hep beraber öderiz."

Erdoğan, toplantıda alınan kararların ve yapılan istişarelerin hayırlı olmasını diledi.
- Popüler Haberler -

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan BM'ye çağrı: Ciddi bir reforma ihtiyaç var

Çanakkale'de orman yangını: 84 kişi tahliye edildi

"Usulsüz" dediler eylem yaptılar... Pazarcılardan Karabağlar Belediyesine katı atık bedeli tepkisi

Çelik'ten İsrail'in Gazze'de gazetecileri hedef almasına sert tepki

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Senegal Başbakanı Sonko'yu kabul etti

MHP Genel Başkanı Bahçeli: Filistinli kardeşlerimiz ateş hattındadır! BM derhal harekete geçmeli
