ANASAYFA
TV PROGRAMLARI
PROGRAMLAR
YAYIN AKIŞI
CANLI YAYIN
24 RADYO
REKLAM
İLETİŞİM VE KÜNYE

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş: Kendine güvenen Türkiye, Orta Doğu'nun teminatı

AA - | Son Güncelleme Tarihi:
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş: Kendine güvenen Türkiye, Orta Doğu'nun teminatı

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Diyarbakır Sivil Toplum Buluşması programında konuştu. Kurtulmuş, Terörsüz Türkiye hedefinin başarıldığı zaman çatışma çözümleri üzerinde çalışanlar tarafından örnek alınacağını vurgulayarak "Kendisine güvenen, birbirine güvenen ve yaslanan Türkiye, Türk'ü, Kürt'ü ve bütün unsurlarıyla Orta Doğu'nun teminatıdır." dedi.

Kapat

HABERİN DEVAMI

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, "Kendisine güvenen, birbirine güvenen ve yaslanan Türkiye, Türk'ü, Kürt'ü ve bütün unsurlarıyla Orta Doğu'nun teminatıdır. 'Terörsüz Türkiye' terörsüz bir bölge demektir. 50 yılımızı alan bu meseleyi tarihin tozlu raflarına atmamız lazım. Bu işi başarıyla tamamlarsak ki inancım tamdır, buradan bir Türkiye modeli ortaya çıkacaktır. Dünyanın birçok yerinde çatışma çözümleri üzerinde çalışanlar Türkiye'nin bu işi nasıl başardığını konuşacak ve ilham alacaklardır." dedi.

Kurtulmuş, aralarında "Terörsüz Türkiye" hedefi doğrultusunda TBMM'de kurulan "Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu" üyesi milletvekillerinin de yer aldığı TBMM heyetiyle geldiği Diyarbakır'da bir otelde düzenlenen toplantıda sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle buluştu.

Medeniyetlerin beşiği, kadim şehir Diyarbakır'da bulunmaktan memnuniyet duyduğunu ifade eden Kurtulmuş, kentteki çalışmaların verimli sonuçlar oluşmasına katkı sunmasını ve sürece de olumlu yansımasını ümit ve temenni ettiklerini söyledi.

Kurtulmuş, Diyarbakır'da çok kısa da olsa sokaklarda dolaştıklarında insanların gözünün içine baktıklarında fevkalade ciddi bir umut ve sevinç gördüklerini kaydetti.

Milletin devam etmekte olan bu süreci sahiplendiğini dile getiren Kurtulmuş, "Ümit ederiz ki en kısa zamanda hiçbir şekilde silahların konuşmadığı, sadece insanlar arasında esenliğin, barışın, kardeşliğin konuşulduğu, gelişmenin, kalkınmanın, ilerlemenin, gelecek nesillere daha iyi bir Türkiye, daha iyi bir Diyarbakır bırakmanın konuşulduğu bir döneme girmiş oluruz." diye konuştu.

"ORTAK BİR KADERE DOĞRU HAREKET ETMEYİ ORTAYA KOYMAK ZORUNDAYIZ"

Kurtulmuş, belki de insanlık tarihinin en önemli kırılma noktalarından birisinden geçildiğine işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Olaylar tahmin ettiğimizden çok daha hızlı ve çok daha değişken bir şekilde seyrediyor ve ne yazık ki dünyanın bütün büyük güçlerinin mücadele alanı tarih boyunca olduğu gibi yine bizim de içinde bulunduğumuz bu coğrafyada gerçekleşiyor. Tarihçilerin bir 'hilal' olarak tanımladığı Balkanlar'dan, Akdeniz'den, Orta Doğu'dan Afrika'nın içlerine kadar giden, ülke olarak tam da merkezinde yer aldığımız bu coğrafyada hemen her gün bambaşka bir olay oluyor. Her gün başka bir denklem ortaya çıkıyor ve bu çerçevede maalesef filmi şöyle geriye doğru sardığınızda hiç de bölge halklarının lehine olan gelişmeler görmüyoruz. Dolayısıyla bunun uyarıcı bir alarm olmasını hepimizin görmesi gerekiyor. Bir asır evvel Sykes-Picot ile sınırların çizildiği ve emperyalist bir paylaşımın yapıldığının üzerinden bir asır geçti. İkinci Sykes-Picot ile yeniden bu coğrafya kendi iç çatışmalarıyla, iç kavgalarıyla, bölünmeleriyle uzun yıllar harcasın ve heba etsin isteniyor. Dolayısıyla bizim yapmamız gereken de tam bunun zıddıdır. Bugün siyonist emperyalizmin açıkça ortaya koyduğunu aslında dün de emperyalist güçler ortaya koymuşlardır. Yani onlar bölünmeyi, parçalanmayı, dağılmayı söylüyorlarsa biz de bütünleşmeyi, birleşmeyi, beraber olmayı, birlikte ortak bir kadere doğru hareket etmeyi ortaya koymak zorundayız. Komisyonumuzu harekete geçiren en önemli nedenlerden birisi budur. Bu gerçeğin Türkiye'nin çok farklı toplum kesimleri tarafından anlaşılmış olmasıdır."

"Birlikte, ortak bir gelecek inşa etme iradesinden başka bir çıkış yolumuz yoktur. Türkiye'nin yaklaşık 50 yılına mal olmuş olan bu silahlı çatışma, terör dönemi on binlerce insanın hayattan koparılmasına, alternatif maliyetlerle bugün en az 2 trilyon dolara mal olmuştur. Böyle büyük bir maliyeti Kürt de ödedi, Türk de ödedi, Sünni de ödedi, Alevi de ödedi. Türkiye'nin 86 milyon yurttaşın tamamı ödedi. Bu maliyeti öderken de gelecek nesillerin payından alınan bir takım hususlarla ödedi." diyen Kurtulmuş, bunun tersine çevrilip birliğin, beraberliğin, bütünlüğün ortaya konulması gerektiğini aktardı.

Kurtulmuş, emperyalistlerin projelerini kurduklarını, bunları gördüklerini dile getirerek, "Onlarda akıl varsa bizde de akıl var. Bizim onlardan daha güçlü bir aklı ortaya koymamız lazım. O aklın yolu da tarihi kodlarımızdan geçiyor. Bu toprakların yetiştirdiği büyük fikir adamları ve büyük sultanların bize öğrettiği mirastan geçiyor. Alparslan'ın, Kılıçarslan'ın, Selahaddin-i Kürdi'nin o ortaya koymuş olduğu yönetim tarzından geçiyor ve bu toprakların mayasını oluşturan fikir adamlarının, düşünce insanlarının yolundan geçiyor. Dolayısıyla birlik ve beraberlik içinde olabilmemiz için hem tarihi müktesebatımız fevkalade güçlüdür hem de bugünün gerekleri bizi bir arada bulunmaya mecbur kılmaktadır. Bunu inşallah gönüllü bir şekilde birlikteliğe, kardeşliğe çevirecek bu projeyi ortaya koyacağız. Bunun için bu süreç başlatıldı. Meclisimizde 5 Ağustos'tan bu yana 15 farklı oturum düzenledik. Toplumun farklı kesimlerinden insanlar dinlendi. Bu dinlenenlerin arasında sivil toplum kuruluşları, kanaat önderleri oldu. 16 sivil toplum kuruluşumuzun temsilcisi de Diyarbakır'dan katılan, yani Diyarbakır merkezli kuruluşlarımız vasıtasıyla dinlediğimiz arkadaşlarımız oldu." diye konuştu.

"DAHA DİKKATLİ VE TİTİZ OLMAMIZ GEREKEN BİR SÜRECE GİRDİĞİMİZİ İFADE ETMEK İSTİYORUM"

Kurtulmuş, herkesin bulunduğu yerden, kendi anlayışı çerçevesinde bir şey söylediğini anlatarak, herkesin de saygı ile dinlenildiğini belirtti.

"'Artık barış olmasın, savaşlar durmasın, bu terör bitmesin, Türkiye bu mücadeleyle, bu terörle yıllarını heba etsin' diye kimseden bir teklif gelmedi. Herkes terörün bitmesini, silahların susmasını, kardeşliğin hakim olmasını isteyen temennilerde bulundular. Bir kısmı açık tekliflerde bulundular. Bunların hepsi de Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin şu anda kayıtları altında, büyük bir müktesebat oluştu." ifadelerini kullanan Kurtulmuş, dünyada devletlerle örgütler arasında çatışmanın bitirildiği çözüm süreçlerine ortalama 6-7 yılda, bazılarının ise daha uzun bir sürede gelindiğini kaydetti.

Kurtulmuş, şöyle konuştu:

"Türkiye inanın ki bir yılı aşmadan oraya gelmiş oldu ve çok şükür parlamentoda bu konuyla ilgili bir komisyonun oluşması, bu komisyonun da partilerden biri hariç hepsinin ortak iradesiyle oluşması fevkalade değerlidir. Şimdi geldiğimiz noktada Daha dikkatli, daha titiz olmamız gereken bir sürece girdiğimizi açıklıkla ifade etmek istiyorum. Bu süreci 'olsun' diye isteyenler gibi 'olmasın' diye de kenarda, köşede bekleyenler var. Onun için dikkatli olacağız. Herkes kullandığı dile dikkat etmek zorundadır. Karşımızdakini gelinen bu noktada incitmemek, yanlış, hatalı bir şey söylememek için herkes diline dikkat etmelidir. Türkiye 86 milyonun hepsini kapsayan bir büyük çatının adıdır. Dolayısıyla sözümüzü sadece kendi siyasal alanımıza değil, Türkiye'nin bütününe söyleyeceğiz. Bu süreç zor bir süreçtir. Bu sürecin başarılı olabilmesi için altın anahtar, altın oran diye bir şey varsa o da Kürt'ün hukukunu, onurunu, Türk'ün de gururunu koruyabilmektir. Bu dengeyi sağlayabildiğimiz takdirde, yani bu memlekette Kürt diyecek ki 'Evet benim hakkım, hukukum, onurum korunuyor, insan olmaktan gelen haklarım ortaya konuluyor."

"KARDEŞLİĞİ HUSUMETİN YERİNE KOYMAK DURUMUNDAYIZ"

Esenlik için kardeşlik hukukunun sağlam bir şekilde ortaya konulması, bunun için de güçlü demokratik mekanizmaların kurulmasının şart olduğuna işaret eden Kurtulmuş, Türkiye'nin demokraside çoğu ülke ile kıyaslanmayacak ölçüde bir olgunluğa sahip olduğunu vurguladı.

Kurtulmuş, "Bu millet milli iradenin ortadan kaldırıldığı her ortamda mücadelesini vermiş, darbelerin sonuçlarını bile kendi bireyleriyle düzeltmiştir. Böylesine önemli bir demokrasi birikimine sahibiz. Eğer bugün bölgemizdeki birçok ülkede temsiliyet, demokratik katılım olsaydı, insanların fikirlerini ifade edebileceği özgürlük alanları sağlam bir şekilde kurulmuş olsaydı en yakın komşularımız başta olmak üzere Suriye, Irak, Libya gibi ülkelerde yaşanmış olan bu kadar büyük bölünmeler, büyük hadiseler yaşanmaz, onlarca yıl kaybolmazdı dolayısıyla kardeşlik hukukunun mutlaka güçlü bir demokrasi ile beslenmesi, ortak bir gönül bağıyla ve mutabakatla pekiştirilmesi şarttır." dedi.

Hep beraber bu alanlara yoğunlaşacaklarını dile getiren Kurtulmuş, üzerlerindeki bu önemli sorumluluğu yerine getireceklerini kaydetti.

Geçmişin acıları üzerinden yeni tartışma alanları oluşturulmaması gerektiğini vurgulayan Kurtulmuş, "Ateş düştüğü yeri yakar. Burada analar, şehit analarını dinledik. Acılı anaları dinledik Ankara'da. Hiçbir ananın acısını bir başkasının yeterince hissetmesi, hiçbir babanın hissetmesi mümkün değildir belki ama şunu yapabiliriz acıları yarıştırmak yerine başkalarının acısını anlayabilmek, onun için empati yapabilmek ve o acıyı yüreğimizde hissederek gerektiğinde o acının yükü ile ağlayabilmek durumundayız." diye konuştu.

Kurtulmuş, bir daha acıların yaşanmaması için geleceğe baktıklarını dile getirdi.

"İçimizde farklı siyasi partilere, farklı görüşlere karşı bir rekabet duygusu olabilir, bunu anlarım ama hiçbir rekabet ülkemizin yurttaşları arasında bir husumet duygusunu körüklememelidir. Onun için bu anlamda kardeşliği husumetin yerine koymak durumundayız." diyen Kurtulmuş, sürecin bir pazarlık meselesi olmadığını kaydetti.

Kurtulmuş, şöyle konuştu:

"Bu, bir al ver meselesi değildir. Herhangi bir şekilde iki farklı ülke arasında ya da iki farklı ülkenin insanları arasında bir alışveriş, bir pazarlık meselesi de değil tam tersine bir pazarlıkla tabir edilemeyecek kadar önemli bir mesele. Bu sürecin ana fikrini oluşturan şey ortaklaşmadır. Yani siyasi ve fikri olarak Türkiye'de tam manasıyla hukukun, adaletin ve barışın sağlanabilmesi için ortak bir noktaya gelmektir. Bir başka meselemiz ise ideolojik saplantılar değil ortak geleceği nasıl inşa edeceğiz bilinci üzerinden konuşmak ve hareket etmektir. İdeolojik saplantılarla, ideolojik saplantıların labirentlerinde dolaşarak bir yol alınamayacağını 50 senedir gördük. İdeolojik saplantıların labirentlerinde dolaştığınız zaman orasının bir çıkmaz olduğunu tecrübe ile hep birlikte denedik dolayısıyla onları bir tarafa bırakarak ortak bir geleceği nasıl inşa edebiliriz, böylesine muhteşem bir Diyarbakır'ı sözgelimi daha güçlü Orta Doğu'nun merkez şehirlerinden biri haline nasıl getirebiliriz? Bir başka önemli mesele ise tek tipleştirmeyi değil farklılıkları zenginlik vesilesi olarak görmek ve bunu içselleştirmek durumundayız."

Komisyon çalışmalarının belli bir noktaya geldiğini belirten Kurtulmuş, "Her bir siyasi parti kendi çevresinde bu sürecin Türkiye'ye getireceklerini, bu sürecin niçin Türkiye'nin devamı, bekası, ülkenin, milletin selameti için şart olduğunu anlatması lazım. Böyle olursa hep beraber bu süreç 86 milyonun sahiplendiği fevkalade önemli bir siyasi başarı olur." dedi.

"BURADAN BİR TÜRKİYE MODELİ ORTAYA ÇIKACAKTIR"

Bu sefer mutlaka başaracaklarını vurgulayan Kurtulmuş, hep beraber güçlü bir Türkiye'nin çok daha güçlü hale gelmesi için mücadeleyi sürdüreceklerini söyledi.

Kurtulmuş, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Kendisine güvenen, birbirine güvenen ve yaslanan Türkiye, Türk'ü ve Kürt'ü ile bütün unsurlarıyla Orta Doğu'nun teminatıdır. 'Terörsüz Türkiye' terörsüz bir bölge demektir. Dünyanın hemen hemen her yerini dolaşıyoruz, herkesin gözünü dikip baktığı yer Türkiye'dir. 50 yılımızı alan bu meseleyi tarihin tozlu raflarına atmamız lazım. Bu işi başarıyla tamamlarsak ki inancım tamdır, buradan bir Türkiye modeli ortaya çıkacaktır. Dünyanın birçok yerinde çatışma çözümleri üzerinde çalışanlar başka ülkelere bakıp ne yaptıklarını değil, Türkiye'nin bu işi nasıl başardığını konuşacak ve Allah'ın izniyle de bundan ilham alacaklardır."

"TÜM ÇABAMIZ SÜRECİN 'TÜRKİYE YÜZYILI' HEDEFLERİMİZLE MÜTENASİP BİR ŞEKİLDE NİHAYETE ERMESİDİR."

Diyarbakır Valisi Murat Zorluoğlu, "Medeniyetler Şehri" Diyarbakır'ın bugün yine tarihi günlerinden birini yaşadığını belirterek, geçmişinden bugüne taşıdığı eşsiz kültürel mirasıyla Diyarbakır'ın önümüzdeki yıllarda ülkenin büyümesine, kalkınmasına ve refahına çok daha fazla katkı yapabilecek bir potansiyele sahip olduğunu söyledi.

Diyarbakır önemli bir tarım şehri olduğunu dile getiren Zorluoğlu, kentte 4,5 milyon dönüm sulanabilir tarım arazisi bulunduğunu belirtti.

Zorluoğlu, bu arazinin 1,5 milyon dönümünün sulandığını anlatarak, devam eden başta Silvan Projesi olmak üzere önemli sulama projelerinin tamamlanmasıyla bu 3 milyon dönümlük sulanamayan arazinin de sulanabilir hale büyük oranda geleceğini ifade etti.

Bu sayede kentte tarımsal üretiminin 2-3 kat artacağını, sadece tarım sektöründe ilave 400-500 bin kişilik istihdam oluşacağını belirterek, şunları kaydetti:

"Şehrimizde sanayi de hızla gelişiyor. Şu anda kentte 4 organize sanayi bölgemiz var. Ayrıca dört de küçük sanayi sitesi mevcut. 2017 yılında 7 bin 500 kişinin istihdam edildiği Diyarbakır OSB'de bugün 22 binin üzerinde insanımız ekmek parasını kazanmaktadır. Mevcut OSB'lerimizin genişleme taleplerinin Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızca karşılanması ve bu altyapı yatırımlarının da süratle tamamlanması şehrimiz adına önemli olacaktır. Diyarbakır için bir başka gelişme alanı da turizm sektörüdür. Mardin, Diyarbakır ve Şanlıurfa olarak altın üçgen Mezopotamya'nın bereketli toprakları turizm anlamında çok büyük bir sıçrama yapacaktır. Bu bakımdan hem kamu sektörünün hem de özel sektörün Diyarbakır'da turizm yatırımlarına ağırlık vermesini özendiriyoruz. Diyarbakır'ın kalkınmaya dönük yatırımlarla ilgili önemli projelerle birlikte sosyal içerikli yatırımlara da, projelere de çok ihtiyacı vardır. Son 40 yılda yaşanan terör hadiseleri şehrin toplumsal yapısında ciddi kırılganlıklar oluşturdu. O nedenle başta çocuklar, gençler ve kadınlar olmak üzere bilhassa hassas toplumsal kesimlere yönelik sosyal yaraları tedavi edecek kırılganlıklar onaracak ve şehri adeta rehabilite edecek çok sayıda kapsamlı ve uzun vadeli projelere, sosyal içerikli projelere ağırlık verilmesi gerektiği kanaatindeyim."

"Terörsüz Türkiye" sürecinin ülke için olduğu kadar Diyarbakır için de tarihi fırsatları içinde barındırdığını dile getiren Zorluoğlu, "Tüm çabamız, temennimiz ve duamız bu sürecin güçlü, müreffeh ve kalkınmış Türkiye hedeflerimizle 'Türkiye Yüzyılı' hedeflerimizle mütenasip bir şekilde nihayete ermesidir." ifadesini kullandı.

"ACILARI İÇİMİZE GÖMECEĞİZ, GELECEĞE BİRLİKTE YÜRÜYECEĞİZ"

AK Parti Diyarbakır Milletvekili Mehmet Galip Ensarioğlu ise çok önemli ve hayırlı bir süreçten geçtiklerini belirtti.

Bu süreçte TBMM Başkanı Kurtulmuş başkanlığındaki heyeti Diyarbakır'da ağırlamaktan onur duyduklarını ifade eden Ensarioğlu, Diyarbakır'ın binlerce yıllık tarihiyle çok önemli bir merkez olduğunu, birçok farklı kültürün, etnik grupların ve inançların kentte bir arada hoşgörü içinde yaşadığını vurguladı.

"Terörsüz Türkiye" sürecine umutla başladıklarını dile getiren Ensarioğlu, bu kez başarmaktan başka yolun olmadığını kaydetti.

Ensarioğlu, şöyle konutu:

"Bu bin yıllık kardeşlik sloganımız sadece bir slogan değil, gerçek bir bin yıllık kardeşlikti ama geçen yüzyılda bu kardeşliğin ciddi sıkıntılar yaşadığını, sarsıntılar geçirdiğini hep beraber müşahede ettik. 41 yıllık çatışmalı sürece son vereceğiz inşallah. Birçok acılar yaşadık ve bu acıları bir sonraki yüzyıla taşımamak için 'Türkiye Yüzyılı' diyoruz. Bu bir paradigma değişikliğidir. Sarsılan bu kardeşliği hep birlikte inşa edeceğiz. Acıları içimize gömeceğiz, geleceğe birlikte yürüyeceğiz. Bu sadece Türkiye ile sınırlı kalmayacak. Sınırlarımızın ötesinde Suriye, Irak, İran ve hatta bütün Orta Doğu'ya inşallah bu model barış getirecektir. Onun için sadece bizim için değil bu coğrafya için çok kıymetli bir sürecin eşiğindeyiz."

"BUGÜNÜ ÇOK ANLAMLI VE KIYMETLİ BULMAKTAYIZ"

Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Serra Bucak Küçük de bugün son derece onurlu ve kendileri için umut verici bir buluşma gerçekleştirdiklerini söyledi.

Kurtulmuş'un Dicle Üniversitesinin 2025-2026 Akademik Yıl Açılışı'nda yaptığı konuşmanın çok anlamlı ve çok kıymetli olduğunu belirten Küçük, "Diyarbakır için kıymetli olan şey bölge halkı için ve Türkiye için de son derece önemli ve kıymetli. Bir yıldır demokrasi ve barışa giden yoldaki bir süreç ilerlerken ve komisyon çalışmaları bizlere aktarılırken bizler de yerelde kentlerimizde çalışmalar yürütürken bu barışın bu demokratikleşme sürecinin pozitif bir nihayete ermesini talep eden, yürekten isteyen kişiler olarak elbette bugünü çok anlamlı ve kıymetli bulmaktayız. 26 yıl sonra Diyarbakır'da bir Meclis başkanının bu kadar kapsayıcı, güzel, katılımlı, çoğulcu bir buluşmayı gerçekleştirmesi elbette barışa ve demokrasiye olan özlemimizi ve inancımızı da arttırıyor ve pekiştiriyor." dedi.

"Bildiğiniz gibi ülkemizin yaşamış olduğu zorlu koşullar, çatışmalı dönemler, baskı dönemleri, anti-demokratik uygulamaların olduğu dönemler ve elbette bugün bu süreçleri ardımızda bırakan ama bu süreçlerle temelde helalleşmek, yüzleşmek isteyen de bir akla sahibiz hep birlikte." diyen Küçük, bu buluşmanın çok verimli geçeceğine inandığını belirtti.

Toplantı daha sonra basına kapalı devam etti.


Etiketler:
numan kurtulmuş kendine güvenen türkiye orta doğu teminat