MHP Lideri Bahçeli'den ''Terörsüz Türkiye'' kararlılığı: Terör bitsin de sonumuz darağacı olsun

Partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 'Türkiye'miz tarihi bir eşiktedir. Hiçbir başarı, hiçbir gelişme zahmetsiz olamaz. Yeter ki Türkiye ve Türk milleti barış, huzur ve sükunet bulsun, yeter ki terör hayatımızdan kalıcı olarak sökülüp atılsın, bizim sonumuz da varsın darağacı olsun.' ifadelerini kullandı.
TBMM (AA) - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Terörsüz Türkiye hedefine cephe açan düzenbaz, fitnebaz ve madrabaz siyaset cambazlarının haysiyetlerindeki zaafı, hüviyetlerindeki zayıflığı görüyor, bunların alayının beş para etmez ciğerini yakından biliyoruz." dedi.
Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda, MHP'nin saha çalışmalarını sürdürdüğünü, 24 Ekim'de başlattıkları "Hayırlı günler komşum ziyaretleri" ile "Derdin derdimizdir" sohbet toplantılarını yurt genelinde devam ettirdiklerini belirtti.
Devlet Bahçeli, 23 Kasım itibarıyla 81 il ve 953 ilçeyi kapsayan 9 bin 95 programla muazzam bir performansın gösterildiğini bildirerek, "dava arkadaşlarının" insan üstü bir emek sarf ettiğini söyledi.
MHP Kurucu Genel Başkanı merhum Alparslan Türkeş'in doğumunun 108. yıl dönümü olduğunu anımsatan Bahçeli, "Çok şükür, merhum Türkeş Bey'in iki emaneti, Milliyetçi Hareket Partisi ve Ülkü Ocakları emin ve ehil ellerdedir. Kaldı ki layıkıyla temsil edilmektedir." diye konuştu.

Türkeş'in bir ülkü etrafında toplanmak için kendilerine liderlik ettiğini, yol gösterdiğini, ömrünü Türklük ve Türkiye ülküsüne adadığını vurgulayan Bahçeli, "Başbuğumuz Alparslan Türkeş Bey'e ve ebediyete intikal etmiş bütün dava arkadaşlarıma Cenabıallah'tan rahmetler diliyorum." ifadesini kullandı.
Türkiye'nin ve milletin tarihi bir eşikte olduğunu dile getiren Bahçeli, hiçbir başarı, gelişme, fetih veya fecir vuslatının külfetsiz ve zahmetsiz olmadığını belirtti.
Bahçeli, Türkiye'nin bir yandan yeni yüzyılı barış, huzur ve kardeşlikle ihata etmenin mücadelesini sürdürürken diğer yandan hareket halindeki cehalet, dalalet ve melanetle biteviye meşgul edildiğini belirterek, şöyle konuştu:

"Bunun yürek yaralayan, iç karartan, moral ve motivasyon erozyonuna yol açan pek çok misali vardır ve bütün yönleriyle karşımızdadır. Bir kaşık suda fırtına koparan seciyesiz ve seviyesiz zihniyetlerin Türkiye'nin önünü kesme faaliyetleri dikkatle tefrik ve tefsir edildiğinde ne demek istediğim kolaylıkla anlaşılabilecektir. Siyasi hayatları boyunca devamlı istasyon değiştirerek ne kemiksiz menfaat düşkünü olduklarını belgeleyenler fitnenin silahına sarılmışlardır. Terörsüz Türkiye hedefine cephe açan düzenbaz, fitnebaz ve madrabaz siyaset cambazlarının haysiyetlerindeki zaafı, hüviyetlerindeki zayıflığı görüyor, bunların alayının beş para etmez ciğerini yakından biliyoruz."

- "DİLEĞİM, ATANAMAYAN TEK BİR ÖĞRETMENİMİZİN KALMAMASI"
24 Kasım Öğretmenler Günü'nü kutlayan, öğretmenleri "medeniyet meşalesi, aydınlık geleceğin mimarları" olarak nitelendiren Bahçeli, "Her öğretmen dünyadır, muhteremdir, kemali edeple hatırlanmalı ve maruz kaldığı sosyal, mesleki ve ekonomik sorunları birer birer çözülmelidir." dedi.

Bahçeli, mutsuz, umutsuz ve huzursuz öğretmenin, kaygılı ve aklı karışmış nesillerin hazırlayıcısı olacağına dikkati çekerek, şunları söyledi:
"Yeni yüzyılda öğretmenlerimizin acil ihtiyaçlarını karşılayacak, onların yüzünü güldürecek, muhannete muhtaçlıklarını bertaraf edecek, öğrenen ile öğreten arasındaki bağı güçlendirecek kararlı adımların atılması gerekmektedir. Ümidim ve dileğim, atanamayan tek bir öğretmenimizin dahi kalmamasıdır. 2023 KPSS sonuçlarına göre, ilk 20 bine giren ve atanmaya hak kazanan, ne var ki mülakatlarda elenen 1611 öğretmen adayımızın haklarının iadesi, bu suretle ilave kontenjan tahsisinin ifası 2024 KPSS'de yüksek başarı gösterip dereceye giren, ancak kısıtlı kontenjanlar sebebiyle ataması yapılamayan öğretmen adaylarımıza ek kontenjan hakkı tanınması, 2025 Akademi Giriş Sınavı sonuçlarına göre sadece 10 bin kadro ihdas edilmesinin mağduriyetlere yol açmasından mütevellit bu sayının artırılması ayrıca 14 aylık akademi eğitiminin uzunluğu dikkate alındığında bu eğitim süresinin makul sınırlara çekilmesi teklif ve temennilerimizden bir kısmıdır.

Türkiye'de okul öncesi eğitim, ilköğretim ve ortaöğretim düzeyinde yaklaşık 19 milyona yakın öğrencimiz bulunmaktadır. Bunun yanı sıra 208 yükseköğretim kurumunda 6 milyon 800 bin gencimiz öğrenim görmektedir. Bu çarpıcı gerçekten anlaşılacağı üzere, Türkiye'nin sahip olduğu öğrenci kapasitesi pek çok ülkenin toplam nüfusundan daha fazladır. Bu bizim aynı zamanda doğru alanlara, doğru vasıtalarla, milli ve manevi temelde temerküz edecek sağlam ve sağlıklı politikalarla yönlendirilmeyi bekleyen muazzam bir potansiyele işaret etmektedir. Gördüğümüz kadarıyla şu anda görevini başarıyla yürüten Milli Eğitim Bakanımız ve Bakanlık personeli fedakarlıkla çalışmalarına devam etmektedir ve desteğimiz tamdır."
- "CUMHUR İTTİFAKI BUNU BAŞARMAYA MUKTEDİRDİR"
Bahçeli, 2024-2025 eğitim öğretim yılında 1 milyon 34 bin 564 öğretmenin görev yaptığını, bu eğitim kadrosunun temel meselelerini ele almanın, ortadan kaldırmanın herkesin ortak sorumluluğu olduğunu vurguladı.
Öğretmenlerin çözülmeyen sorunlarının milletin geleceğinde ağır bir bedel olacağını bildiren Bahçeli, şöyle konuştu:

"Bugün, hangi gerekçeyle olursa olsun onlardan esirgeyeceğimiz imkanların yarın karşımıza çıkacak toplumsal faturası çok daha ağır olacak, geleceğimiz, 'huzursuz öğretmen, eğitimsiz öğrenci, bocalayan ülke' döngüsünden maalesef kurtulamayacaktır. Bu itibarla ülkemizin önüne koyduğu hedeflere ulaşabilmesinin yolu, hızı ve kalitesi, öğretim kadrosunun niteliği ve huzuru ile doğrudan ilişkilidir. Ne kadar ileri eğitim sistemi getirdiğimizi ileri sürsek de eğitimi ne kadar geliştirdiğimizi iddia etsek de onu uygulayacak olan öncelikle öğretim kadrolarımızdır. Bu görevin özellikle büyük fedakarlık gerektiren bir sanat ve şefkat yönü de vardır, bu niteliklerin eksikliği bütün sistemi ister istemez tahrip edecektir.
Geldiğimiz aşama ümit ve memnuniyet verici olsa da, daha iyisini yapmak ve daha fazlasına ulaşmak elimizdedir. Nitekim Cumhur İttifakı bunu başarmaya muktedirdir. MHP ve Cumhur İttifakı her zaman, her daim öğretmenlerimizin yanında olacaktır. 1928'de Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Millet Mektepleri Başöğretmenliği unvanını kabul ettiği gün olan 24 Kasım Öğretmenler Günü münasebetiyle, bütün öğretmenlerimizi kutluyor, en içten sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Başöğretmen Atatürk'e, 1917 yılında Irak cephesinde ilk şehit öğretmenimiz Abdülkerim Usta'dan, 2022 yılında Gaziantep Karkamış'ta şehit olan Ayşenur Alkan'a kadar, bugüne kadar şehit düşen 192 öğretmenimize, ayrıca ebediyete irtihal eden öğretmenlerimize Allah'tan rahmetler niyaz ediyorum."
Bahçeli, emeklilik günlerini yaşayan öğretmenlere uzun ve sağlıklı bir ömür, aktif olarak mesleğini sürdürenlere ise başarılar diledi.
Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin kendi içine kapanarak, kabuğuna sığınarak, küresel ve bölgesel gelişmeleri yedek kulübesinden izleyerek yeni yüzyıla istikamet çizemeyeceğini belirtti.
Hep bir adım önde olmanın, dünyayı Türkçe okumanın, başkent Ankara merkezli politik dinamiklere sıkı sıkıya bağlanmanın vazgeçilmez değer ve önemde olduğuna işaret eden Bahçeli, "Asıl mesele değişen dünyaya edilgen bir şekilde ayak uydurmak değil, yeni bir dünya mimarisinin taşıyıcı fikir ve kuvvesiyle öne çıkmak, öncü rol oynamaktır. Bunu söylerken müessir referansım muhteşem tarih müktesebatımızdır." değerlendirmesinde bulundu.
Tarih şuurundan yoksun kişi ve toplumların kendilerini, ancak bir vasıta, bir alet, bir gölge, nasıl ortaya çıktıklarını bilmeyen bir parça sanacaklarını belirten Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bundan dolayı da kendi varlıklarının devamını, hatta mutluluklarını başka yerlerde, başka milletlerin coğrafyalarında arayacaklardır. Bizim böylesine ne bir arayışımız ne de bir düşüncemiz vardır. Bugün yaşadığımız an, yüzyıllar boyunca sürmüş mücadelelerin, heyecanla ve bedel ödeyerek çizilmiş olan haritaların, yeni bir geleceğe açılan kapısıdır. Bundan mülhem diyebilirim ki tarih sadece keşfolunan ve yalnızca seyredilen kuru olaylar resmigeçidi değil, aynı zamanda önümüze konan ve bir bakıma hala tekemmül etmemiş yaşayan bir hayattır. Bizi köksüzlükten kurtarıp, ebediyete akıp giden coşkun bir nehre dönüştüren, aynı kaderi paylaşan diğer milletlerin arasında bize varlığımızı duyuran sahip olduğumuz tarih şuurudur.
İstikbali, istiklalimizden zerre kadar taviz vermeden planlayıp hayata geçirmemiz için de tarih şuuruna çok ihtiyacımız vardır. Tarih şuurunun eksikliğinden dolayı, gelişmelerin değerlendirmesini ve sağlıklı analizini yapamayan muhalefet zihniyeti, her müspet gelişmeyi karalayarak daha demokrat olacağını sanma gafletine düşmüştür. Tarihten ders ve sonuç yerine, husumet çıkaranların mazide kalan vakaları bilmediklerinden ya da fark edemediklerinden olsa gerektir ki bugünkü benzerlikleri de göremedikleri ortadadır."
- "BÖLÜCÜLÜĞÜN KAYNAĞI KURUYOR, BUNDAN KORKUYORLAR"
Geçtiğimiz yüzyılın başlarında, Balkanlar'da yaşanan acı ve talihsiz olayların bugün içinde bulunulan dönemle büyük benzerlikler gösterdiğini vurgulayan Bahçeli, "Dünün çetin, birbirinden acı olayları sonucunda, topraklarımız elimizden çıkmadı mı, sınırlarımız gerilemedi mi?" sorusunu yöneltti.

MHP Genel Başkanı Bahçeli, şunları kaydetti:
"Ne zaman birlik ve beraberliğimizi kaybettiysek, ne zaman birbirimize düştüysek bunun vahim sonuçlarına katlanmadık mı? Balkanlar'ı kaybettiysek bunun yegane nedeni birbirimize girmemiz, birbirimizden kopmamızdır. Çanakkale'den tutun da ta Milli Mücadele'ye varıncaya kadar neyi kazanmışsak, neyi başarmışsak, hangi zaferlere imza atmışsak milli birlik ve kardeşliğimizin muazzez iradesiyle olmadı mı? Üzerimizde oynanan oyunlara, aramıza sokulmak istenen fitnelere rağmen, al bayrağımızı yükseltmedik mi? İstiklal onurumuzu yüceltmedik mi?
Aziz milletimizin tekmil nefer ve fertleri, doğudan batıya, kuzeyden güneye kenetlenerek, düşman postallarıyla çiğnenen vatanımızı şehit kanlarıyla yıkayarak temizledi mi? İstiyorlar ki birbirimize küselim ve birbirimizden kopalım. Bekliyorlar ki evlatlarımızın bayrağa sarılı tabutlarını omuzlarda taşıyalım. Diyorlar ki analarımız ağlasın, nasılsa ağlayanlar onlardan değil. Diliyorlar ki eşkıya dağlarımızda gezsin, fidan gibi kınalı kuzularımız toprağın kara koynuna girsin. Tahakkümün zincirleri kırılıyor, bundan ürküyorlar. Bölücülüğün kaynağı kuruyor, bundan korkuyorlar. Terörün bitişiyle eşzamanlı olarak barış ve huzur kuşağının iç cephemizi saracak olmasından da aşırı derecede rahatsızlık duyuyorlar. Türk ile Kürt'ü düşman etmek üzerine kurulmuş 1,5 asırlık Emperyalist komplo yerle yeksan ediliyor, bundan dolayı uyuşmuş vicdanlarıyla son kozlarını oynuyorlar."

- "YETER Kİ TERÖR HAYATIMIZDAN KALICI OLARAK SÖKÜLÜP ATILSIN"
Bahçeli, tarih boyunca, "yurduna alçakları uğratmamak uğruna göğüslerini siper eden" bütün şehitlerle övündüklerini aktaran, hiç kimsenin şehitler üzerinden istismar parantezi açmaya kalkışmaması gerektiğini dile getirdi.
Türk milletinin bağımsız ve onurlu yaşaması için, bir gül bahçesine girercesine kara toprağa giren kahramanlara minnet duyduğunu belirten Bahçeli, "Hiç kimse minnet duygumuzla boy ölçüşmeye yeltenmesin. 'Terörsüz Türkiye', Türk milletinin ve Türk devletinin tavizsiz kararıdır. Bu karar ve kararlılığı sekteye uğratmaya, sabote etmeye hiçbir hayasız hamakat ve hamaset siyasetçinin takati yetmeyecektir." ifadesini kullandı.
Prof.Dr. Ahmet Süheyl Ünver'in, "Bu beni alakadar etmez dediğiniz gün bu ülkeye en büyük suikastı yapmış olursunuz. Aksini vatana ve millete hizmet sayarım" sözlerini hatırlatan Bahçeli, "Türkiye'nin terörden arınması ve arındırılması beni alakadar etmez" diyenlerin alayının birden suikastçı olduğunu söyledi.

Devlet Bahçeli, konuşmasına şöyle devam etti:
"Neymiş, bizi yargılayacaklarmış. Neymiş, bizden hesap soracaklarmış. Neymiş, anayasa ve kanunlara göre suç işliyormuşuz. Siz yargılasanız yargılasanız çantacı pespayeliğinizi ve cukka düşkünlüğünüzü yargılarsınız. Bakınız, şu yaşımda mertçe ve dürüstçe haykırıyorum, yeter ki Türkiye ve Türk milleti barış, huzur ve sükunet bulsun, yeter ki terör hayatımızdan kalıcı olarak sökülüp atılsın; bizim sonumuz da varsın darağacı olsun. Biz korkuyu korkutalı çok oldu. Bizim sahte korkuluklara eyvallah ettiğimiz de hiç duyulmadı, hiç görülmedi.
Kurt izine karışmış çakal izinin sahte meydan okumalarına aldırış etseydik ya ülkümüzden ya da ülkemizden çoktan şüpheye düşerdik. Kurdun takip edeceği yine kurttur, kimin kemik peşinde koşacağının cevabını verecek olanlar da bellidir. Şüphe istisna, güven asıldır. Bizim tarafımız asil Türk milletinin yeridir. 'Terörsüz Türkiye' hedefinin en ciddi muhataplarından birisi İmralı'dır. TBMM'de kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nun geçtiğimiz cuma günü İmralı'ya gitmek üzere nitelikli çoğunlukla aldığı karar, bu karar doğrultusunda MHP, AK Parti ve DEM Parti'den birer milletvekilinin adaya gitmesi tarihi bir gelişmedir. Bu vesileyle Genel Başkan Yardımcımız ve İstanbul Milletvekilimiz Sayın Feti Yıldız ile diğer milletvekillerimize yürekten teşekkür ediyorum."

- "KÖTÜ NİYETLİ, ŞAİBELİ BİR MUHALEFET ZİHNİYETİNİN NE YAPTIĞINA BAKMIYORUZ"
CHP ve komisyonda bulunan diğer partilerin İmralı'ya gitmekten sarfınazar ettiğine dikkati çeken Bahçeli, "Varsın etsinler, hiç sorun değil, ondan bundan medet umarak 'Terörsüz Türkiye' hedefini takip etmiş olsaydık, onun bunun ağzının içine bakarak izin ve icazet arasaydık böylesi ağır bir sorunu bırakınız konuşmayı, yerimizden bile kıpırdayamazdık." görüşünü paylaştı.
Korkarak yaşayanların yalnızca hayatı seyredenler olduğunu vurgulayan Bahçeli, şu değerlendirmede bulundu:

"Biz seyirci değiliz, hayatın yönünü değiştirme iradesi taşıyan zamanın ve zeminin müşahidi Milliyetçi Ülkücü hareketiz. Cesaret zafere, kararsızlık tehlikeye, korkaklık felakete götürür. Yüreğimizle, gönlümüzle 'Terörsüz Türkiye'nin yanındayız. Tarihe, ecdada, şehitlere ve bayrağa sahip çıkmak, ortak geleceği kucaklamak, milli değerler etrafında birleşmek, Türkiye'nin onurunu muhafaza etmek, milli birliği, milli kimliği ve milli devleti korumak, bin yıllık kardeşliği yaşamak ve yaşatmak amacıyla 'Terörsüz Türkiye'nin sonuna kadar müdafaasındayız.
Siyasi, ahlaki ve vicdanı hiçbir ölçü tanımayan, ilkesi, iradesi ve heyecanı olmayan, yalan, riya ve istismardan başka sermayesi kalmayan, yolsuzluk, hırsızlık ve soygun çamuruna batmış, sorunlara başka başkentlerden bakan, başarısız, kötü niyetli, şaibeli bir muhalefet zihniyetinin ne yaptığına, ne söylediğine bakmıyoruz. Kalemi kiralanmış sözde yazarlara, üniversite zeminini kullanmaya çalışan fırsatçı mihraklara, siparişle sonuç çıkartan araştırma şirketlerine, güdümlü rapor üreten sözde düşünce kuruluşlarına, ecdadımıza hakaret eden kadrolu sahte aydınlara, menfaat bağı ile göbeklerinden bağlanmış medya kanallarına, sözde sivil toplum işbirlikçilerine, ekranlarda, manşetlerde, sütunlarda, kürsülerde boy gösteren bu şer cephesinin ortak paydasında kim varsa alayına birden teslim olursak, taviz verirsek, diyorum ki, kanımız kurusun. Bizim çağrımız, zedelenen, aşağılanan, hor görülen milli onurun çağrısıdır. Bizim çağrımız, 'Terörsüz Türkiye'nin, yeni yüzyılda hüküm veren, hükümran olacak Türk milletinin çağrısıdır. Nihayet bizim çağrımız Türkiye'nin kurtuluş çağrısıdır."
Geçmişte yaşanan her şeyin geride kaldığını belirten Bahçeli, "Hayat devam etmekte ve ileriye doğru hızla ilerlemektedir. Bu nedenle geriye takılıp kalmak bizleri ileriye götürmeyecektir. Ancak bu, kusurlarımızı ve yanlışlarımızı örtmek demek de değildir. Ne var ki, hedeflerimiz geriye doğru değil, ileriye doğrudur. Gelecekte neler yapabileceğimizin arayışları şimdi önümüzdedir." diye konuştu.

- "KÜRT VE TÜRK OLARAK TEK BİR SES, TEK BİR NEFES OLACAĞIZ"
Bahçeli, mücadelelerinin, milleti esas alan büyük bir birlik ve birleşme mücadelesi olduğunu vurgulayarak, aynı zamanda vatanı temel alan büyük bir kucaklaşma ve kaynaşma mücadelesi verdiklerinin altını çizdi.
MHP Genel Başkanı Bahçeli, şu görüşleri aktardı:
"Bu kapsamda gün her zamankinden daha fazla birlik ve dayanışma günüdür. Elbette gündelik yaşayış ve yaklaşımlarınızda bir elin parmakları gibi ayrı ayrı düşüncelerimiz olabilir. Ancak eğer konu ülkemizin ali çıkarlarıysa bir yumruk gibi sıkılı olmaktan başka bir seçenek de tanımayız. Eğer mevzubahis olan Türkiye ise ayrıyı gayrıyı bir kenara bırakıp birleşmek zorundayız.
Bozgunculara, yıkıcılara fırsat vermeyeceğiz. İstismarcılara itibar etmeyeceğiz. Tahrik ve tertiplere ihtimam göstermeyeceğiz. Birlik olup kucaklaşacağız. Kürt ve Türk olarak tek bir ses, tek bir nefes olacağız. Türkiye'mizi ve aziz milletimizi çağların ötesine taşıyabilmemizin başka bir yolu ve yöntemi olmadığını aklımızdan çıkarmayacağız. Hepimiz bunu başaracak azim ve inanca sahibiz. Gün, kısır tartışmaların günü değildir. Gün birleşme, bütünleşme, saflarımızı sıkılaştırma günüdür. Hakikati arayan, hakkın peşinden giden hiç kimse gürültüye kulak asmaz, yalan ve dedikoduya itibar etmez."

İsrail'in bölgedeki soykırım ve şiddete dayalı provokasyonlarına dikkati çeken Bahçeli, 10 Ekim ateşkes kararının inatla ihlal edildiğine vurgu yaptı.
Devlet Bahçeli, şu ifadelere yer verdi:
"Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşı, ABD Başkanı'nın hazırladığı 28 maddelik planıyla sözde sona erdirme çabaları, mücavir coğrafyalardaki kutuplaşma ve kamplaşmadaki sertlik, yeni bir küresel çatışma denkleminin kurulma çalışmaları bize iç cephemizi sağlam esaslara bağlamayı mecburi kılmaktadır. Biriz, beraberiz, kardeşiz, hep birlikte Türk milletiyiz. Türk-Kürt kardeştir, araya giren, bozgunculuğa heveslenen kim varsa kamburdur, kalleştir, kanser hücresidir, kahrolmaya mahkumdur. Terörün her türlüsünü reddetmenin, defetmenin ve imha etmenin sonsuz kararlılığındayız. Türk milletinin vatan sevgisiyle dolu göğsü, düşmanların lanetlenmeye layık ihtirasları karşısında daima çelikten bir duvar gibi yükselecektir."
- Popüler Haberler -
#CANLI | Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan net mesaj: En ön safta yer alacağım
Balıklı Rum Hastanesi'nde sahte muayene çetesi! 3 zanlı tutuklandı
Dolmabahçe-Levazım tüneli projesi 7 yıldır durdu, vatandaşlar isyan ediyor
İP Genel Merkezi'nde istifa depremi: Merkez parti olma iddiamız bitti
Bakan Tunç, CHP'li vekile ağzının payını verdi: Siz ne yaptınız?
BOTAŞ hızlı müdahale etti: Zonguldak'a doğal gaz akışı tekrar başladı



