İBB'nin vaatleri atık suyla denize karıştı! AK Partili Erol: Marmara alarm veriyor

İBB Meclisi'nde arıtma tesislerinden denize arıtılmadan bırakılan atık su skandalı ve bunun çevreye yönelik tehlikeleri İBB Meclisi'nin gündemine oturdu. İSKİ'ye kesilen milyonluk cezalar ve yapılmayan tesislere değinen AK Parti Meclis Üyesi Özlem Erol, “Marmara ölüyor” dedi.
İBB Meclisi haziran ayı toplantılarının üçüncü oturumu, Meclis 2. Başkanvekili Gökhan Gümüşdağ başkanlığında Saraçhane'deki belediye binasında yapıldı.
Mecliste soru önergesi için söz alan AK Parti'li Meclis Üyesi Özlem Erol, geçen ay İSKİ'nin Ambarlı İleri Biyolojik Atık Su Arıtma Tesisi'nden Marmara Denizi'ne arıtılmamış suların deşarj edilmesinin gündeme geldiğini, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ekiplerince yapılan incelemede atık suların bir kısmının arıtılmadan denize deşarj edildiğinin tespit edildiğini ve ilgili tesise 3 milyon 343 bin 688 lira idari para cezası uygulandığını söyledi.
Bu durumun kendilerine, Üsküdar'daki Kuleli Askeri Lisesi önünden Marmara Denizi'ne evsel atık su deşarj edilmesi sonrası ekiplerce İSKİ'ye 2 milyon 674 bin 708 lira ceza uygulamasını hatırlattığını kaydeden Erol, "Marmara Denizi, 'Kirleniyorum.' diye feryat ediyor. 'Bu konuyla ilgili acilen yeni bir eylem planı oluşturulmalı ve tüm atık sular ileri biyolojik arıtma sistemleriyle arıtılmalıdır.' diye defalarca uyarmış, sizlere yeni ileri biyolojik arıtma tesislerinin ivedilikle yapılması gerektiğini hatırlatmıştık." dedi.
Tüm uyarılara rağmen mevcut arıtma tesislerinin arıtılmamış suları Marmara Denizi'ne deşarj ettiğini aktaran Erol, "Atık su arıtma tesislerinde bizim bilmediğimiz bir işletme problemi mi var? Yoksa işletmeler yeterince kontrol edilmiyor mu? İSKİ'de faturalara yapılan onca zamma rağmen arıtma tesislerinin işletilmesindeki aksaklıklar neden hala giderilmemektedir? Tadilat ve bakım çalışmaları neden ertelenmektedir?" sorularını yöneltti.
Erol ayrıca atık su arıtma tesislerinin kapasitesinin 6 milyon 163 bin 265 metreküp/gün olduğunu, İstanbul'daki 90 atık su arıtma tesisinde toplam atık suyun yaklaşık yüzde 43'lük kısmının sadece ön arıtmadan geçirilerek Marmara Denizi'ne deşarj edildiğini, İstanbul'da geri kazanılan atık su miktarının bütün atık suların sadece yüzde 1,78'i kadar olduğunu ve geri kalan atık suyun deşarj edildiğini anlattı.
Azot ve fosfor gibi önemli kirleticileri arıtma kabiliyetine sahip gelişmiş ileri arıtma sistemleri kapasitesinin kentte oluşan atık suların tamamını arıtacak büyüklükte olmadığına ve İstanbul'daki atık su yönetiminde gerekli önlemlerin alınmaması durumunda can çekişen Marmara Denizi'nde canlı yaşamının tümüyle yok olacağına dikkati çeken Erol, önergesinde şu sorulara yer verdi:
"Temel atmama töreni ile iptal edilen, Silahtarağa gibi daha önceden yapımı planlanmış olan tesisin yerine yeni bir tesis yapılmadığı gibi yapım sözü verilmiş olan Kadıköy, Üsküdar, Maltepe, Beykoz ileri biyolojik atık su arıtma tesislerinin yapımına da başlanmamıştır. Marmara Denizi ve İstanbulluların sağlığı için çok elzem olan bu tesislerin yapımına ne zaman başlanacaktır? 2012'de yapılan bir çalışmayla Ayazağa ile Sarıyer Çayırbaşı arasında 5 kilometre uzunluğunda, 2,2 metre çapında tünel yapılmış ve deniz suyu 21 metre derinlikten Ayazağı Deresi'ne pompa ile aktarılarak günde 260 bin metreküp Boğaz suyu Haliç'e akmış ve Haliç'in suyu bir yılda 3 kez yenilenecek şekilde bir proje ile Haliç temizlenmiştir. Şu anda ne yazık ki Kağıthane Deresi'ne deniz suyu beslemesinin kesildiği gibi atık su deşarj edildiği görüntüleri gelmektedir. Haliç'i ve çevresini koku problemleri ile tekrar karşı karşıya getireceğini bile bile Kağıthane Deresi'nden yapılan deniz suyu beslemesi neden kesilmiştir? Kağıthane Deresi'ne neden atık su deşarjı yapılmaktadır."
Mecliste yapılan oylamada soru önergesi oy birliğiyle kabul edildi.
BEYLİKDÜZÜ'NDE DENİZE ATIK SU BIRAKILMASINA İLİŞKİN SORU ÖNERGESİ
AK Parti'li Meclis Üyesi Özden Bilgiş, Beylikdüzü Sahili'nde, İSKİ'ye ait boru hattından denize doğrudan atık su bırakıldığını, bu durumun hem çevre kirliliğine hem de dayanılmaz kokuya neden olduğunu ve bölge sakinleri ile işletmelerin tepkisini çektiğini dile getirdi.
İSKİ'nin 2021'de Beylikdüzü Belediyesine gönderdiği bir raporda, bölgedeki tünel ve şaft bacası yakınlarında zehirli ve patlayıcı gaz riski nedeniyle yapılaşmaya izin verilmemesi gerektiğinin açıkça belirtildiğini anımsatan Bilgiş, "Ancak buna rağmen hem işletmelere ruhsat verildiği hem de vatandaşların kullanımına açık plaj alanları oluşturulduğu iddia edilmektedir. Bu ihmal, yalnızca çevre kirliliği değil, can güvenliği açısından da büyük risk barındırmaktadır." dedi.
Bilgiş, bu bağlamda, "İSKİ'nin 2021'de Beylikdüzü Belediyesine gönderdiği ve bölgede tesis yapılmaması gerektiğini belirten bir rapor mevcut mudur? Bu raporda değişik içerikte atık su taşıyan sistemlerde zehirli ve patlayıcı gaz oluşabileceği uyarısı yapılmışsa neden bu alanda vatandaşların kullandığı plaj hala açıktır, neden tam boru hattının üzerinde işletmelere izin verilmiştir? Söz konusu bölgede can ve mal güvenliğini sağlamak adına bir önlem almayı düşünüyor musunuz? Varsa, bu önlemler ne zaman hayata geçirilecektir?" sorularını yöneltti.
Yapılan oylamada, soru önergesi oy birliğiyle kabul edildi.
- Popüler Haberler -

Ekrem İmamoğlu'nun kara kutusu Soytekin konuştu! “Yurt dışına kaçış” planı çöktü

AFAD'dan deprem duyurusu: Hatay ve çevresi sallandı

İBB çocuk kreşlerine göz dikti: Belediye batınca çözümü zamda aradı

Avrupa'nın 1 numarası yine Türkiye'den! İstanbul Havalimanı rekor kırdı

TBMM Başkanı Kurtulmuş, Türkiye'nin NATO Daimi Temsilciliğini ziyaret etti

Hatay'da 7. kura sevinci: Cumhurbaşkanı Erdoğan'a teşekkür ettiler
