Bakan Fidan: Son 15 yılda Suriye sahasında tarihin en zorlu sınavlarından birini verdik

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, "Geriye dönüp baktığımızda, son 15 yılda Suriye sahasında tarihin en zorlu sınavlarından birini verdik. Bunun siyasi ve ekonomik maliyetini ödedik; ancak insanlık onurundan taviz vermedik" dedi.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Dışişleri Bakanlığı tarafından 'Barış, İstikrar ve Refah Üreten Dış Politika' temasıyla düzenlenen 16'ncı Büyükelçiler Konferansı'nın açılış konuşmasını gerçekleştirdi.
Fidan, konuşmasında, Türkiye'nin krizler karşısında edilgen bir izleyici değil, stratejik hamleleriyle süreçleri şekillendiren bir aktör olduğunu ifade ederek, sahada atılan adımların, bölgesel ve küresel denklemde somut yansımaların görüldüğünü ve görmeye devam edildiğini aktardı.

"VİZYONER BİR BAKIŞ AÇISIYLA DÜNYAYI OKUMA PRATİĞİ GELİŞTİRMEK ZORUNDAYIZ"
Günümüzde ticaret, finans, enerji, teknoloji ve göç gibi alanların birer hibrit savaş unsuruna dönüştüğünü dile getiren Fidan, "Günümüzün diplomat profili, muhtelif alanlarda stratejik hakimiyet gerektirmektedir. Bir başka deyişle, günümüz dünyasında diplomat esasen çok yönlü bir stratejist olmak durumundadır. Bu anlayışla, uzun erimli ve vizyoner bir bakış açısıyla dünyayı okuma pratiği geliştirmek zorundayız" dedi.

"TÜRKİYE'NİN HER DAİM SÖYLEYECEK ÖZGÜN BİR SÖZÜ, MASAYA KOYACAK KENDİ DOKTRİNİ OLACAKTIR"
Türk dış politikasının vizyonuna değinen ve Türkiye eksenli, bağımsız ve milli bir vizyonun esas olduğunu kaydeden Fidan, "360 derece perspektifiyle yürüttüğümüz dış politikamız, işte bu güçlü vizyonun hem mimarı hem de taşıyıcısıdır. Cumhurbaşkanımızın bizlere istikametini çizdiği, 'Türkiye Yüzyılı' hedefiyle; yakın coğrafyasında güvenlik ve refah üreten, Bölgesel ve küresel düzeyde 'düzen kurucu'' rolünü pekiştiren, Uluslararası ticarette pazar payını ve rekabetçiliğini artırmış ve uluslararası sisteme kendi özgün siyasi ve kültürel katkısını sunabilen, saygın ve lider bir Türkiye inşa ediyoruz. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde işte bu güçlü Türkiye vizyonumuzu sahada somut icraata dönüştürmek için yoğun çaba sarf ediyoruz. Bugün Ortadoğu'dan Balkanlar'a, Afrika'dan Orta Asya'ya Türkiye'nin tutumunun kurulan denklemlerde dikkate alınması, bir 'Türkiye Vizyonundan' bahsedilmesi tesadüf değildir. Bu, gece gündüz demeden sebatla çalışan Hariciye teşkilatımızın ve arkanızdaki güçlü siyasi iradenin eseridir. Bizim zihnimizdeki Türk dış politikası tasavvuru nettir; Türk diplomasisi zaman ve mesafe tanımaz. Ufkumuzun sınırları yoktur. Şiarımız ise şudur; gerek uluslararası düzenle, gerek bölgesel krizlerle, gerekse insanlığın geleceğiyle ilgili her konuda; Türkiye'nin her daim söyleyecek özgün bir sözü, masaya koyacak kendi doktrini olacaktır" değerlendirmesinde bulundu.

"FİLİSTİN HAKKINDA BATI BAŞKENTLERİNDE DAHİ İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM KABUL GÖRÜYORSA TÜRK DİPLOMASİSİNİN PAYI BÜYÜKTÜR"
Bütüncül kapasite ve stratejik akılla, küresel vicdanı ve bölgesel istikrarı sınayan en kritik cephelerde bilfiil seferber halinde olduklarını söyleyen Bakan Fidan, "7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze'de yaşananlar, tüm insanlık tarihine kara bir leke olarak geçmiş, ancak aynı zamanda bir uyanışa vesile olmuştur. Gazze'de İsrail'in işlediği soykırım karşısında, küresel vicdanın sesi olduk. Filistin meselesinde en başından beri izlediğimiz ilkeli tutum, ateşkesin sağlanmasında başat rol oynadı. Çabalarımız uluslararası kamuoyları nezdinde büyük yankı buldu. Artık Batı başkentlerinde dahi iki devletli çözüm kabul görüyorsa, bunda Türk diplomasisinin ısrarlı ve ilkeli duruşunun payı büyüktür. Bugün geldiğimiz noktada, Filistin'de kalıcı barış için önümüzde halen uzun bir yol var. Bu bilinçle, iki devletli çözüm vizyonunu hayata geçirmek için sabırla ve kararlılıkla çalışmaya devam edeceğiz" dedi.

"RUSYA-UKRAYNA SAVAŞINDA İSTANBUL, HALEN TARAFLARIN BİR ARAYA GELEBİLDİĞİ YEGANE PLATFORM OLMA ÖZELLİĞİNİ KORUMAKTADIR"
Bölgenin karşılaştığı en çetin sınavlardan biri olan Rusya-Ukrayna savaşının dördüncü yılının geride kaldığına dikkati çeken Fidan, "Savaşın başladığı ilk günden bu yana, ilkemiz net oldu; 'savaşın kazananı, adil bir barışın ise kaybedeni olmaz.' Bu inançla, savaşın diplomasi masasında sona ermesi için en yoğun gayreti gösteren ülke biz olduk. İstanbul, halen tarafların teknik düzeyde bir araya gelebildiği ve barışın parametrelerini tartışabildiği yegâne platform olma özelliğini korumaktadır" diye konuştu.

"SON 15 YILDA SURİYE SAHASINDA TARİHİN EN ZORLU SINAVLARINDAN BİRİNİ VERDİK"
Esad rejiminin devrilmesinin yıl dönümünde Fidan, Suriye'nin Türk diplomasisinin tarihin doğru tarafında durduğunu ve alnının akıyla çıktığını gösteren bir başka örnek olduğunu kaydederek, "Geriye dönüp baktığımızda, son 15 yılda Suriye sahasında tarihin en zorlu sınavlarından birini verdik. Bunun siyasi ve ekonomik maliyetini ödedik; ancak insanlık onurundan taviz vermedik. Bu süreçte yalnız bırakıldığımız, birçok ülkenin terör örgütleriyle taktiksel işbirliklerine girdiği dönemler oldu. Ancak biz rotamızdan şaşmadık. Ve nihayetinde tarih kendi hükmünü verdi. 8 Aralık 2024, Suriye halkı için yeni bir umut sayfasının açıldığı bir milat oldu. Ancak Suriye'de işimiz aslında yeni başlıyor. Biz inanıyoruz ki; dış müdahalelerden arınmış, istikrarlı bir Suriye, bölgemiz için büyük bir artı değer olacaktır. Türkiye, bu süreçte dost ve kardeş Suriye halkının yanında olmaya kararlılıkla devam edecektir" açıklamasında bulundu.

"ANKARA'DA DÜZENLENECEK NATO ZİRVESİ, İTTİFAKIMIZIN BİRLİĞİ VE DAYANIŞMASI BAKIMINDAN TARİHİ BİR BULUŞMA OLACAKTIR"
Türk dünyasında da yeni bir dayanışma çağını inşa ettiklerini dile getiren Fidan, sözlerine şöyle devam etti:
"Türk Devletleri Teşkilatı'nın Dönem Başkanlığı'nı, 2026 yılında ülkemizde düzenleyeceğimiz zirveyle Azerbaycan'dan devralacağız. İslam İşbirliği Teşkilatı Dışişleri Bakanları Konseyi Dönem Başkanlığını halen yürütmekteyiz. Özellikle Filistin meselesi bağlamında, İslam âleminin ortak vicdanını harekete geçirmek için yoğun mesai harcıyoruz. Elbette, halihazırda üyesi olduğumuz uluslararası kuruluşlarda da etkin ve yönlendirici roller üstleniyoruz. Birleşmiş Milletler'de mazlumların sesi olmaya devam ediyoruz. BM Genel Güvenlik Konseyi'nin reform ihtiyacını en yüksek seviyede dile getiriyoruz. Karadeniz'den Balkanlar'a, Afrika Boynuzu'ndan Güney Asya'ya, arabuluculuk ve kolaylaştırıcılık alanında dünyanın önde gelen ülkelerinden biriyiz. AGİT bağlamında, teşkilatın yeniden işlevsel hale getirilmesini destekliyoruz. Bugün de aramızda bulunan Büyükelçi Feridun Sinirlioğlu'nun AGİT Genel Sekreterliği görevine seçilmesi, Türk diplomasisinin yetiştirdiği kadroların uluslararası camiada ulaştığı itibarı göstermektedir. NATO ittifakındaki konumumuz ise hiç şüphesiz hayati önemdedir. 2026 yılında NATO Zirvesi'ne ev sahipliği yapacağız. Ankara'da düzenlenecek Zirve, Soğuk Savaş sonrasındaki en büyük dönüşümlerden birini yaşayan İttifakımızın birliği ve dayanışması bakımından tarihî bir buluşma olacaktır. Bu tarihi Zirve'nin hazırlıklarını titizlikle yürütüyoruz."
- Popüler Haberler -
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan net mesaj: Nefret siyasetine prim vermeyeceğiz
Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı sona erdi
Mehmet Akif Ersoy'un uyuşturucu testi pozitif çıktı
Dışişleri Bakanı Fidan, Katarlı mevkidaşı Al Sani ile telefonda Gazze Barış Planı'nı görüştü
Marakeş'te gençlerden demokrasi, barış ve gelecek için birlik mesajı
Cumhurbaşkanı Erdoğan "Hanuka Bayramı"nı kutladı



