TürkMedya'dan Finans Zirvesi! Halkbank Genel Müdürü Arslan madde madde sıraladı: Ekonominin dayanıklılığı artırıldı

Dönüşen Ekonomide Finansal İstikrar, Dijitalleşme ve Sürdürülebilirlik" konusunun masaya yatırıldığı TürkMedya Finans Zirvesi 2025 gerçekleştirildi.

24 TV ve 24 TV YouTube kanalında canlı yayınlanan zirveye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ve Cumhurbaşkanlığı Yatırım ve Finans Ofisi Başkanı A. Burak Dağlıoğlu'na da yer aldığı kamu, finans, iş dünyasından üst düzey yöneticiler ve sektörün tüm paydaşları katıldı.

"TÜRKMEDYA'YA TEŞEKKÜR EDİYOR, ŞÜKRANLARIMI SUNUYORUM"

Türk finans dünyasının önemli buluşmalarından biri hâline gelen TürkMedya Finans Zirvesi'ndeki katılımcıları İstanbul Finans Merkezi Halkbank Kuleleri'nde yeniden ağırlamaktan büyük memnuniyet duyduklarını söyleyen Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan, burada konuşmasında, "Bu değerli organizasyonu koordine eden TürkMedya'ya teşekkür ediyor, sektörümüz için ufuk açıcı değerlendirmelere imkân sağlayacak buluşmamıza katılımlarınız için her birinize şükranlarımı sunuyorum." dedi.

Ekonomi yönetiminin çalışmalarını kararlılıkla yürüttüğüne değinen Halkbank Genel Müdürü Arslan konuşmasında, "2025 yılı, küresel piyasalarda oynaklığın arttığı ve merkez bankalarının ihtiyatlı yaklaşımını koruduğu bir yıl olarak kayıtlara geçmiştir. Ekonomi Yönetimimiz, küresel ekonomideki bu tabloyu dikkate alarak ekonomi programını kararlılıkla uygulamaktadır. 2026–2028 dönemini kapsayan Orta Vadeli Program'da yer alan "Makroekonomik İstikrar ve Reform" programı planlandığı şekilde ilerlemektedir. Bu bağlamda; Kur Korumalı Mevduat (KKM) ürününden büyük oranda çıkış sağlanmış, sürdürülebilir cari denge yolunda önemli bir mesafe kat edilmiş, Merkez Bankamızın döviz rezervleri rekor seviyelere ulaşmış, mali disiplin anlayışı güçlendirilmiş, dezenflasyon eğilimi sürdürülmüş ve ekonominin dayanıklılığı artırılmıştır." ifadelerini kullandı.

"TÜRK BANKACILIK SEKTÖRÜ KABİLİYETİNİ ORTAYA KOYDU"

Orta Vadeli Program (OVP) hakkında konuşan Arslan açıklamasında, "Orta Vadeli Programın sunduğu öngörülebilirlik hem piyasalar hem de yatırım ortamı açısından güven artırıcı bir etki oluşturmaktadır. Bu çerçevede; bankacılık sektörü, risklerini daha sağlıklı izleyebilmekte ve bilanço yönetimini daha sürdürülebilir şekilde gerçekleştirebilmektedir. Türk bankacılık sektörü, bu dönemde uluslararası likidite koşullarına uyum sağlama kabiliyetini güçlü biçimde ortaya koymuştur. Sıkı para politikası ortamında; fonlama stratejilerinin dengeli yönetilmesi, likidite tamponlarının güçlendirilmesi ve risklerin temkinli şekilde ele alınması sektöre esneklik kazandırmıştır. Merkez Bankamız tarafından uygulanan kredi politikaları, kaynakların daha seçici alanlara yönlendirilmesini sağlamakta ve kredilerin daha fazla "üretim, yatırım, istihdam ve ihracata" aktarılmasını mümkün kılmaktadır. Bu bağlamda; yılın ilk üç çeyreğinde bankacılık sektörü selektif kredi politikasının da desteğiyle toplam aktiflerini enflasyonun üzerinde büyütmeyi başarmıştır. Kredilerin dağılımı ise bu kredi politikaları ile uyumlu olup, Orta Vadeli Program'ın önceliklerine göre şekillenmektedir." ifadelerine yer verdi.

Nakdi kredilerdeki değişimlere de değinen Arslan, "Eylül ayı BDDK verilerine göre; sektörün nakdi kredileri 9 ayda %32 artarak 21 trilyon TL'yi aşarken, aynı dönemde sektörün aktif büyüklüğü %33 artışla yaklaşık 44 trilyon TL seviyesine ulaşmıştır. Nakdi kredilerin %76'sı ticari kredi, %24'ü bireysel kredi niteliğindedir. KOBİ kredilerinin payı ise %26 seviyesindedir. Bireysel krediler hariç KOBİ kredilerinin payı da %34'ler seviyesindedir. Finansal koşullardaki sıkılığa rağmen bankacılık sektörü etkin risk yönetimi sayesinde varlık kalitesindeki riskleri kontrol altına almayı başarmıştır. Pandemi döneminde %5'leri (%5,3) aşan Tahsili Gecikmiş Alacak rasyosu (NPL), bu dönemde %2'nin biraz üzerinde (%2,3) seyretmektedir. Bankaların tahsili gecikmiş alacaklarının %75'ini karşılayacak düzeyde karşılık ayırmış olması ise bankaların risk yönetimini ihtiyatlı şekilde gerçekleştirdiğini açıkça göstermektedir." dedi.

"BANKACILIK SEKTÖRÜ POTANSİYELİNİ GÖSTERDİ"

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) faiz indirimi hakkında konuşan Halkbank Genel Müdürü Arslan açıklamasında, "TCMB'nin faiz indirimleriyle azalan TL finansman maliyetlerinin NPL girişlerini sınırlaması ve risk primindeki düşüşün bilançolara destek vermesi beklenmektedir. Bankacılık sektörü, %18,55 seviyesindeki Sermaye Yeterlilik Oranı ile güçlü bir sermaye yapısına sahip olup; yaklaşık %151 ile güçlü bir Likidite Karşılama Oranı (Yasal Sınır: %100) ve %83 seviyesindeki Kredi-Mevduat Rasyosu, aktif büyümesi için potansiyel bir alan bulunduğunu göstermektedir. Bu göstergeler, sektörün 2025'te sermaye yeterliliği, aktif kalitesi ve likidite yönetiminde sağlam bir performans sergilediğini ortaya koymaktadır.