Eğitim-Sen'den LGBT propagandası! Bakan Tekin'den açıklama: Bu konu adli ve hukuki açıdan suç teşkil ediyor

Eğitim-Sen skandal bir çağrıya imza atarak sendikaya bağlı öğretmenler tarafından okullarda 'toplumsal cinsiyet eşitliği' adı altında LGBT propagandası yapılacağını duyurdu. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin sendikanın "müfredat dışı ders işlenecek" iddiasına ilişkin "Bu konu adli ve hukuki açıdan suç teşkil ediyor. Konuyu ilgili yargı mercilerine şikayet ederek gerekli işlemleri yürüteceğiz" dedi.
Eğitim-Sen skandal bir çağrıya imza atarak sendikaya bağlı öğretmenler tarafından okullarda 'toplumsal cinsiyet eşitliği' adı altında LGBT propagandası yapılacağını duyurdu. MEB, skandal karara sert tepki gösterdi. Milli Eğitim Bakanlığı, "Eğitim öğretim kurumlarımızda, Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığımızca onaylanan müfredat dışında herhangi bir konunun ders içeriği olarak belirlenmesi veya okutulması mümkün değildir." açıklamasında bulundu. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, bir sendikanın "müfredat dışı ders işlenecek" iddiasına ilişkin "Bu konu adli ve hukuki açıdan suç teşkil ediyor. Konuyu ilgili yargı mercilerine şikayet ederek gerekli işlemleri yürüteceğiz" dedi.

Sendikanın skandal LGBT propagandasına MEB'den tepki gecikmedi! "Okutulması mümkün değildir"
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, İstanbul Beyoğlu Refia Övüç Olgunlaşma Enstitüsünce üretilen eserlere ilişkin bilgi aldı ve sergiyi inceledi.
Sergi sonrasında, bir sendikanın "müfredat dışı ders işlenecek" iddiasının sorulması üzerine Bakan Tekin, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bir hukuk devleti olduğunu söyledi.
Devletlerin en temel vasfının temel hak ve hürriyetleri güvence altına alması olduğunu, temel hak ve hürriyetlerin bütün vatandaşlar için güvence altına alındığını ve bu temel hak ve hürriyetler içerisinde sendikal özgürlükler gibi toplu kullanabilecek özgürlüklerin de olduğunu dile getirdi.
Tekin, Anayasa'nın bütün temel hak ve hürriyetleri güvence altına aldığını ve bütün uluslararası metinlerin, temel hak ve hürriyetlerin kullanılması ile ilgili ortak sınırlama ilkesini kabul ettiğini kaydetti.
Bir başkasının temel hak ve hürriyetinin ihlal edilmemesinin de temel ilkeleri olduğuna işaret eden Tekin, şunları ifade etti:
"Yarıyıl tatiline girdiğimiz haftada iki sendika bu anlamda 'sendikalı özgürlükler' başlığı altında olduğunu iddia ettikleri bir eylem yaptılar. Çocuklarımızın eğitim öğretim görme hakkını elinden aldılar ve bir gün okula gitmediler. Bu sendikal özgürlüklerle açıklanabilecek bir durum değil. Sendikal özgürlüklerinizi kullanırken bir başkasının, yani çocuklarımızın, evlatlarımızın eğitim öğretim hakkını engelleyici nitelikte kullanmamak gerekir. Kendilerini o gün uyarmıştım. 'Bu konular devam ettiği taktirde, biz Bakanlık olarak gerekli işlemleri yapacağız. Hukuki, adli ve idari açıdan süreçleri yürüteceğiz demiştim. Bugün toplumsal anlamda infial uyandırabilecek, toplumun temel referans değerleri ile asla örtüşmeyen eylemlerin içerisine girdi bu sendikalardan bir tanesi.
Bu, Anayasa'mızda güvence altına alınan, Türk toplumunun temel dinamiğinin aile olduğu ilkesi, temel hak ve hürriyetlerin kullanılmasına ilişkin ilkesi, Anayasa'mızda güvence altına alınan eğitim öğretim hakkının kullanılmasına ilişkin ilke ile ailenin korunmasına ilişkin ilkelerle ve sendikal özgürlüklerle asla bağdaşmayacak bir biçimde kullanılmaktadır. Bu şekilde davranan kişiler, Anayasa'mıza, Milli Eğitim Temel Kanunu ve diğer kanunlarımız olmak üzere bütün mevzuata ısrarla aykırı davranmayı kendilerine ilke edinmiş durumdalar. Bunu yaparken sendikal özgürlüklerin veya sendikal örgütlenme hakkının toplumdaki algısını olumsuz etkileyecek eylemler içerisine girdikleri de açık."
Tekin, bu durumun, sendikal özgürlüklerin özünün yanlış anlaşılacak şekilde kullanılarak, toplumda farklı algılara sebebiyet verdiğini belirterek, "Bu, sendikal hakların özüne ilişkin ciddi bir ihlaldir. Bu açıdan sabah bir basın açıklamasıyla bütün arkadaşlarımızı uyardım. Bu, bir özgürlük olarak tanımlanabilecek bir şey değildir. İnsanlar özgürlüklerini başka ortamlarda ifade edebilirler ama kendilerine emanet edilmiş çocuklar ve çocuklarımızı emanet ettiğimiz öğretmenlerimizin, velilerin asla tasvip etmeyeceği ideolojik, art niyetli ifadelerle karşı karşıya bırakılması, alenen temel hak ve hürriyetlerin kötüye kullanılması anlamına gelir." dedi.
Bakanlık olarak uyarılarda bulunduklarını anımsatan Tekin, okulların kendilerine emanet edilen çocuklara, toplumun arzu etmediği "ders" adı altında sunulacak konuların okutulmasının, bir disiplin işlemi ve disiplin hukuku konusu olacağını ve gerekli disiplin işlemlerinin yürütüleceğini söylediklerini vurguladı.
Bakan Tekin, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sürecin adli kısmını Hukuk Hizmetleri Genel Müdürlüğümüz yürütecek. Bu konu, aynı zamanda adli açıdan ve hukuki açıdan bir suç teşkil ediyor. Konuyu ilgili yargı mercilerine şikayet ederek ve bunun 'sendikal özgürlük bağlamında değerlendirmeyeceğini' ifade ederek gerekli işlemleri yürüteceğiz. Bu, temel hak ve hürriyetlerin kullanılmasına ilişkin bütün evrensel ilkelere açıkça aykırıdır. Bu, temel hak ve hürriyetlerin kullanılmasına ilişkin bütün anayasal prensiplerimize aykırıdır ve aynı şekilde başta Milli Eğitimle ilgili mevzuatlarımız olmak üzere ailenin korunmasına ilişkin mevzuatımıza da aykırıdır. Bu hukuksuzluğa da Bakanlık olarak bizim göz yummamız mümkün değildir. Bize emanet edilen çocukların haklarını, hukuklarını korumakla mükellefiz. Bu konudaki yetkilerimizi, inisiyatifimizi de sonuna kadar kullanacağız."
- Popüler Haberler -

Milli Eğitim Bakanı Tekin'den özel okul ücretleriyle ilgili açıklama

Okullarda ikinci ara tatil ile Ramazan Bayramı birleşti: Öğrencilerin kaç gün tatil yapacağı belli oldu!

BİLSEM'e öğrenci seçiminde görev alanlara ek ders ücreti ödenecek

2024-TUS 2. Dönem uzmanlık dalı değişikliği tercihleri başladı

MEB, LGS başvuru ve uygulama kılavuzunu yayımladı!

MSÜ sonuçları açıklandı
