Küresel bina envanteri güncellendi! 2,75 milyar bina tek tek tespit edildi

Münih Teknik Üniversitesi öncülüğünde yürütülen GlobalBuildingAtlas projesiyle, dünya genelinde 2,75 milyar bina detaylı şekilde haritalandı. Uydu görüntüleri ve gelişmiş makine öğrenimi teknikleriyle oluşturulan bu kapsamlı veri seti, şehircilik ve afet yönetimi başta olmak üzere birçok alanda yeni bir dönemin kapılarını aralıyor.
Münih Teknik Üniversitesi'nden bir araştırma ekibi, GlobalBuildingAtlas adı verilen devrim niteliğindeki projeyle, dünya üzerindeki tüm binaları üç boyutlu olarak haritalamayı başardı. Altı yıl süren titiz bir çalışma sonucunda, 2,75 milyar binanın konumu, yüksekliği ve hacmi yüksek çözünürlüklü uydu görüntüleriyle tespit edilerek dijital ortama aktarıldı. Bu yeni harita, Dubai'deki gökdelenlerden Soria'daki ıssız bir kulübeye kadar, gezegenin en ücra köşelerindeki yapıları bile kapsayacak şekilde hazırlandı. Projede kullanılan gelişmiş makine öğrenimi algoritmaları sayesinde, yalnızca binaların yerleri değil, aynı zamanda hacimleri ve yükseklikleri de hassas biçimde ölçüldü. Böylece, şehir planlamasından afet yönetimine, enerji modellemesinden sosyal eşitsizliklerin tespitine kadar pek çok alanda kullanılabilecek benzersiz bir veri seti ortaya çıktı.

GlobalBuildingAtlas nasıl geliştirildi?
GlobalBuildingAtlas'ın temelinde, gezegenin tamamını kapsayan ve her biri 2019 yılına ait uydu görüntülerinden elde edilen 2,75 milyar bina poligonu bulunuyor. Araştırmacılar, PlanetScope adlı ticari uydu takımının sağladığı, yaklaşık üç metre piksel çözünürlüğüne sahip görüntülerden yararlandı. Bu görüntüler, dört farklı spektral bant içeriyor ve her piksel, gerçek araziyle tam olarak hizalanacak şekilde ortorektifiye edildi. Ekip, Dünya'yı küçük coğrafi parçalara ayırdı ve inşa edilmiş alanları tespit etmek için Global Urban Footprint adlı ürünü kullandı. 2019 yılına ait, çoğunlukla bulutsuz yaklaşık 800.000 sahne indirildi ve gerektiğinde 2018 verileriyle desteklendi. Bu devasa veri, en temiz ve güvenilir görüntüler seçilerek küresel bir mozaik haline getirildi.
Mozaik üzerinde binaları tespit edebilmek için, araştırmacılar derin öğrenme tabanlı sinir ağlarını devreye soktu. Öncelikle, mozaik küçük parçalara bölündü ve her bir parça, OpenStreetMap ile Çin'den alınan anotasyonlu bina verileriyle eşleştirildi. Bu eşleştirme, PlanetScope'un üç metrelik ızgarasına uygun şekilde rasterleştirildi. Kodlayıcı-çözücü mimarisine sahip derin bir ağ, binaları beyaz-siyah maske görüntüleriyle belirlemeyi öğrendi. Ancak, bu maskeler bitişik binaları birleştirme eğiliminde olduğundan, verinin temizlenmesi ve her yapının ayrı ayrı tanımlanabilmesi için ikinci bir düzenleme ağı eğitildi. Son aşamada, bu maskeler vektör poligonlarına dönüştürüldü ve yanlış pozitifleri ortadan kaldırmak amacıyla World Cover adlı küresel arazi örtüsü haritası ile filtrelendi.
Üçüncü boyut olan yükseklik verisi ise, hava tabanlı LiDAR (lazerle mesafe ölçümü) verilerinden elde edildi. Farklı gelişmiş ülkelerden toplanan LiDAR verileriyle, her hücrenin yerden yüksekliği ölçülerek normalleştirilmiş dijital yüzey modelleri (nDSM) oluşturuldu. Bu veriler, tek bir optik görüntüden yükseklik tahmini yapabilen bir sinir ağını eğitmek için "gerçek zemin" olarak kullanıldı. Model, PlanetScope mozaiklerini tarayarak, her piksel için üç metre çözünürlükte yükseklik tahmini yaptı ve bu tahminlerin belirsizlik oranını da hesapladı.
Son olarak, elde edilen 2D bina izleri ve yükseklik ızgarası, her bir bina için tutarlı bir üç boyutlu modelde birleştirildi. Farklı veri kaynaklarının homojen olmaması nedeniyle, araştırmacılar her idari bölge için "kaliteye dayalı birleştirme" yöntemi geliştirdi. Bu yöntemde, genellikle OpenStreetMap veya Google'ın Open Buildings veri seti ana kaynak olarak seçildi; Microsoft'un izleri, Doğu Asya'dan CLSM ve ekibin kendi otomatik poligonları ise tamamlayıcı kaynaklar olarak değerlendirildi. Her bölgede, ana kaynaktan gelen tüm binalar korunurken, eksik kalan yerlerde ikincil kaynaklardan binalar eklendi. Her binaya, izinin içindeki yükseklik ızgarasından maksimum değer atanarak, küresel LoD1 (Level of Detail 1) modeli oluşturuldu.
GlobalBuildingAtlas'ın sunduğu yeni olanaklar
Ortaya çıkan GlobalBuildingAtlas, insanlık tarihinin en kapsamlı bina haritası olma özelliğini taşıyor. Toplamda 2,75 milyar bina, yaklaşık 506.640 milyon metrekarelik bir alanı kaplıyor ve toplam hacim 2,85 trilyon metreküpe ulaşıyor. Bu rakamlar, Birleşmiş Milletler'in daha önceki yaklaşık 4 milyar bina tahmininin gerçeği olduğundan fazla yansıttığını gösteriyor. Asya kıtası, 1,22 milyar bina ve en büyük toplam hacimle listenin başında yer alırken, Afrika 540 milyon bina ile daha az yüzey ve hacme sahip. Afrika'daki yapıların büyük çoğunluğunu küçük ve tek katlı binalar oluşturuyor. Avrupa ve Kuzey Amerika'da ise bina sayısı Afrika'dan daha az olmasına rağmen, ortalama bina hacmi çok daha yüksek. Güney Amerika ise yükseklik ve hacim tahminlerinde en fazla hata payına sahip kıta olarak öne çıkıyor; bu durum, bölgedeki karmaşık yerleşim düzenleri ve yüksek yapıların modellemesinin zorluğuyla açıklanıyor.
Projenin baş araştırmacısı Prof. Xiaoxiang Zhu, GlobalBuildingAtlas'ın sunduğu üç boyutlu verinin, şehirlerin ve yerleşimlerin geleneksel iki boyutlu haritalardan çok daha gerçekçi ve doğru bir resmini ortaya koyduğunu vurguluyor. Zhu'ya göre, binaların yalnızca yerini değil, hacmini ve yüksekliğini de bilmek, kentsel gelişim ve yoksulluk gibi sosyal göstergelerin daha hassas ölçülmesini sağlıyor. Ekip, "kişi başına inşaat hacmi" adını verdikleri yeni bir küresel göstergeyle, toplam inşa edilen kütle ile nüfus arasındaki ilişkiyi ortaya koyuyor. Bu gösterge sayesinde, yalnızca üstten görünümle gizlenen konut ve altyapı eşitsizlikleri açığa çıkarılabiliyor.
GlobalBuildingAtlas'ın açık veri olarak sunulması, bilimsel araştırmalardan afet yönetimine kadar birçok alanda büyük ilgi görüyor. Alman Uzay Merkezi, bu verileri "Uluslararası Şart: Uzay ve Büyük Afetler" kapsamında kullanmayı planlıyor. Ayrıca, enerji talebi ve karbon emisyonlarının modellenmesi, konut, okul ve sağlık merkezi planlaması gibi alanlarda da GlobalBuildingAtlas'ın sağladığı detaylı üç boyutlu bina verilerinin önemli katkılar sunacağı belirtiliyor. Şehirlerin gelecekteki sıcaklık ve sel risklerine karşı daha dayanıklı, yeşil altyapılarla donatılması için de bu verilerden yararlanılması öngörülüyor.
Küresel bina haritasının toplumsal ve bilimsel etkileri
GlobalBuildingAtlas'ın oluşturulması, yalnızca teknik bir başarı değil, aynı zamanda toplumsal eşitsizliklerin ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin daha iyi anlaşılmasına olanak tanıyor. Birleşmiş Milletler'in Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi 11 kapsamında, şehirlerin nüfus artışına karşı yüzey alanına dayalı olarak değerlendirilmesinin ötesine geçilmesi gerektiği vurgulanıyor. Çünkü, yoğun ve düzensiz yapılaşmaya sahip bir mahalle ile iyi planlanmış çok katlı binalardan oluşan bir bölge, yüzey alanı açısından benzer görünebilir; ancak yaşam koşulları ve altyapı bakımından ciddi farklılıklar barındırır. GlobalBuildingAtlas'ın sunduğu üç boyutlu veri, bu tür farkların daha net tespit edilmesine olanak tanıyor.
"Kişi başına inşaat hacmi" göstergesi, özellikle konut ve kamu hizmetlerinin nüfusa oranla yetersiz kaldığı bölgelerin belirlenmesinde kritik bir rol oynayacak. Bu gösterge, şehirlerin ve kırsal alanların gerçek ihtiyaçlarını daha doğru biçimde anlamaya yardımcı oluyor. Ayrıca, afet yönetimi ve acil müdahale planlamasında, binaların hacmi ve yüksekliği gibi detaylar, risk analizlerinin daha sağlıklı yapılmasını sağlıyor. Enerji talebi ve karbon salımı gibi çevresel göstergelerin modellenmesinde de, üç boyutlu bina verileri önemli avantajlar sunuyor.
GlobalBuildingAtlas'ın açık veri olarak sunulması, şehir plancılarından afet yöneticilerine, enerji uzmanlarından sosyal bilimcilere kadar geniş bir kullanıcı kitlesine hitap ediyor. Bilim insanları, bu verilerin şehirlerin sürdürülebilirliğini artırmak, konut ve altyapı eşitsizliklerini azaltmak ve geleceğin şehirlerini daha yaşanabilir hale getirmek için kullanılabileceğini belirtiyor. Ayrıca, eğitim, sağlık ve ulaşım gibi kamu hizmetlerinin planlanmasında da, bu detaylı bina haritasının önemli bir referans noktası olacağı öngörülüyor.
Sonuç: GlobalBuildingAtlas ile şehircilikte yeni bir dönem
GlobalBuildingAtlas'ın ortaya koyduğu detaylı üç boyutlu bina haritası, şehircilik, afet yönetimi, enerji planlaması ve toplumsal eşitsizliklerin analizi gibi pek çok alanda devrim niteliğinde bir kaynak sunuyor. 2,75 milyar binanın konum, yükseklik ve hacim bilgilerinin bir araya getirilmesiyle oluşturulan bu benzersiz veri seti, şehirlerin ve yerleşimlerin daha iyi anlaşılmasını sağlıyor. Projenin açık veri olarak paylaşılması, bilimsel araştırmalar ve kamu politikalarının geliştirilmesinde yeni fırsatlar yaratıyor. GlobalBuildingAtlas, şehirlerin geleceğini şekillendirecek kararların alınmasında, daha adil ve sürdürülebilir bir dünya için önemli bir araç olarak öne çıkıyor.
- Popüler Haberler -
İsrail'in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı, İzzeddin el-Kassam'ın mezarını yıkma tehdidini yineledi
Bulgaristan Başbakanı istifa etti
Komşu zor durumda! Bakan Askeri: Türkiye ile birlikte çalışıyoruz
Asya ülkesine hava gücü takviyesi! ABD resmen onay verdi
Mısır ve İran'dan FIFA'ya Dünya Kupası'nda LGBT propagandası yapılmasın çağrısı
Paşinyan: Karabağ halkımıza da geri dönüşlerinin gerçekçi olmadığını söyledim



