ANASAYFA
TV PROGRAMLARI
PROGRAMLAR
YAYIN AKIŞI
CANLI YAYIN
24 RADYO
REKLAM
İLETİŞİM VE KÜNYE

Güneş sistemi evrenin içinde beklenenden çok daha hızlı hareket ediyor

Özkan Özcan - | Son Güncelleme Tarihi:
Güneş sistemi evrenin içinde beklenenden çok daha hızlı hareket ediyor

Bielefeld Üniversitesi'nden astrofizikçiler, radyo galaksilerinin yüksek hassasiyetli ölçümü aracılığıyla Güneş Sisteminin kozmosa göre hızını belirlediler. Elde edilen sonuçlar, modern kozmolojinin yerleşik standart modelinin merkezi varsayımlarını ciddi biçimde sorgulamaktadır.

Kapat

HABERİN DEVAMI

Evrenin her köşesinde hareket mevcuttur ve bu hareket, kozmoloji biliminin temel sorunsallarından birini oluşturmaktadır. Dünyamız, Güneş etrafındaki yörüngesinde saniyede yaklaşık otuz kilometre hızla ilerlemektedir. Güneş ve onunla birlikte tüm gezegen sistemi ise, Samanyolu galaksisinin merkezini saniyede yaklaşık iki yüz yirmi kilometre hızla karmaşık bir yörüngede dolanmaktadır. Bizim ana galaksimiz de oldukça hızlı bir şekilde kozmik uzayda ilerlemekte, Yerel Grup'un diğer üyeleriyle birlikte Shapley Süper Yığını'na doğru hareket etmektedir. Bu çok katmanlı hareket sistemi içinde, Güneş Sisteminin tüm kozmosa göre gerçek hızını ve yönünü belirlemek, bilim insanları için uzun yıllar boyunca bir zorluk olarak kalmıştır.

Güneş Sisteminin evren içindeki hızını hesaplamak için bilim insanları, her yerde bulunan kozmik mikrodalga arka plan radyasyonunu referans sistem olarak kullanmaktadırlar. Bu radyasyon, Büyük Patlama'nın kalıntısı olarak kabul edilir ve evrenin en temel referans noktasını temsil eder. Ancak bu referans sisteme göre hareket yönünü ve hızını belirlemek, çeşitli gözlemsel zorluklar nedeniyle oldukça karmaşık bir işlemdir. Bu ölçüm, modern kozmolojinin temel sınama taşlarından biri olarak değerlendirilmektedir, çünkü Güneş Sistemimizin evren içindeki yolculuğundaki hız ve yön, kozmosun yapısı ve gelişimi hakkında kritik bilgiler sunmaktadır.

Bielefeld Üniversitesi'nden devrim niteliğinde bulgu

Bielefeld Üniversitesi'nden astrofizikçi Lukas Böhme liderliğindeki araştırma ekibi, Güneş Sisteminin kozmik hızına ilişkin yeni ve çarpıcı sonuçlar ortaya koymuştur. Böhme'nin ilk yazarlığında Physical Review Letters dergisinde yayınlanan bu çalışma, Güneş Sisteminin seyahat hızına ilişkin şimdiye kadar kabul edilen değerleri tamamen sorgulamaktadır. Araştırmanın sonuçlarına göre, Güneş Sistemi mevcut kozmoloji modellerinin öngördüğünden üç kattan fazla hızlı hareket etmektedir. Böhme, bu bulguların standart kozmolojinin beklentileriyle açıkça çeliştiğini ve bilim insanlarını önceki varsayımları yeniden düşünmeye zorladığını belirtmiştir. Bu sonuç, kozmoloji alanında uzun yıllar boyunca kabul görmüş teorilerin temelini sarsacak nitelikte bir keşiftir.

Güneşin kozmik yapı içindeki hareketini belirlemek amacıyla, Böhme'nin ekibi radyo galaksilerinin dağılımını detaylı biçimde incelemiştir. Bu son derece uzak galaksiler, güçlü radyo dalgaları yayınlarlar ve bu dalgalar, radyo sinyalleri için de kullanılan çok uzun dalga boylu elektromanyetik radyasyondan oluşmaktadır. Radyo dalgalarının toz ve gazı penetre edebilme yeteneği, optik teleskoplara kapalı olan gözlemleri mümkün kılmakta ve böylece evrenin daha derinlikli incelenmesini sağlamaktadır.

Radyo galaksilerinin dağılımı ve ölçüm yöntemi

Ölçüm fikrinin temelinde, radyo galaksilerinin kozmosta eşit şekilde dağıldığı varsayımı yer almaktadır. Kozmosun içinde yolculuk ederken, hareket yönünde biraz daha fazla radyo galaksisi görülmesi beklenmektedir ve bu tutarsızlık, mikrodalga arka planına göre hız belirlemesi için bir temel olarak kullanılabilmektedir. Ancak bu etki son derece incelikli bir yapıya sahiptir ve yalnızca çok hassas gözlemlerle tespit edilebilmektedir. Araştırmacılar, bu hassas ölçümleri gerçekleştirmek için Avrupa çapında radyo teleskop ağı LOFAR (Düşük Frekans Dizisi) verilerini diğer iki radyo teleskopun görüntüleriyle birleştirmişlerdir.

Birlikte incelenen radyo verileri, gökyüzünün geniş bölümlerini ve 120 megahertzten dört gigaherza kadar olan geniş bir frekans aralığını kapsamaktadır. Bu kapsamlı veri seti sayesinde, ilk kez radyo galaksilerinin özellikle doğru bir şekilde sayılması mümkün olmuştur. Araştırma ekibi, bu analiz sürecinde yeni bir istatistiksel yöntem geliştirmiştir ve bu yöntem, radyo galaksilerinin birçoğunun birden fazla radyo kaynağından oluştuğu gerçeğini dikkate almaktadır. Bu metodolojik yenilik, ölçümlerin doğruluğunu önemli ölçüde artırmıştır.

Beklenenden 3,7 kat daha güçlü dipol

Yapılan ölçüm, radyo galaksilerinde belirgin bir dipol, yani eşitsiz bir dağılım tespit etmiştir. Ancak bu dipol, evrenin standart modelinin beklediğinden 3,7 kat daha güçlü bir şekilde ifade edilmektedir. Evrenin standart modeli, Büyük Patlama'dan bu yana kozmosun gelişimini tanımlamakta ve maddenin büyük ölçeklerde büyü ölçüde eşit şekilde dağıldığını varsaymaktadır. Elde edilen sonuçlar son derece anlamlı olmuştur ve toplamda 5,4 Sigma sapma ortaya çıkmıştır. Bu istatistiksel değer, doğa bilimlerinde bir etkinin güvenilir kanıtı olarak kabul edilen bir eşiktir.

Teoriye olan sapmalar, ekibin yaptığı analiz sonuçlarına göre, yalnızca ölçüm yanlışlıkları veya sistematik ölçüm hataları tarafından açıklanacak kadar büyük değildir. Bu bulgu, gözlenen olağan durumun gerçek ve anlamlı olduğunu göstermektedir. Kozmosun bu bölümünün ve onunla birlikte Güneş Sistemimizin neden bu kadar beklenmedik şekilde hızlı ilerlediği konusu belirsizdir. Görünüşe göre, bu bölge daha önce varsayıldığından daha güçlü yerçekimi etkilerine maruz kalmaktadır.

Kozmoloji modellerinin sınanması ve alternatif açıklamalar

Bu bulgular, kozmik evimizin ötesinde de önem taşımaktadır ve kozmoloji biliminin temel varsayımlarını sorgulamaktadır. Bielefeld Üniversitesi'nden kozmolog ve çalışmanın ortak yazarı Dominik Schwarz, Güneş Sistemimiz gerçekten bu kadar hızlı hareket ediyorsa, evrenin geniş ölçekli yapısı hakkındaki temel varsayımları sorgulaması gerektiğini belirtmiştir. Alternatif olarak, radyo galaksilerinin dağılımı kendisi, daha önce düşünülenden daha eşitsiz olabilir. Her iki durumda da, önceki kozmoloji modellerimiz ciddi bir sınama altındadır.

Yeni sonuçlar, kuasar hedef alınan önceki gözlemlerle desteklenmektedir. Kuasarlar, süper kütleli kara deliklerin maddeyi yuttuğu ve bunu yaparken muazzam enerji açığa çıkardığı son derece parlak galaksi merkezleridir. Karşılık gelen kızılötesi verilerde de aynı olağan etki görülmüştür. Bu bulgu, gözlenen sapmanın bir ölçüm hatası değil, evrenin gerçek bir özelliği olduğunu güçlü biçimde göstermektedir. Böylece, Güneş Sisteminin beklenenden daha hızlı hareket ettiği sonucu, birden fazla bağımsız gözlemsel yöntemle desteklenmiş olmaktadır.

Sonuç olarak, Bielefeld Üniversitesi'nden Lukas Böhme ve ekibinin yaptığı bu araştırma, modern kozmolojinin temel taşlarından birini yeniden değerlendirme ihtiyacını ortaya koymaktadır. Güneş Sisteminin kozmik hızına ilişkin bu yeni bulgular, evrenin yapısı, maddenin dağılımı ve yerçekimi etkilerine ilişkin daha derinlikli araştırmaların yapılmasını gerekli kılmaktadır. Bilim insanları, bu sonuçların ışığında, kozmoloji modellerini revize etmek ve evrenin gerçek doğasını daha iyi anlamak için yeni teoriler geliştirmeye devam edeceklerdir.


Etiketler:
Güneş sistemi kozmoloji radyo galaksiler evren Bielefeld Üniversitesi