50 yıllık NASA verisi Venüs'ün bulutlarının sırrını açığa çıkardı

Amerikalı araştırmacılar, NASA'nın 1970'lerde Venüs'e gönderdiği Pioneer misyonundan kalan verileri yeniden analiz ederek, gezegen bulutlarının önceki düşünülenden çok daha fazla su içerdiğini keşfetti. Bu bulgu, Venüs'te yaşam olasılığı tartışmalarında önemli bir dönüm noktası oluşturuyor.
Eski bilimsel verilerin modern tekniklerle yeniden incelenmesi son yıllarda bilim dünyasında giderek yaygınlaşıyor. Ancak bu tür yeniden analizlerin bazıları diğerlerine kıyasla çok daha derin ve çarpıcı sonuçlar ortaya koyabiliyor. Özellikle Venüs'te yaşamın mümkün olup olmadığı sorusu, astrobiyoloji camiasında en yoğun tartışılan konulardan biri haline geldi. Gezegendeki bulut katmanları, basınç ve sıcaklık açısından güneş sistemindeki herhangi bir yerde Dünya'ya en benzer koşullardan bazılarını sunuyor.
Eski veriler yeni ışık tutuyor
Cal Poly Pomona, Wisconsin Üniversitesi, Arizona Eyalet Üniversitesi ve NASA'nın çeşitli bölümlerinden oluşan bir araştırma ekibi, 1970'lerde Venüs'e gönderilen Pioneer misyonundan elde edilen verileri derinlemesine inceleyerek önemli bulgular elde etti. Venüs'ün bulutlarının bileşimi hakkında yapılan bu yeni analiz, daha önce kabul edilen anlayıştan ciddi şekilde farklı sonuçlar gösterdi. Araştırma ekibinin başında yer alan Rakesh Mogul ve Venüs uzmanı Sanjay Limaye, Pioneer misyonunun başlangıçta topladığı kütle spektrometrisi verilerinin yeniden incelenmesi gerektiğini düşünerek bu projeye başladılar.
NASA'nın Uzay Bilimi Veri Koordineli Arşiv ofisinde mikrofilm halinde saklanan bu veriler, ilk olarak arşivlerden çıkarılması ve dijitalleştirilmesi gerekiyordu. Veri kurtarma işlemi başlı başına bir bilimsel başarı olarak kabul edilebilir. Araştırmacılar, Pioneer Venus Büyük Sonda'nın Venüs'ün bulutlarından inerken topladığı iki önemli enstrümanın verilerine odaklandılar: Nötr Kütle Spektrometresi (LNMS) ve Gaz Kromatografı (LGC).
Bulutların gerçek bileşimi ortaya çıkıyor
Mogul ve Limaye, sonda atmosferin daha yoğun katmanlarına doğru inerken, bu enstrümanların girişlerinin bulutlardan gelen aerosolleşmiş parçacıklarla tıkandığını fark ettiler. Bu tıkanmanın kanıtı, sonda bulut katmanlarından geçerken atmosferdeki CO2 seviyelerinde meydana gelen büyük ama geçici düşüşte görülüyordu. Araştırmacılar bunu basit bir enstrüman arızası olarak değerlendirmek yerine, girişte hapsolmuş aerosol türlerini analiz etmenin bir yolu olarak gördüler. Sonda atmosferden inerken, çeşitli aerosoller farklı sıcaklıklarda erimekte ve enstrüman girişinin tekrar serbestçe akmasına izin vermekteydi. Bu sayede CO2 okuması yeniden yükselmişti.
Araştırmacılar, aerosollerin eriyen sıcaklıklarda hangi gazların salındığını analiz ederek, bulutların gerçek bileşimini anlamaya çalıştılar. 185°C ve 414°C'de su miktarında büyük artışlar tespit ettiler. Bu sıcaklıklar, hidratlanmış ferrik sülfat ve hidratlanmış magnezyum sülfat gibi hidratlanmış bileşikleri işaret ediyordu. Şaşırtıcı bir bulgu olarak, aerosollerin yüzde 62'sinin su olduğu ortaya çıktı. Ancak bu suyun neredeyse tamamı bu hidratlara bağlı durumdaydı. Venüs'ün bulutlarının bileşimi hakkında önceki anlayışa göre, bu sonuç oldukça önemli bir değişiklik temsil ediyordu.
Beklenen şekilde, sülfürik asit de aerosollerde mevcuttu. Sülfürik asidin ayrıştığı sıcaklık olan 215°C civarında SO2 olarak büyük bir salınım gözlemlendi. İlginç bir şekilde, 397°C civarında başka bir SO2 salınımı daha vardı. Bu, aerosollerde başka, daha termal olarak kararlı bir sülfat bileşiğinin bulunduğunu gösteriyordu. Bu bileşiğin ne olabileceğine dair ipucu, beklenmedik bir kimyasal imzada ortaya çıktı: demir. İkinci SO2 artışıyla aynı sıcaklıkta, LNMS enstrümanı demir iyonlarında bir artış tespit etti.
Demir ve sülfat bileşikleri
O sıcaklıkta SO2 salınımıyla birleştiğinde, aerosollerden birinin ferrik sülfat olduğuna dair güçlü bir gösterge ortaya çıktı. Bu bileşik, söz konusu sıcaklıklarda demir oksit ve kükürt oksitlere ayrışıyordu. Tahminlere göre, aerosollerin ferrik sülfat içeriği yüzde 16 kadar yüksek olabiliyordu. Bu oran, bu makaleden önce bulut kütlelerine hakim olduğu düşünülen sülfürik asit için tahmin edilen yüzde 22'ye neredeyse eşitti. Venüs'ün bulutlarının bileşimi konusundaki bu yeni bulgular, önceki bilimsel anlayışı temelden sarsıyordu.
Peki bu demir nereden gelmişti? Araştırma yazarları, bunun Venüs'ün atmosferine çekilen kozmik tozdan kaynaklandığına ve daha sonra asidik bulut kütlesiyle reaksiyona girdiğine inanıyorlardı. Ancak bu yeni analizden elde edilen en önemli bulgu, suyun Venüs'ün bulutlarında beklenenden çok daha önemli bir varlığa sahip olmasıydı. Bu keşif, bulutların su içeriği açısından gerçek bulutlardan veri toplayan sondalarla Venüs'ün bulut katmanını spektroskopi ekipmanıyla uzaktan tarayan sondalar arasında neden bir tutarsızlık olduğuna dair uzun süredir devam eden bir gizemi çözmekteydi.
Yaşam arayışı için yeni umutlar
Uzaktan algılama cihazları, hidratlara bağlı suyu tespit edemezdi. Bu cihazlar sadece atmosferik buhar miktarını ölçebiliyordu. Bu nedenle, iniş sondaları toplam su içeriği hesaplamalarında çok daha doğru veriler sunuyordu. Venüs'ün bulutlarında yaşam arayışı açısından bu yeni anlayış, açıkça büyük etkilere sahipti. Çünkü bu olasılığa karşı ana argümanlardan biri, o ortamda su kıtlığıydı. Ortaya çıkıyor ki su, daha önce düşünülenden çok daha bol miktarda bulunuyordu. Ancak kabul edilmelidir ki, bu suyun çoğu Dünya'da yaşayan mikroplar için oldukça asidik bir ortamda mevcuttu.
Bu yeni anlayış, eski verilerin bile ne kadar yararlı olabileceğini ve cevaplanmamış bilimsel soruların modern tartışmalarına nasıl etkili bir şekilde katkıda bulunabileceğini göstermektedir. Sorun bazen sadece bu verileri NASA'nın arşivlerinde bir yerde bulup çıkarmak olabilir. Ancak bu araştırma, eski bilimsel kaynakların yeniden incelenmesinin, günümüz bilim dünyasında ne kadar değerli sonuçlar doğurabileceğini kanıtlamıştır. Venüs'ün bulutlarında yaşam olasılığı konusundaki bu yeni bulgular, gelecekteki araştırmaların yönünü belirleyebilecek önemli bir adım teşkil etmektedir.
- Popüler Haberler -
Siyonist bakandan vahşet propagandası: Meclis'e 'yağlı urgan' rozetiyle katıldı
Japonya açıklarında 7,6 büyüklüğünde deprem
BM: Suriye'de Esed rejiminin devrilmesiyle 3 milyondan fazla kişi evine döndü
İsrail ve İran hariç birçok ülke yeni Şam yönetimiyle iyi ilişkiler geliştirdi
BM'den 135 milyon ihtiyaç sahibi için yardım çağrısı
İsrail, Gazze'de binaları havaya uçurdu! Bazı bölgeleri hedef aldı



