ANASAYFA
TV PROGRAMLARI
PROGRAMLAR
YAYIN AKIŞI
CANLI YAYIN
24 RADYO
REKLAM
İLETİŞİM VE KÜNYE


"Ya hür yaşarız ya da ayakta ölürüz"

Her şey 7 Ekim sabahı başladı. Hamas'ın "Aksa Tufanı Operasyonu" ile İsrail konusundaki ezberler bozuldu. Birçoğumuzun çocukluğundan beri şahit olduğu "Filistin davasında" yeni bir merhale içine giriverdik aniden. Beklenmedik ya da bekleniyor olması, olmuşları ve olacakları değiştirmiyor. Önemli olan bu sürecin dünya kamuoyunda nasıl algılandığı ve Filistin lehine değişip değişmeyeceği. İsrail'in yıllardır güttüğü yayılmacı, sömürgeci ve ırkçı siyasetin eseri olarak bugün Gazze'de bir soykırım izliyoruz. Artık şehit sayısının verilmesinin dahi anlamı olmadığı şu günlerde Gazzelilerden, Müslümanlar olarak gerçek bir iman dersi alıyoruz. Sarsılmaz, kale gibi bir imanla haklı oldukları davanın savunuculuğunu yaparken, sadece Allah'a dayanıp mücadele ederek kadere rıza göstermeleri İslam alemine örnek oluyor.

İsrail'in, başta ABD olmak üzere Batı'yı arkasına alarak, BM kararlarına bile aldırış etmeden Filistinlilerin mallarını ve topraklarını gasp etmelerini, yağmalamalarını nihayetinde onlara dünyada iken bir hapis hayatı yaşatmalarını; çoluk çocuk, genç yaşlı, kadın erkek demeden üzerlerine tonlarca bomba yağdırmalarını elimiz bağrımızda hayretle izliyoruz. İsrail'in bu siyasetinin Batılı ülkeler tarafından kabullenilişi ve her fırsatta "İsrail'in kendisini savunma hakkı var" diye yapılan açıklamalar, bu "soykırımın" iş birliği içinde yapıldığının açık bir göstergesi.

Gelinen noktada vicdanı hür toplumlar, İsrail'in soykırıma varan saldırılarına tepkilerini çeşitli protestolarla gösteriyorlar. Uluslararası kuruluşların bile bir yaptırımının olmaması, zihinlerimizde "Neden?" sorusunu uyandırırken bu gidişata "dur" diyememenin acısını yüreğimizde hissediyoruz. Masumların üzerine düşen her bir bombada içimizdeki öfke yumağı daha da büyüyor. Elimizden "Zalimler için yaşasın Cehennem!" demekten başka bir şey gelmiyor.

Hem suçlu hem güçlü olup haksız davasında yıllardır Filistin halkına zulmeden, Filistinlilere her gün âdeta kıyameti yaşatan İsrail, kendi yalanlarına dahi inanmış bir devlet ve toplum olarak tarihe kazınacak. Filistin halkı ise onurlu, vakur, haysiyetli, imanlı, tavizsiz bir toplum olarak adını tarihe altın harflerle yazdırıyor.

Tarih, çocuklarının uzuvlarını -Batılı Devletlerin iş birliğiyle- bombalanan binaların altında arayan babanın ahını da yazacak, "Beni mezarlığa mı götürüyorsunuz?" diyen çocuğun sesini de kaydedecek. Dünyanın gözü önünde, en temel insani ihtiyaçların dahi karşılanmasına engel olan; milyonları ekmekten, sudan mahrum bırakan; hastaneleri, okulları, kampları bombalayan bu zihniyet, kalan ömrü boyunca küçük bir taştan dahi korkacak.

Akıl ve vicdan terazisini şaşıran "Batı Medeniyeti", elbette "Ya hür yaşarız ya da ayakta ölürüz" sloganlarıyla mücadeleye devam eden bir toplumu asla yenemeyecek. Böyle bir toplumun çocuklarını öldürebilirsiniz, kadınlarını öldürebilirsiniz, evlerini yağmalayabilirsiniz, topraklarını gasp edebilirsiniz fakat kalplerindeki imanı almaya gücünüz, topunuz, tüfeğiniz asla yetmeyecek. Çünkü inanıyorlar, öyleyse sizden fersah fersah üstünler!


Yazarın diğer yazıları